Bu aralar “nedendir bilinmez” bir oy deklerasyonu furyasıdır gidiyor…
2’nci Cumhurbaşkanı Talat bile dayanamayıp, “Oyum Bir Kıbrıslı Türk olarak AK Parti’ye” deyiverdi…
***
Dış Basın Birliği’nin Eski Başkanı Hüseyin Alkan…
Yıllarca Hürriyet’in de Kıbrıs Temsilciliği’ni de yaptı. Ada’dan ayrıldıktan sonra da BBC Türkçe Servisi’nde çalışmaya başladı…
Bu aralar da Türkiye’de seçimin nabzını tutuyor sokaklarda.
Önceki gün de yolu, İstanbul’da Leblebici Şaban Sokağı'ndaki genelevlere düştü…
Gerisini şöyle anlatıyor sevgili dostum:
“…Bütün evlere uğruyorum… Biri “Gel yukarıda rahat konuşalım” diyor… Bir başka kadın, hangi partiye oy vereceğini söylemek için 35 TL vizite ücretini ödememi istiyor… “Hükümet buradaki fuhuşla uğraşacağına dışarıdakiyle uğraşsın.” diyorlar…Bir kadın, “Dışarıdakilere kapıları açtılar, bizim işler düştü. Eskiden bu sokak ful olurdu. Şimdi vize de kalktı. Bizim işler daha da kötüye gidecek” diye yakınıyor…Yarı çıplak kadınların karşısında bazen ellerim önde bağlı, zaman zaman da hazırol vaziyette , mahçup “İyi günler ben gazeteciyim” diyorum. Yukarıdan yeni inen kadınlar merakla, kasada duran adamlar da kaşlarının altından, başlarını dörtte bir ölçek çevirerek bakıyorlar…En köşedeki evin favori kadını “Sana geldim hayatım” diyen adamı yukarı gönderdikten sonra oyunu AKP'ye vereceğini söylüyor: “…AKP yandaşlarını doyurdu, kendini de doyurdu. Belki bundan sonra bize bir faydası dokunur.” diyor ve “Ecevit gibisi gelmez” diye ekliyor…Çıkarken, girişte benden vizite ücretini isteyen kadın. “Gel bakalım. Kamuoyu yoklaması yaptın mı? Ne çıktı?” diye soruyor… Özet yapıyorum. “AKP'den iyisini mi bulacaklar?” diyor.”
Bu arada demedi demeyin sakın… Bakın herkes oyunun rengini açık açık belli ediyor. Gidilecek köyün de minareleri göründü görünecek. Varsın son 3-4 gün kala da olsa varsa belli etmeyen “rengini”, çıkıp açıklasın… Çok kolay valla… “Benim de oyum AKEPE’ye” deyiverin, anlayan anlar oyunuzun rengini…