Sevgi nedir?..
Paylaşmak, güvenmek, inanmak..
Fedakarlık, cesaret, kararlılık...
Peki Sevgililer Günü?..
İnsanlara sevginin önemini hatırlatan, duyguları teşvik eden, kırılganlıkları ortadan kaldırmaya yarayan, affetmek için fırsat yaratan bir gündür...
Bazı insanlar çok katı bir duruş sergileyerek hayatlarında ‘sevgili’ olmadığını söyleseler bile inandırıcı olamazlar...
Çünkü; hiç kimse sevgisiz yaşayamaz...
Karşı cinsten biri olmasa bile, çevresinde sevebileceği bir kişi mutlaka vardır...
Sevmenin sınırı da yoktur...
Birden fazla ‘sevgili’ olabilir mi?..
KIBRIS’ın bugünkü magazin sayfalarında bazı ünlülerin ‘sevgi’ üzerine düşüncelerini okuyacaksınız...
Bir kısmı “insan sadece bir kişiyi sevebilir” diyor...
Bir kısmı da ‘birden fazla’ sevgili olabileceğini söylüyor!..
Herkesin ‘yeri’ ve ‘önemi’ ayrı değil mi?..
“İnsan sadece bir kişiyi sevebilir” düşüncesi ne kadar doğrudur?..
Veya bu şekilde konuşanlar ne kadar samimidir?..
Bizim gibi küçük toplumlarda genellikle duygu ve düşünceleri saklamak bir yaşam tarzıdır...
En yakın olduğu insana, genellikle de eşlere güven verebilmek için “birden fazla kişi sevilmez” derler...
Bir ölçüde, evli oldukları veya birlikte çıktıkları insana “tek sen varsın” diyebilmek ve gönül almak için böyle davranırlar...
Peki doğru olan hangisidir?..
Gerçekçi olmak ve konuşmak mı?..
İtiraf etmek mi; yoksa parmağın arkasına saklanmak mı?..
Geçelim bu konuyu...
Herkesin yaşam tarzına, duygu ve düşüncelerine saygı duymak gerekiyor...
Bugün, 14 Şubat Sevgililer Günü…
Milyonlarca insan ‘sevgisini ispat etmek için’ çırpınıyordur…
Sevgiyi ispatlamak için hediye almanın sınırı yoktur…
İmkan olsa, dağlar, taşlar, ovalar bayırlar…
En lüks villalar, en pahalı pırlantalar, en lüks arabalar, en seçme orkideler, gül bahçeleri o’nundur…
Sevgili için ne yapılsa azdır..
Ama hediye almayanlar sakın üzülmesinler...
Sürpriz hediyelerle gözü, kaşı boyananlar da ‘çok sevildiklerini’ düşünmesinler...
Duygular her zaman açığa çıkmıyor...
Bazı kişiler duygularını saklamayı tercih ediyor ve karşısındaki insanın bunu fark edebileceğini düşünüyor...
“Yaptıklarımdan, ettiklerimden anlaşılmıyor mu?” düşüncesinde olanlara zorla “seviyorum” dedirtemezsiniz...
O’nun beklentisi anlaşılmaktır...
Anlaşılırsa ne ala...
Anlaşılmazsa tek seçenek kalır: Elveda!