35 yıllık acımasız despotik bir siyasi rejimin abluka, ambargo ve tecrit uyguladığı Lefke bölgesi insanlarının topyekûn ayağa kalkmaları, belli ki rejimin bekçisi bazı iktidar makamlarını telaşa düşürdü.
Lefke’ye seçimden seçime ve sadece boş vaadlerle oy istemeye gidenler geçtiğimiz gün Lefke’nin ve LTSK’nın yolunu tutmuşlar.
Rejimin iktidarının tuzu kuru iki Bakanı…
“Hem bir gezmiş olur, hem de gazını alırız Lefkelilerin” hesabıyla gitmişler oraya belli ki…
Umarım o yolu son kez katetmiş olurlar, çünkü Lefkelilerin artık boş söze, boş vaade karnı tok…
35 yıl aynı zihniyet, “söz vermekten” öteye hiçbir şey söylemedi Lefkelilere… Lefke’nin yine bu rejim tarafından – şimdilerde gasbedilen kupası gibi – gasbedilen İlçe hakkı da dahil olmak üzere, her söz verip gittikten sonra daha da büyük kayıplar yaşattılar Lefke’ye…
Her seferinde daha fazla ezdiler, rencide ettiler.
Şimdi gelmişler, futboldaki Lefkoşa Dükalığının kamuoyunun gözü önünde kupasını gasbettiği Lefke’yi sözde “teskin etmeye” çalışıyorlar.
“Üzgünmüşler” efendim, “değerlendireceklermiş” ve bu konuda “bir dizi ziyaret girişiminde” bulunacaklarmış.
Üstelik Spordan sorumlu Bakan, böylesi vahim bir durum karşısında, ciddi bir araştırma ve soruşturma kararlılığı sergilemek yerine;
“10 maçlık cezanın (artık 13 maç), en azından 7-8’e düşürülmesinden” söz ediyor. Lefkeli gençlerin alın terleriyle sahada kazandıkları kupanın masada nasıl gasbedildiği üzerinde durmuyor.
Adeta tescil ediyor Lefkoşa futbol Dükalığının “hükmen” kupa galibiyetine ilişkin kararlarını… Bir tür “ceza pazarlığı” yapar gibi davranıyor onurlu LTSK yöneticilerine…
Maçın hakemi Gökhan Koşer’in neden “Yılın Genç Hakemi” seçildiğinin ve neden Tahkim Kurulu’nun baştan verilen çok ağır cezaları bile neredeyse ikiye katladığının arkasındaki “düşmanlık” histerisini irdelemiyorlar.
“Fazla ceza aldınız” türünden mesajlarla sözde “üzgün” ve “süzgün” görüntüler sergiliyor her iki Bakan da…
Aslında temsil ettikleri yönetim zihniyeti;
35 yıldır Lefke ve Lefkelileri canından bezdiren, ambargo ve tecrit altında tutan bir siyasi misyonun ve o misyonun koruyuculuğunu yaptığı adaletsiz ve acımasız rejimin zihniyeti değil mi?
Lefkeliler, bunları hiç kabul etmemeliydiler daha baştan…
Kulübe gelmeden binayı boşaltıp, onları yalnız bırakmalıydılar oracıkta… Çünkü bunların canını sıkmadan, rahatını bozmadan, Lefke’nin hakkı olan hiçbir şeyi elde etmesi mümkün değil…
Gördünüz… Yine boş sözlerle geldiler, Lefkelileri oyalamaya çalıştılar ve çekip gittiler.
Lefke’nin haklı olduğuna ve bu acımasız siyasi rejimin futbol derebeyliğinin yanlış yaptığına gerçekten inanmış olsalardı;
LTSK’nin onurlu ve futbolda tarih yazan insanlarının yer aldığı o çatının altına gelip, yine “değerlendireceğiz, bakacağız” şeklinde ahkâm kesmezlerdi.
“Arkadaşlar, biz yarından tezi yok Meclis araştırması isteyeceğiz. Bu ülkenin bütünlüğünü bozacak şekilde, bir bölgemiz ve insanıyla dalga geçen, onlara meydan okuyan, astığı astık, kestiği kestik bir federasyon yönetiminin konumu ne olursa olsun, bu ülkede diskriminasyon uygulamasına fırsat tanımayacağız” demiş olsalardı… İşin şekli biraz değişebilirdi belki…
Ama yok öyle bir şey… Her zamanki taktikleri gündemde…
“Değerlendireceğiz, bakacağız” deyip, Lefke’de rejimin Lefkoşa futbol dükalığına karşı biriken öfke ve tepkisini hafifletmeye çalışmaktadırlar.
Oysa Lefkelilerin eylem stratejisi bağlamında ok yaydan çıkmıştır artık ve geri alınamaz. Eğer Lefkeliler bunların boş sözleriyle oyalanıp, geri adım atmaya kalkışırlarsa… Ve üstelik bunca haksız cezaya boyun eğip, helal hakları olan kupayı almadan pes ederlerse;
O ok dönüp Lefke’yi ve LTSK’yı vuracaktır ki, esas ölümcül darbe bu olacaktır Lefke için…
Değerli LTSK yönetimi eylem planını bugün harekete geçirmeye başlasın ve parti renkleriyle adam kandırma seferlerine çıkanlara hak ettikleri cevabı Menekşe-Beyaz renklerle versin…
Federasyon yönetiminin ise, kurullarıyla birlikte topyekûn istifası sağlanıp, kupa final süreci öncesine dönülmeden de, futbolda Lefkoşa Dükalığının korkuttuğu ve somut adım atmaktan kaçınan hiçbir siyasi ile sakın ola,”ceza pazarlığına” girişmesinler.
Rejimin siyasetçileri rahatsız edilmeden ülke insanının rahatsızlığını gidermek bu noktadan sonra artık mümkün değildir.