Yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklar ‘uçucu madde’ içeren ‘bally’ adlı yapıştırıcı kullanıyorlar...

   Daha doğrusu poşetin içine boşaltıp burunlarına çekiyorlar...

   Sonrası?..

   Ne yaptıklarını bilmez hale geliyorlar...

   Bağırıp, çağırıyor, edepsiz hareketler yapıyorlar...

   Fazla kaçırdıkları zaman yerlere düşüp kalıyorlar...

   Burası küçük bir ülke...

   Küçük bir ülkede bu tür olayların önüne geçebilmek zor değildir...

   İstenmesi halinde birkaç gün içinde bu tür olayların kökü kurutulabilir!..

   Ama istemek, önemsemek ve çalışmak gerekir...

   Mesai bitince ‘eve gitme’ zihniyetini terk ederseniz...

   Saate bakmadan çalışır ve çalıştırırsanız...

   İnsan yaşamına önem verirseniz...

   Mutlaka yaşadığınız ülkede suçları asgariye indirirsiniz...

   Kuzey Kıbrıs’ın artık ‘partizanlıktan uzak’, çalışkan ve fedakar yöneticilere ihtiyacı vardır...

   Yatıp, kalkarken, hangi delegenin işini yapacağını değil; hangi sorunu çözeceğini düşünen...

   Gözünü hiç kırpmadan olayların üzerine yürüyen insanlara ihtiyacımız vardır...

   Yeni bir sayfa açmalıyız...

   Bunu yaparken de başka ülkelerin yaptıklarına bakmalı, iyi olan örneklerden yararlanmalıyız...

   Londra’da yaşayan Filiz Bakar adlı bir okurumuz, Kıbrıs’ın dünkü ‘bally’ haberini okuduktan sonra, İngiltere’deki uygulamalardan örnekler verdi...

   Panadol gibi ağrı kesici ilaçların dahi ‘iki kutudan fazla satılmadığına’ dikkat çekti...

   Ve çok daha önemli bir uygulamadan söz etti...

   “Yaşı 25’ten küçük olan çocuklara mutfak bıçağı dahi satılmıyor”dedi...

   Nüfusu 65 milyon olan bir ülkede bu tür uygulamalar yapılabiliyorsa, bizde 9 yaşındaki çocuklara ‘bally’ satışını önleyemez miyiz?..

   Bakkal amcaların, 10-15 yaşlarındaki çocuklara bira satışını durduramaz mıyız?..

   Polisin “Gelin, ifade verin” deme alışkanlığını ortadan kaldırarak, en ufak bir ihbar karşısında harekete geçmesini sağlayacak ‘değişimler’ yapamaz mıyız?..

   Allah aşkına uyanalım artık...

   Dünya nereye gidiyor, biz nerelerde kaldık?..

   Uyanalım artık...