Yollarda yeterli ikaz işaretleri yok...
Bırakın, yurt dışından veya güneyden gelenleri, yerliler dahi, bir bölgeden, başka bir bölgeye giderken yolları karıştırıyor...
Kent içlerinde belediyelerin kontrolündeki levhaların önemli bir kısmı yerinden oynamış, yazılar paslanmış...
Yerlerde trafik ikaz boyaları silinmiş...
Her taraf çukurlaşmış...
Trafik eğitimi diye bir alışkanlığımız yok...
Sürat denetimleri yetersiz...
Yurt dışından gelen ve sol trafiğe alışkın olmayan turistlere araba kiralarken, nelere dikkat edeceğini anlatan kılavuz verilmiyor...
Hepsinden daha önemlisi kırmızı ışıkta duran şoför kalmadı...
Bu kadar kötü bir durumdayız...
Bu kadar acınacak haldeyiz...
Çaresizlik içinde ezilecek duruma geldik...
Lefkoşa’nın Dr. Fazıl Küçük Bulvarı, trafiğin en yoğun olduğu bölgelerden biridir...
Trafik müdürlüğünden, ilgili bakanlardan ve belediye başkanlarından rica ediyorum...
Hiç olmazsa sadece bir gün...
Sıradan bir vatandaş olarak burada nöbet tutup, yaşananları gözleriyle görsünler...
Kırmızı yandıktan sonra, bir veya iki araç değil, 7-8 araç kaza yapma pahasına sürmeye devam ediyor...
Yeşil ışıkta geçmeye çalışan insanlar her dakika kaza tehlikesi atlatıyor...
Kuşkusuz tek sorunlu yer Lefkoşa’daki Dr. Fazıl Küçük Bulvarı değildir...
Adanın tüm bölgelerinde aynı sorun vardır...
Kırmızıda durmayan şoför, yeşilde geçen adamı ezmekten çekinmiyor...
Neden mi?..
Devlet korkusu yok da ondan...
“Ötekisi yapıyor, ben niye yapmıyayım” diyor ve kırmızıda sürüyor...
“Üzüm, üzümü görerek kararır” diye bir söz vardır...
Kötü sürücülerin sayısı arttıkça, iyiler de bozuluyor...
Zincirin halkaları gibi bir durum...
KKTC’nin şu anda bir numaralı sorunu, işsizlik ve parasızlık değildir...
Çalışkan insan, bir süre işsiz kalsa da, sonunda mutlaka bir iş bulabilir...
Ancak giden canı kimse geri getiremez...
İlgili tüm kişilerden, kurum ve kuruluşlardan yardım istiyoruz...
Lütfen bu sorunu ciddiye alınız...
