Kıbrıslı Rumlar, Anastasiadis’i büyük bir umutla saraya gönderdi...
Anastasiadis, saraya gittikten bir hafta sonra, 100 bin Euro’nun üzerindeki banka mevduatlarından yüzde 40 traşlama yapılmasına onay verdi...
Daha düşük miktarda mevduatı bulunanlara ise günde en fazla 300 Euro çekebilme hakkı tanındı...
Binlerce kişi “elimiz kırılsaydı da sana oy vermeseydik” bile dedi; Anastasiadis tepkilere aldırmadan ekonominin kurtuluşu için yapılması gerekenleri yapmaya devam ediyor...
Cyprus Airways şirketi zararda mı?..
Yanıt “evet” ise, önlem alınmalı...
Anastasiadis, iflas noktasına gelen Cyprus Airways çalışanlarından yaklaşık 500 kişiyi evine gönderiyor...
Çünkü başka türlü kurtuluş imkanı yok...
Bir örnek daha...
Devlet, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarını ödemede zorlanıyor...
Neden?..
Bizdeki gibi gereğinden fazla istihdam yapıldığı ve maaşlar yüksek tutulduğu için...
Öyleyse ne yapılmalı?..
Maaşlar da mevduatlar gibi traşlanmalı...
Anastasiadis, traşlamaya önce kendinden ve bakanlardan başladı...
Bir çırpıda maaşlardan yüzde 25 kesinti yaptı...
Bunu yaptıktan sonra, alta doğru ilerlemesi mutlaka daha kolay olacak...
Sadece bu olay; güney ile kuzey arasındaki büyük farkı ortaya koyuyor...
Onlarda siyaset ‘hizmet için’ yapılır...
Öncelik devleti ayakta tutmak ve kurumları güçlendirmektir...
Bunun için de fedakarlık gerekiyorsa önce yukarıdan başlanmalıdır...
Bizdekiler, bunun tam tersini yaparak işe başladı...
Önce emeklilerin maaşlarından kesintiye gittikleri için de başarılı olamadılar...
Peki neden kesintiye ‘en yukarıdan’ başlamadılar?..
Onlara göre; bakan ve milletvekillerinin maaşları zaten yüksek değil...
Aldıkları maaş ile hem geçimlerini sağlıyorlar, hem de ‘gitmek mecburiyetinde oldukları’ düğünlerde ve kurum, kuruluşların balolarında ve piyango bileti alımlarında para harcıyorlar...
Piyango bileti almadıklarında veya düğünlere gitmediklerinde oy kaybedeceklerini düşünüyorlar...
Ve bu kadar basit bir nedenle de ülke yönetiminde seviyeyi dipte tutmaya devam ediyorlar...
Böylesi bir siyaset anlayışı sürdürülebilir mi?..
Kesinlikle sürdürülemez...
Türkiye omuz vermemiş olsaydı bu sistem çoktan çökerdi...
Öyleyse; dibe vurmadan, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ekonomi yaratabilmek için öncelikle siyasetin temizlenmesi gerekir...
Bir haftalık Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in yaptıklarından dersler çıkarmalıyız...
Ayrıca olası bir çözümde, iki taraf arasında uyum sağlanabilmesi için güneydeki sistemin aynısını kuzeyde hayata geçirmeliyiz...
Yani Başkanlık Sistemi’ne geçmeliyiz...
Halen yaşamakta olduğumuz Cumhurbaşkanı-Başbakan gerginliğini de ancak böylesi bir sistem ortadan kaldırır...