Bu nüfus sayımı fikri kimden çıktıysa bize göre alış-veriş için tam bir isabet. Memur maaşını aldı, piyasaya bol bol para aktı. Bugün nüfus sayımı var, vatandaş dünden önlemini aldı. Sanki savaş çıkacakmış gibi herkes sabahın erken saatlerinde havanın güzel oluşundan da faydalanarak marketlere koştu. Belli ki vatandaş bugün evinde mangal yakıp yeyip içecek. Sayım bahane yeme içme şahane misali. Zaten birçok aile bugün bir araya gelecek. Sayım memurları evleri gezerken kalabalık ailelere rastlayacak. Hava da dünkü gibi güzel ise bahçelerde mangallar tütecek. Allah aşkına dün ne idi o kalabalık. Birçok vatandaşımızdan telefonlar yağdı. Marketlerde uzun uzun kuyruklar oluştu diye birçok kişinin dikkatini çekti. Doğrusunu isterseniz böylesi alış-verişi bayramda bile göremedik. Demek ki; çalışanın cebinde hala maaşlar duruyor. Bir de düşünün ki; nüfus sayımı ay sonuna doğru yapılsaydı marketler acaba dünkü gibi kalabalık olur muydu? Bize göre vatandaşın hesaplayamadığı bir şey var. Aralık ayı yeme içme ayı, yakında yeni yıl alış-verişleri de devreye girecek. Daha bugün ayın 4’ü. Vatandaş bu hızla giderse ay sonunu zor çıkarır. Gerçi bir çoğu 13.maaşları çantada keklik görüyor ama biz yine de uyaralım.

HÜKÜMETTE KRİZ YOK

Dünkü gazeteleri okuduğumuzda duyan da zannedecek hükümet krizi var. Sosyal Sigortalar yasa tasarısı komiteden geçmedi, bir anda hükümet kriz var telaşına kapılanlar oldu. Böyle bir dönemde UBP içerisinde kriz olmasına imkan yok. Çünkü UBP içerisinde gruplaşma yok. Komitenin başında UBP Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu olunca herkes Serdaroğlu’nun yasa tasarısını husisi olarak geçirmediğini sanıyor. Yok öyle birşey... Bize göre; Serdaroğlu’nun haklı tarafı var. Ortalığı velveleye vermenin de bir anlamı yok. Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi bu gelişmeden sonra dün milletvekillerini tek tek arayarak destek istedi. Ne desteği? Desteğe mi ihtiyaç var.? Sizin anlayacağınız; Ünverdi de medya gibi telaşa kapılanlar arasında. UBP’de bu dönem kriz olasılığı yok. O bakımdan kriz beklentisi içerisinde olanlar boşuna beklemesinler.

BAŞBAKAN UYARILDIĞI İÇİN İSTANBIL’A GİTMEDİ

Dünkü gazetelerin manşetlerine baktığımızda bütçe görüşmeleri öncesinde bazı mualif milletvekillerinin hükümet krizi yarattığını düşünürsünüz. Sosyal Sigortalar Yasa Tasarısı komiteden geçmedi, bir de bunun üstüne Başbakan İrsen Küçük İstanbul seyahatini iptal edince hükümet krizi var denildi. Kriz miriz yok... Başbakan İrsen Küçük’ğn İstanbul seyaheti sokağa çıkma yasağından dolayı iptal edildi.

Eğer Başbakan dün İstanbul’a uçmuş olsaydı, vatandaş ne diyecekti? “Başbakan bizi sokağa kapattı, kendisi de İstanbul’a gitti.” Siz de öyle demeyecek miydiniz? Bize göre; Başbakan’ın uyarılması tam da yerinde bir uyarı. O bakımdan kimse Başbakan’ın İstanbul ziyaretini iptal etmesini başka yöne saptırmasınlar. Dün aldığımız telefonlar bütçe görüşmeleri öncesinde UBP içinde hesaplaşma olduğu söylendi. Herhangi bir hesaplaşma yok, kaldı ki UBP’de şu sıralar hiçbir milletvekili parti içerisinde baş kaldıramaz. Başkaldıran kendini yanlız bulur ve milletvekilliği hayatı da sona erer. Mecliste temsil edilen ÖRP şu anda UBP’nin yedek lastiği durumunda. UBP’deki bütün milletvekilleri bu bilinçte.  

GARGA’YA MEKTUP VAR

Sevgili Harun Denizkan,

Mazbata konusu gündeme geldiği günden itibaren yazılarınızı heyecan ve umutla ailece okuyoruz. Umutla diyorum. Çünkü bu günlerde yasada değişiklik olur eşim ve ben tekrar eski özgür günlerimize döneriz diye bekliyoruz.5 yıl önce bende coğu vatandaş gibi MAZBATA'nın anlamını bilmiyordum. Daha doğrusu KKTC'deki anlamını bilmiyordum. O yıllarda çok mutlu bir evliliğimiz vardı. Hayatımız eşimin işlerinin kötü gidmesiyle kabusa dönüştü. Borçlarını ödeyemez duruma geldi. Sonradan öğrendik ki KKTC'de 3 taksit falan ödenmezse Mazbata denen bu Kabus ortraya çıkıyor. Her Mazbata'ya karşılık 1 ay cezaevinde yatıyorsunuz. Avrupalı bir vatandaşa anlatsanız şaka der. KKTC'de şaka değil kabus!

MAZBATA=KABUS=KKTC

Hangi hukuk devleti bunu kabul eder. Bu bir İnsanlık ayıbı,
hiçbir hukuk devleti bunu kabul edemez. Bazı kesimler diyorki Mazbata kalkmasın alacaklı mağdur olacak... Bence burda mağdur taraf borçlu olan tarafdır. Cezaevine girecek olan özgürlüğü kısıtlanacak olan, İşsiz kalacak olan, eşi ve cocukları bakımsız kalacak olan taraf.Borç borçtur mutlaka ödenecek. Ödeyceğizde. Ama Cezaevi olayı kesinlikle ve kesinlikle ortadan kalkmalı. Avrupa ülkelerinde Mazbatası olan vatandaşa iş bulunuyor. Ve maaş borcuna yatırılıyor! KKTC'de Cezaevine giriyorsunuz. Borçunuz faizleriyele kat kat büyüyor, eşiniz, çocuklarınız parasız bakımsız kalıyor en önemlisi ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ kısıtlanıyor. Bu mazbataları ödemek için ilkönce eşim sonra ben ve ailelerimiz borçlandık ve borç zinccirine hergün bir yakınımız dostumuz ekleniyor.

Soruyorum size mağdur taraf kim?Haftalardır haykırıyoruz, sesleniyoruz. Sesimizi duyuramadık. Artık Yalvarıyoruz. Hiç mi Televizyon izlemiyorsunuz, yazılan yazıları okumuyor musunuz? Ateş düştüğü yeri yakarmış. Eşim üç yılda beş kez cezaevine girdi çıktı. Şu an yine cezaevinde Bayramı ayrı geçirdik ama umutluyum Yılbaşında birlikte olacağız. Canım ben ve çocuklar seni bekliyoruz. Şobada kestane yapacağız.Teyzem bir bankaya kredi talebinde bulundu. Emekli maaşının yarısını verecek. Bizim borçlu olduğumuz Şahıs Yılbaşını Uludağda kutlasın diye!

Saygılar
Emine Gün

 

 

Sevgili Harun Denizkan,

Günlerdir yazılarınızda Mazbata olayına yer veriyorsunuz.Teşekkürler.Size son 2 yılımızı anlatmak istiyorum.Eşim son zamanlarda eve çok sıkıntılı geliyordu. Her sorduğumda birşey yok diyordu. Birgün sekreter aradı. Ali abimi polisler aldı hatta ellerini kelepçelediler polis aracına koydular, götürdüler dedi.Koşarak Polise gittim, hücreye koymuşlar İNANAMADIM! 2 gün dediler parayı getirmezseniz cezaevine yollayacağiz. nasıl dedim haftasonu.! Eve geldim alyansımda dahil olmak üzere bütün altımlarımı bozdurdum, aile, eş dost toparladık.Yeniden doğmuş gibi olduk, ama çok sürmedi 3 ay sonra yemek yerken baktım yemekler boğazında düğümleniyor, yutamıyor, gözleri dolarak mazbata geldi dedi ben ağlamaya başladım yarın gidecem cafuşla konuşacam biraz uzatsınlar merak etme canım dedi.

Ertesi gün 10 gibi aradı telefonu sessizce alıyorum subayın yanına giriyorum. Çınkınca ararım canım dedi. 15 dak oldu aramadı. arıyorum telefonu kapalı! olamaz diyorum kendi kendime midem sıkışıyor! Sağı solu arıyorum .Tutuklanmış bu defa doğru cezaevine! Gidiyorum. Cam var aramızda. telefonda konuşuyoruz. karar veriyoruz ben yüklü miktarda kredi çekeceğim. Bankaya gidiyorum. 2 kefil istiyorlar. İlkönce yıllar önce benim ona kefil olduğum arkadaşım geliyor aklıma, rica ediyorum YOOOK DİYOR OLAMAM ÇOK BORÇLUYUZ! Sonra en yakın arkadaşıma gidiyorum BMW si Villası vs...Ben olmam diyor ÖDEYEMEZSEN. Canım ben memurum maaşımdan kesilecek. Yok diyor konuşmalarıımızı duyan kahveci çocuk ben olurum abla diyor .Ali abi için canımı veririm.

İkinci defada kurtarıyoruz ama artık o işsiz ben maaşsız. Ailelerimizin desteği ile geçiniyoruz. AMA HERGÜNÜÜZ KABUS OFFİCE GİDEMİYOR POLİSLER ARIYOR, BEN MAAŞ ALMIYORUM BORÇDAN DOLAYI. Birgün kalkıyor çok umutlu akşam işadamları geldi, diyor bugün officede ant.imzalayacağız. sarılıyoruz birbirimize. ama ben canım diyorum office gitme polis gelir falan .Yok canım diyor olmaz adamları nerede ağırlayacam. Telefon açıyor öğlene doğru yarım saata kadar geliyor misafirler dua et canım diyor. 10 dak sonra telefon çalıyor. ''CANIM POLİS ARABASI GELDİ'' anlat diyorum izin iste. 10 SONRA KOMŞULAR ARIYOR CEZAEVİ ARACINA BİNDİRDİLER GÖTÜRDÜLER DİYORLAR.GÖZLERİMDEN İKİ DAMLA YAŞ AKIYOR YERE YIĞILIYORUM.ORTAĞI ARIYOR ABLA ALİ ABİ NERDE MİSAFİRLER GELDİ??

KALP SPAZMI GEÇİRİYOR KOŞUYORUM CEZAEVİNDEN HASTANEYE YATIYOR ELLERİ KELEPÇELİ 2 POLİS BAŞINDA. UZANIYORUM YANINA AĞLIYORUZ SABAHA KADAR.CANIM BU MAZBATA PARAMIZI ALDI, SAĞLIĞIMIZI ALDI AMA SEVGİMİZİ ALAMAYACAK...BİZ GÜÇLÜYÜZ.BEKLİYORUM SENİ BEKLİYECEM. SENİ SEVİYORUM....

SAYGILAR
NURTEN BIÇAK