Ben buna ASGARİ ÜCRETLE YAŞAMA DENEMELERİ ADINI KOYDUM…

Bu yazıyı, milyonlarca insanın yaşadığı zorlukların sesi olarak kaleme alıyorum. Sizlere sormak istediğim bir şey var. Bu ülkede belirlediğiniz asgari ücretle bir ay değil, sadece 10 gün yaşamanız mümkün mü? Eğer gerçekten halkın içinde yaşıyor ve onların dertlerini anladığınızı düşünüyorsanız, gelin bu ücretle 10 gün boyunca geçinmeye çalışın ve  halkın, vatandaşın, emekçinin ne demek istediğini  daha iyi anlayın.

Bugün bir asgari ücretli, maaşını alır almaz ilk olarak ev kirasını ödüyor. Köyler dahil şehirlerinde ev kiraları 20 bin ve üzerine  dayanmış durumda. Bu durumda, maaşın yarısından fazlası  daha ilk günden tükeniyor. Peki ya elektrik, su faturaları? Peki ya temel ihtiyaçlar? Çocukların eğitim masrafları, yol parası, sağlık giderleri? Bunlar nasıl karşılanacak? 

Öte yandan marketlere girdiğimizde temel gıda ürünlerinin bile lüks hale geldiğini görüyoruz. Bir ailenin sadece temel beslenme ihtiyaçlarını karşılaması bile mümkün değil. Oysa bir insanın karnını doyurması, barınması, ısınması en temel hakkıdır. Ancak bugün bu haklar, birçok vatandaş için hayal haline gelmiş durumda. Payınız çok büyük. 

Sayın yetkililer, bu durumu çözmek sizin elinizde. İnsanların hak ettikleri insanca yaşam standartlarına ulaşabilmesi için adımlar atmak zorundasınız. Maaşlara yapılacak zamlar, enflasyon artışıyla birlikte anlamını yitirmemeli. Bir eliniz maaş artışı yaparken, diğer elinizi vatandaşın cebine atamazsınız. 

Öncelikle asgari ücretin ne olduğunu mu açıklayalım size  bilmeyenler olabilir aranızda.  Israrla görmezden geldiğiniz ve alay edercesine fiyat biçtiğiniz emeğin karşılığı dahi olmayan asgari ücreti anlatalım size.  Asgari ücret, çalışanların emeğinin karşılığı olarak alabileceği en düşük ücreti ifade eder. Amacı, bir çalışanın temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca bir yaşam sürmesini sağlamaktır. Ancak,  bu kadar yüksek enflasyon oranlarına sahip ülkemizde , asgari ücret bu amacı yerine getirmekte artık güçlük çekiyor. 

2025 yılı itibarıyla asgari ücret net olarak açıklansa da, bu ülkede , bu zamlarda , bu denetimsizlikte , bu ücretin yeterli olmadığı açıkça görülüyor. Ortalama bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılaması için gereken tutar ile asgari ücret arasında büyük bir uçurum var. İnsanlar sadece kira ve faturalarını ödedikten sonra bile elde kalan paranın temel gıda ihtiyaçlarına yetmediğinden şikayetçi ve artık insanlar yetemiyor. Kimse bu zamlar , bu denetimsizilik , bu faturalar , bu astronomik ücretler ile baş edemiyor. 

Gelin, size bir de bu asgari ücretle yaşamanın zorluklarına detaylı bir şekilde anlatalım. Ev kiraları  cüzdanı yutan canavar halen gelmiştir. Serbest piyasa ve denetim açığı yüzünden kiralık evlere  satılan ev taksitleri kadar kira bedeli ödeniyor.  Ülkenin  tüm şehirlerinde ve köy yerlerinden bile kiralar asgari ücretin neredeyse tamamını tüketiyor. Ev kiraları sterlin üzerinden tahsil ediliyor ve kimse bu yükün altımdan kalkamıyor. 

20 bin tl ve üzeri ev kiraları isteniyor ve  asgari ücretle bunu karşılamayı bekleyen bir yetki makamı var başımızda. Asgari ücretle geçinen bir birey, kira masrafını karşıladıktan sonra başka hiçbir ihtiyacını karşılayamıyor. Bunu anlamanız için  matematik dehası Johann  gauss mezarından mı kaldıralım.

Başka bir asgari ücretli canavarı ise gıda ve market alışverişidir. Temel gıda maddelerindeki fiyat artışları, maaşların alım gücünü ciddi şekilde düşüreli çok oldu. Bir bireyin günlük  temel market alışverişi bile iki bin TL’ye mal olurken, bu durum bir ailenin geçinmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Allah aşıkına siz sayın bakanlar, hükümet edenler nereden alış veriş yapıyorsunuz? Hiç mi görmüyorsunuz o fiyat manyaklığını? 

Daha başka bir canavar  faturalar , eğitim ve sağlık giderleri.  Elektrik, su, sağlık ve eğitim gibi temel faturaların toplamı, bir ailenin bütçesinde büyük bir yük oluşturuyor. Buna ek olarak, toplu taşıma ücretleri veya özel araç kullanmanın maliyeti, asgari ücretli bir çalışanın maaşından önemli bir kesinti yapıyor.ne kaldı be geriye ? La havle…

Artan yaşam maliyetleri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik sonuçlar da doğuruyor. Sürekli borçlanmak zorunda kalan bireyler, gelecek kaygısı yaşıyor ve aile içi huzursuzluklar artıyor. Biraz empati ya hadi görevlerinizi boşverdik, siz vatandaşın yerine geçin bir bakalım. Bu maaşla günlük yaşamın temel ihtiyaçlarını bile karşılamak neredeyse imkansız hale gelirken, çalışanlar hak ettikleri değeri görmek istiyor. Geçim derdinin çözümü, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal huzur ve refahın temel taşıdır. 

ÇOK SAYIN YETKİLİLER 

BU VATANDAŞIN , BU EMEKÇİNİN  , BU ÇALIŞANLARIN temel talebi, insanca yaşayabilecekleri bir ücret. İnsanlar artık yalnızca hayatta kalmak değil, aynı zamanda sağlık, eğitim ve sosyal aktiviteler için de bütçe ayırabilmek istiyor. 


DAHA NASIL ANLATILIR  BİLEMEMEDİK…