CTP kurultayının muhtemel siyasal sonuçları hakkında çok şey söylenebilir. Ama belki de bunlardan önce saptanması gereken önemli bir husus var: CTP’nin yıllardır kaskatı duran yüz kasları gevşedi.

Ferdi Sabit Soyer, Ömer Kalyoncu ve Kutlay Erk’le simgeleştirilebilecek agresif yönetim geleneği, Özkan Yorgancıoğlu’nun seçilmesiyle yıkıldı. Mizaç olarak ılıman ve yumuşak bir politikacı olan Yorgancıoğlu bu yönüyle CTP’yi geniş kitlelerle barıştırma şansına sahip.

CTP, 2004’ten sonra ideolojik olarak merkeze göz kırptı ve büyüdü. Buna karşın kök CTP’li olmayanlarla arasına mesafe koymaya devam etti.

Hani neredeyse insanların CTP’ye oy vermesi mümkündü ama CTP’li olması imkânsızdı. Sonradan gelenlerin çoğu en fazla “Birleşik Güç” olabildiler, o kadar… Aradan bunca zaman geçtiği halde “CTP” ve “Birleşik Güçler” diye iki ayrı varlıktan söz ediliyor olması yeterince manidar…

Nitekim bugün hâlâ daha CTP-BG grubunda yer aldığı halde, parti üyesi olmayan milletvekilleri var. Yeni parti meclisine bakmak bile “Birleşik Güçler“in dışta kalmışlığını anlamaya yetiyor.

Özkan Yorgancıoğlu’nun güler yüzlü ve uzlaşmacı tarzı, sayısal ve siyasal olarak merkeze yerleşen CTP’yi duygusal olarak da merkez partisi haline getirebilir. Ana muhalefetin keskin, katı ve sinirli liderlikten kurtularak esnek, sakin ve güleç bir imaja kavuşması pek çokları için davetkâr olabilir.

Muhalefete düştükten sonra CTP’den en büyük beklenti, iktidar dönemindeki yanlışlarıyla yüzleşmesiydi. Kamuoyu önünde kendi kendiyle hesaplaşıp arınmayan parti, UBP hayal kırıklığı yarattığı halde umut olmayı başaramadı. Şimdi Yorgancıoğlu’nun seçilmesi partinin gecikmiş ama doğal özeleştirisi olarak algılanabilir.

Ömer Kalyoncu ve Kutlay Erk gibi iktidar dönemiyle özdeşleşen isimlerin yerine Yorgancıoğlu’nun seçilmesi partinin yakın geçmişiyle bağını gevşetti. Yeni başkan her ne kadar iktidar zamanında bakanlık yapmışsa da, daha sonra Soyer’e rakip çıkarak ana gövdeden ayrılmıştı.

Bugün Yorgancıoğlu’ndan başka kim seçilseydi üzerine Soyer’in gölgesi düşecekti. Yorgancıoğlu’nun en büyük şansı, eski başkanla ilişkisini geçmişte “rekabet” düzleminde sabitlemiş olmasıdır.

Özkan Yorgancıoğlu’nu bekleyen zorluklara gelince… En büyük talihsizliği Ömer Kalyoncu’nun ilk turdan sonra çekilerek kendisini 334 oyda çakılı bırakmış olması... Böylece delege desteğini yüzde 50’nin üzerine çıkarma şansını yitirmiş oldu.

İkinci turun yapılmaması, hatırı sayılır bir oyla üçüncü olan Mehmet Çağlar’la yeni başkan arasında oluşması kaçınılmaz ittifakı da önledi. İkinci turda kim seçilse Çağlar’ın desteğini arkasına almış olacaktı. Oysa şimdi Yorgancıoğlu sadece Kalyoncu’nun değil Çağlar’ın da muhalif nefesini ensesinde hissedecek.

Yorgancıoğlu’nun bir zorluğu da Ferdi Sabit Soyer olacak. Eski bir muhalifinin başkan seçilmesi Soyer’i canlı tutup, bileyebilir.

Başta dediğimiz gibi CTP yıllar sonra gülümsedi… Ama önemli olan içinin kan ağlayıp ağlamayacağı…