KIBRIS’ın dünkü manşetinde yer alan ‘Polis çaresiz’ başlıklı haberi okumuşsunuzdur...

   Bu haber, hemen herkesi yakından ilgilendiriyor...

   Kontörlü telefon hattı alanlar, istedikleri kişileri taciz veya tehdit edebiliyor...

   Hatta tehdit sonrasında eyleme de geçebiliyor...

   Mağdur olan vatandaşlar, taciz veya tehdit mesajlarını polise ilettiği zaman, tatmin edici bir karşılık alamıyor...

   Polis “Size bu konuda yardımcı olamayacağız” dediği zaman, sade bir vatandaş olarak ‘çaresizliğin’ ve ‘korumasızlığın’ acısını yaşarsınız...

  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ‘Bağımsız ve demokratik bir hukuk devleti’ olduğunu iddia edenler, ne yazık ki; bu tür hayati sorunları ortadan kaldıracak yasal önlemleri bugüne kadar almadılar...

  Daha doğrusu, bu tür işlerle ilgilenmediler...

   Şikayetleri, tehdit sonrasındaki kurşunlamaları ve tecavüzleri duymazdan, görmezden geldiler...

   Devlet olmak veya devlet yönetmek kolay mıdır?..

   Günlük kabullerle devlet yönetimi olabilir mi?..

   Olamaz...

   Küçük ülkemizde suçlar patlarken, halkı korumakla mükellef olan polis teşkilatının önünü açacak yasaların neden ele alınmadığını sorma hakkımız vardır...

   Geride bıraktığımız yıllar içerisinde, gerek internet üzerinden, gerekse kontörlü telefonlarla birçok suç işlendi...

   Bazı şirketlerin web sayfaları çökertildiği halde, polis ‘Sorumlular hakkında’ hiçbir şey yapamadı...

   Neden mi?..

   İnternet suçlarıyla ilgili bir yasa yok da ondan...

   Böylesi bir yasayı çıkarmak zor mudur?..

   İstenirse değildir...

   Ama istek olmayınca hiçbir şey yapamazsınız...

   İnternet yasası çıkarmak, kontörlü telefonları kayıt altına alacak bir sistem geliştirmek, siyaset yapanlara oy getirmiyor...

   Böylesi önlemler, sadece ülkesine ve halkın tümüne hizmet için görev yapanlar tarafından alınabilir...

   Yani ciddi devlet yönetimlerinde...

   Yani devlet gibi devletlerde...

   Bir sürü yan kesicinin, vurguncunun, hırsızın ve katillerin kol gezdiği bir ülkede kontörlü telefonların ‘kayıtsız’ satışına izin vermek, işlenen suçlara ortak olmakla eş anlamlıdır...

   Parlamentoda temsil edilen tüm siyasi partiler, ülkemizde bugüne kadar internet ve kontörlü telefonlarla işlenen suçların sorumlularıdırlar...

   Hiç kimse topu tek kaleye atmasın...

   İstek olursa, bu tür suçları önleyici yasalarda oybirliği de sağlanabilir...

   Hayati önem taşıyan bu konunun takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz...

   Halkı korumasız bırakmak hem suçtur, hem de günahtır...