Ülkemizde bir kurtuluş savaşı gerçekleşti. 1950’lerden başlayarak Rumların KıbrıslıTürklere bir gün saldıracağı ve adaya tek başlarına sahip olup tüm Yunanlıların büyük hayalleri olan “Megali İdea”nın önemli bir adımını gerçekleştirmeye çalışacakları belliydi.

Bu gerçek aşikarken Türkler de oturup gelişmeleri kenardan seyredemezlerdi. Türk Mukavemet Teşkilatı bu tehlikenin önüne geçebilmek ve Kıbrıs Türküne yaşam şansı verebilsin diye kurulmuştu. TMT’nin kuruluşundan itibaren Türkiye’deki hükümetlerin direk emri ve desteğiyle TSK tarafından organize edildiği bir gerçektir ve benim için gurur kaynağı olan bir gerçektir.

TMT yukarıdaki satırlarda yazdığım gibi bizleri korumak için kurulmuştu ve bu görevini de başarıyla yürüttü. Zaten tarihi gerçekler de göstermiştir ki Rumlar her fırsatta saldırılar düzenlerken TMT tarafından örgütlenen Mücahitlerimiz devamlı savunma durumundaydılar. Bu gerçekleri başka göstermeye çalışanlar ancak revizyonist tarihçiliğe soyunmuş olurlar.

Türkiye’de şu veya bu nedenle Ergenekon denilen bir organizasyonun olduğunu ve bunun da yasa dışı işlerle ilgilendiği iddia edilerek birçok kişi tutuklanmış ve yargıya sevkedilmiştirler. Türkiye Cumhuriyeti yasalarınca da yasal süreç devam edeck ve suçlklukları ya da suçsuzlukları ispat edilecektir. Bizler KKTC’den bunu dışarıdan seyrediyoruz ve iki ayrı ülkeden bahsettiğimiz için bu da zaten böyle olmalıdır.

Gelin görün ki 2. Cumhurbaşkanı M. A. Talat’ın çıktığı parti olan CTP Genel Sekreteri kanalıyla basına yaptığı yazılı açıklamada TMT’ye korkunç bir haksızlık yapmış ve üzülerek okuduğum cümlelerle TMT’ye açıkça saldırmıştır.  İşte CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy’un açıklamasında buraya aktardığım cümleleri: “Son günlerde yapılan çeşitli açıklamaların ardından gündeme yeniden gelen Ergenekon terör örgütünün, Kıbrıs’taki varlığından şüphe edenler ya bu ülkenin tarihinden bihaberler ya da bu çevreler tarafından beslenmekteler. 1950’li yıllardan itibaren, ülkemizde etkin faaliyet sürdüren Kontrgerilla ve Özel Harp Dairesi’nin gerçekleştirdiği terör eylemlerinin toplum tarafından bilindiği yadsınamaz bir gerçektir. Cami bombalama olaylarından, insanları göçe zorlayan terörist girişimlere ve baskılara, siyasi partilerin bombalanmasından, çeşitli tehditlere kadar pek çok olayın arkasında, Ergenekon terör örgütü türü karanlık güçlerin ve yapılanmaların olduğu aşikardır.”

“AK Parti Hükümeti’nin, Türkiye’de başlattığı Ergenekon ve Balyoz Davası’na KKTC’nin dahil edilmemesi atılan adımın yeterince fayda sağlamamasına neden oldu. Oysa Kıbrıs’ın, bu tür örgütlenmelerin merkezi olduğu çok iyi bilinmektedir.“

Bu topraklarda doğup büyüyen birinin TMT’nin bizi korumasından bahsetmesi gerekirken yapılanları “terör eylemleri” tanımlaması olarak değerlendirmesi utanç vericidir ve Asım Akansoy’un TMT’nin her üyesine özür borcu vardır. Ancak Akansoy bunula da durmamış, her fırsatta sıradan bir komşu ülke olduğunu vurguladığı Türkiye’yi kalkıp KKTC’ye bir cadı avına davet etmiş ve bunun da demokrasi uğruna olduğunu iddia etmiştir. Bu kadarı da fazla olmuyor mu Sayın Akansoy? Hani kendi kendimizi yönetmek istiyorduk? İşinize gelince jurnalcilik bile demokratik mi oluyor? Türkiye hangi yasal çerçevede bu cadı avına davet edilebilir bize de anlatsanız da anlasak.

2. Cumhurbaşkanı Talat da Taraf gazetesine verdiği açıklamada ayni şekilde Ergenekon meselesinin Kıbrıs’ta da araştırlıması gerektiğini belirtti. Bu bir eski KKTC Cumhurbaşkanından geldiği için çok üzücüdür. Ülkemizde suç unsurları varsa Cumhurbaşkanının KKTC Savcılığına başvurması gerekmez mi?

Sayın Talat ve Sayın Akansoy, ben insanların suçları ispat edilene kadar suçsuz kabul edilmelerinden yanayım. Henüz Türkiye’de bile bu konudan suçlu bulunan yokken sizin Kıbrıs’ta suçlular ilan edebilmenizi hayretler içinde izlemekteyim. Kaldı ki yapılan tanımlamanın tarihlerine ve örnek verilen olaylara bakıldığında hedefin TMT olduğu kesindir. Elinize geleni duvara fırlatıyorsunuz ve ne yapışırsa kardır yaklaşımıyla çamur atıyorsunuz ama bu halka ve mücadele terihimize de haksızca utanç verici bir suçu yüklüyorsunuz.

Yazık...