Son günlerde faiz mağdurlarını konuşuyoruz ama esas mağdur olanları da gözardı ediyoruz. Dünkü faiz mağdurları ile ilgili yazmış olduğum yazı bazı dostlarımı üzdü. Benimle konuşmama kararı aldılar, neymiş efendim onları arkadan hançerlemişim.

Hiç önemli değil, yıllardır bu mesleğin içerisindeyim bu tür vakalara alışkınım bunları çok gördüm.. Zaten herkesi memnun etmek gibi bir lüksüm yok. Yazmış olduğum yazılardan dolayı kimisi darılacak, kimisi de sevinecek. Nasıl olmasa toplum olarak önyargılarla beslenmeyi ilke edindik. Böyle bir yapıda çağdaş düşünceye yer yok. İlla ki, okşayacaksın!

Oysa; seviyeli bir şekilde tartışmak varken konuşmamayı tercih edip tepki konuyor. Mesleğimiz gereği her kesimi dinleyip tarafsız bir şekilde olaylara objektif bakmak lazım. Ben kimseye küsmüyorum, herkesi seviyorum ama mesleğimi de kimse bana öğretmesin. Zaten bu ülkede herkes işini yapsa memlekette sorun kalmaz!

Her neyse, gelelim konumuza; bu ülkede tefecilik yasal hale gelmiştir. Sıkıntıya giren birçok vatandaşımız son darbeyi de tefeciden yiyor. Ülkemizin tanınmış doktor ve işadamlarından sonra bürokratlarımız da tefecilerin batağına düştü. Bankalardaki veya çeşitli yerlerdeki borçlarını ödeyemeyen vatandaşlarımız son olarak tefecilerin eline düşüyor.

Tefeciler bankalar gibi değil işi sağlama alarak çalışıyorlar. Polisle iş birliği yaparak borcu olan kişi veya kişileri anında tutuklatıp cezaevine gönderiyorlar. Polisimizin böyle bir yetkisi var mı? Elbette yok ama yasalarımız tefecilerden yana hal böyle olunca da polis görevini yapar duruma gelir. Vatandaş kurtuluş olarak tefeciye kestiği çekin karşılığını ödenmediği için polis tarafından tutulanıp cezaevine gönderiliyor.

Yani; bankaları dilimize dolayıp günlerce eleştiriyoruz ama esas sorun tefecilikte. Toprak Ürünleri Eski Müdürü Ömer Alganer, oğlu ile birlikte düne kadar cezaevindeydi. Polis onları da tutuklayıp içeri attı. Yani diyeceğim şu; bankalar tefeciler yanında devede kulak. Esas faizi tefeciler alıyor, hem de polisimizin yardımı ile.

Bankalar alacaklarını almak için yıllarca mahkemelerde sürünürken tefeciler polisin yardımı ile anında tahsilat yapıyorlar. Ömer Alganer ve oğlu bu duruma nasıl düştü? Kaç gün cezaevinde kaldıklarını ve dün nasıl serbest bırakıldıklarını hele bir anlatsalar, sanırım hepimize ibret olacak. Bankalardan borç alıp ödeyemeyenlerin gideceği son adres tefecilerdir. Tefeciler polisle işbirliği yaparak mağdur olma gibi bir durumları yok. Hangi polis hangi tefeci ile işbirliği yapıyor diye soracak olursanız minareyi çalan kılıfı çoktan giydirdi!

GARGA’DAN AL HABERİ

SİYASET DURULDU

Bu ülkede siyasetin tansiyonunu UBP artırıyor. UBP’de yaprak kıpırdamazsa siyaset durulur. Nitekim de son günlerde görüntü bu. UBP’liler 2012 Kasım kurultayına yönelik derinden çalışma yapıyorlar. Bu çalışmalar derinden yürütüldüğü için de siyasetteki tansiyon şu sıralar düştü.

UBP’deki kurultay çalışmaları bölgeler nezdinde yemeli içmeli yapılmaktadır. Örneğin geçtiğimiz günlerde Başbakan Tepebaşı’nda Kırmızıgil’in mekanında Lapta belediye başkanı Fuat Namsoy ile birlikte Girne bölgesini masaya yatırdı. Dedik ya; UBP sessiz ve derinden çalışıyor. Tamamen kendi iç hesaplaşmasına odaklandı. Diğer partilere baktığımızda diğer partilerde hareket yok. Zaten UBP olmazsa siyasette tansiyon artmaz. Demokrat Parti şimdiden seçim olacakmış gibi adaylık kavgasına girdi. Serdar Denktaş dışında birçok DP’li kendini milletvekili görmeye başladı. Belli ki; seçim dönemine girildiğinde DP’liler biribirine girecek. CTP’de bir suskunluktur gidiyor. Partinin üzerine 2009’da bir ölü toprağı atıldı, hala o toprak duruyor. Belli ki; Yorgancıoğlu da CTP’ye birşey veremedi. ÖRP’nin adı var kendi yok. Başkan Turgay Avcı’nın bir ayağı UBP’de, bir ayağı da ÖRP’de. Fırsat bulsa iki ayağı da UBP’de olur. Son günlerde UBP’ye geçeceği yönündeki duyumlar hayli arttı. Zaten Avcı’nın siyasi yaşamının devamı ancak UBP’de olur. Yine de bekleyip göreceğiz. TDP’de durumlar aynı. Denenmemiş parti olmasına rağmen, kendini pazarlayamadı. Bugün seçim olsa üç aşağı beş yukarı yine oya sahip. Uzun lâfın kısası; siyasetimiz duruldu. Ne zaman hareketlenir? diye soracak olursanız UBP ne zaman kendini hissettirirse.

 

MESAJI OLAN ALSIN

Sn.Ramazan ÖZÇELİK; Bu sıralar sesiniz soluğunuz çıkmaz oldu, bir yerde de görünmüyorsunuz. Yoksa siz da mı siyasetten soğudunuz da haberimiz yok.

Sn Fuat NAMSOY; Teğebaşı’ndaki yemek bir kez daha senin bölgedeki gücünü gösterdi. Başbakan senin sayende güzel bir gece geçirdi

Sn.Metin ŞADİ; Dereboyu modasına siz da uyduğunuz kesin zira yağmurlu bir günde cam kenarında yemekte görüldünüz gargalar haberi uçurdu. Afiyet olsun

Sn.Ahmet ÖTÜKEN; yeni sakal imajınız biraz yadırgandı hemen söyleyelim. Sizi kirli sakalla bile görmeye alışmayanlar sakalli halinize hiç alışamamışlar.

Sn.Ahmet BAĞZIBAĞLI; yani bu kadar aktif olduktan sonra artık sende siyasetteki yerini alabilirsin. Öyle belediye meclis üyeliği ile bu işler olmuyor. Birgün belediyede, birgün kulüpte derken, hergün aktif durumdasın. Hazır bu duruma gelmişken milletvekilliği adaylığını sende dene. Nasıl olmasa Kermiya halkı arkanda.

Sn.Ali POLATKAN; Şu hurma festivalindeki hurmaları o kadar çok beğenmişsiniz ki çanta çanta alıp eve götürdüğünüz söyleniyor. Bu kadar güzelse gidemeyenler çok şey kaybetti desenize

Sn.Taner ETKİN; 15 Kasım demek Denktaş demek. Bunu bilmeyen yok. Gelgelelim kurucu Cumhurbaşkanı rahatsız olması sebebiyle iş başa düştü diyorlar. Geçmişten günümüze kadar olan süreci eski bir müsteşar olarak gayet güzel anlatmışsınız.

Sn.Mustafa BATIBENİZ; Cumartesi günü yağmur var mı? Son günlerde meteoroloji konusunda uzmanlaştın. Yağmur varsa elini kaldır.

Sn.Mete BOYACI; K-PET ihalesini Kıbrıs'lı firmaların almasına birçok vatandaş sevindi. Size de hayırlı ve uğurlu olsun.

Sn.Ercan İBRAHİMOĞULLARI; Geçen gece karşılaştık, el sıkıştık ama sen gittikten sonra senin olduğunu söylediler. Seninle tanışıp konuşmak isterdim ama kısmet değilmiş. Seninle ilgili yazdıklarıma bakma. Ben normalde kimseyi tanımam. Ama yazmadığım kişi de yok. İnanki gargalar sayesinde isimlere ulaşabiliyorum. Sakın ola yazdıklarımla sana kastım var düşüncesine kapılma. Bilmem anlatabildim mi?

Sn. Hüda AKSOY; Cep telefonlarına cevap vermeme alışkanlığın bazı arkadaşlarını üzmektedir. Dün Özel Kadıoğlunu bir görsen resmen zencir çiğniyordu, defalarca seni cep telefonundan aramasına rağmen ona cevap vermemen onu hayli üzdü. İstersen bugün onun gönlünü almak için cepten bir ara da rahatlat.

Sn.Hasan ÖZTOPRAK; Hala golf oynamaya devam ediyor musunuz? Şu turnuvalarda pek görünmediğiniz söyleniyor. Yoksa katılıyorsunuz da sizi mi göremiyorlar.

Sn.Rüyam KARACA; Siz de her gün Haberdar alıp Garga bugün ne yazdı? diye okumadan edemiyormuşsunuz. İlginize teşekkürler.

Sn. Ejder ASLANBABA; Hade gözün aydın başbakan açıklama yaptı dış türklerle ilgili birimi oluşturma çalışmaları başlattı. Yani senin neden UBP’ye geçtiğin bir şekilde onaylandı gaileyi iç türkler çeksin!

Sn.Savaş BOZAT; Sağlam bir ekibin olduğu kesin. Başkanla uzlaşman da personelin memnuniyetini kazandırdı diyorlar. Herkes uygulamayı bekler haberin olsun.

Sn.Hüseyin CELAL; Sizce KKTC ne zaman tanınacak? Bir tahmin edin bakalım. Bizce never..

Sn.Serdar DENKTAŞ; Şu partinize katılımlardan zevkten dört köşe olduğunuz söyleniyor ama dikkat edin bugün size yarın sizden...Bilmem anlatabildik mi..?

Sn.Ferda EKİNCİ; İki farklı canlı yayında 2 farklı kıyafet değiştirdiğiniz vatandaşın gözünden kaçmamış.Tabii ikisi de canlı yayınsa...Biz yine de size gelen mesajı iletmiş olalım...