İki günden beridir marketlerde sigara tiryakileri içtikleri sigaraları bulamıyorlar. Sigara tiryakileri için sigara olmaması onlar için büyük bir sorun. Tiryaki olanlar daha iyi bilecek. Biz ne sigara içilsin, ne de birilerinin sigara tiryakisi olmasını istiyoruz. Ancak bu bir gerçek. Hiç kimseyi kendi özel yaşam ve isteklerinden mağdur etmeye hakkımız yok.

Sigara konusunda devletin sigaraya zam yapacağı duyuruldu. Tüccar marketleri rutin bir şekilde elindeki sigaralarla destekledi. Yani zam var diye tüccar sigarayı saklamadı. Marketlere bol bol sigara dağıttı. Ama marketler sigaraya zam yapılacak diye sigarayı rafın altına sakladı. Dün sigara almaya gidenler sigara bulamadı. Keşke hiçbir zaman bulmasalardı ama bu sadece belki Pazartesi’ne kadar. Pazartesi sigaraya zam gelecek marketçiler de bu fırsattan yararlanıp para kazanacaklar. Dün bu konuda bizi arayan birçok vatandaş oldu. Maşallah sigara tiryakileri de çok. Markete gidip sigaraya bulamayan bizi aradı. Hem de sinirli bir vaziyette. Piyasada sigara yok, daha doğrusu sigara var da marketçiler sigaraları saklıyorlar. Onlar da fırsat bu fırsat deyip sigaradan birkaç kuruş kazanmak istiyorlar. Tüccar sigaraya zam yapılacağını bildiği halde sigarayı gümrükten çekip ambarına sokmadı. Bilakis müşterisine verdi, ama müşterisi olan marketçiler sigarayı sakladı. Vatandaş da sigara almaya gidince sigara bulamadı. Bizi arayıp şikâyet etti.

Şimdi anlıyor musunuz vatandaşımızın neden Güney’e gidip alış-veriş yaptığını? Çünkü biz ince hesaplar peşindeyiz. Sigaradan birkaç kuruş kazanacağız diye kendi insanımızı gücendiriyoruz. Hiç şaşmayın Güney’de sigara daha pahalıysa ve oradan gidip sigara alırlarsa.! Çünkü biz sigaraya zam gelecek diye birkaç kartonu tiryakilerden sakladık. İşte Güney’e gitmenin en büyük nedeni...

 

DÜRÜST GÜCÜNÜ GÖSTERDİ

37 yıldır Güzelyurt’ta çivi çakılmadı diyoruz ama son zamanlarda inşaat sektöründe Güzelyurt’ta da atılımlar yapıldığını görüyoruz. Alas Construction birkaç yıldır apartman daireleri ve dükkanlar yaparak Güzelyurt halkına bir moral niteliğinde hizmet vermektedir. Güzelyurt verildi verilecek derken, ardından Yaka Group inşaatlarına başladı. Lemar market arkasında TL ile satışlara başlandı. Hem de dövizin tavan yaptığı bir dönemde. Sadece işadamları mı Güzelyurt’a can veren.? Devlet de birşeyler yapmaya çalışıyor.

Önceki gün Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst, Atatürk Maarif Anaokulu’nu hizmete açtı. Yıllar önce yıkılan anaokulunu birbuçuk milyon tl harcayarak Güzelyurt halkının hizmetine açtı. Burada iki şeye dikkat etmenizi istiyoruz... Birincisi Güzelyurt’a artık yatırımların yapıldığı, ikincisi de; Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst’ün gücü. Açılışa yaklaşık 2 bin davetli çağırdı. Ama davetliler arasında UBP’nin kurultay delegeleri ön plânda idi. Yani; Kemal Dürüst’ün gücü ortada idi. UBP ne kadar yıpranırsa yıpransın bazı isimler vardır ki; parti içerisinde partiye sürekli kan pompalıyorlar. İşte bu isimlerden birisi de Kemal Dürüst. Bir anaokulunun açılışında bile bu kadar çok insanı bir araya getirmeyi başarabiliyorsa, bu onun güçlü olduğunu gösteriyor. Bize göre; geçtiğimiz hafta UBP açısından en önemli olaylardan biri de bu idi. Anaokulu bahane, UBP şahane diyebilirsiniz. Çünkü Dürüst işini biliyor.

 

BOZER’İN KEYFİNE DİYECEK YOK

Siyasiler için koltuğu kaybetme korkusu bir ızdıraptır. Yok olma gibi birşeydir. Çünkü siyasiler hep hırsları ile bir yerlere gelmek isterler. Bunu başardıklarında onlardan iyisi yok. Dünyanın en mutlu insanı oluveriyorlar. Ama kaybettiklerinde de onlar için dünyanın sonu gibiymiş. Meclis başkanı Hasan Bozer birkaç hafta öncesine kadar telaşlı idi. Aslında onun telaşı meclis başkanlığını kaybedeceğinden değil. Meclis başkanlığını kaybetmeyeceğini kendisi de biliyordu. Ondan emindi ancak UBP içerisinde kendisine oy vermeyecek olan kimlerin olduğunu hep düşünürdü. Kimseye herhangi bir kötülüğü olmadığı halde neden özellikle kendi partisindeki milletvekilleri kendisine oy vermesin.? Neden?

Nitekim de yapılan oylamada 5-6 UBP milletvekilinin kendisine oy vermediği tescillendi. Bunun üzerine birkaç gün araştırma yaptı ve o kişileri de tespit etti. Kendisine oy vermeyenlerin kendi bölgesi olan Girne’den olduğunu da öğrendi. Ama sonuçta kendisine değil, UBP’ye olan tepkiden dolayı oy vermedikleri ortaya çıktı. Meclis Başkanı Bozer yaklaşık bir haftadan beridi bu düğümü çözmeye çalışıyordu ve nitekim de çözdü. Geçtiğimiz Perşembe günü mecliste Bozer rahat bir şekilde olduğunu gösterdi. Özellikle o bir sigara tiryakisi ve sık sık odasına gidip sigara içiyor. Geçtiğimiz Perşembe günü kendisine oy vermeyenleri tahmin ederek odasına çağırdı ve onlarla birlikte sigarasını tüttürdü. Bozer; işini biliyor ve kendisine oy vermeyenleri etrafına topluyor. Yani; Bozer’in keyfine diyecek yok, çünkü o bu siyaseti iyi biliyor.

 

SİYASETİ BELİRLEYEN UBP’DİR

KKTC’de UBP de olmasa acaba neler yazacaktık? Siyasetin kalbi her zaman UBP’de atıyor. UBP ister kendi içinde, isterse diğer siyasi partilerle kavga veren bir partidir. Hükümette olduğunda geçmişte hep muhalefetle kavga verirdi ama UBP tarihinde ilk kez muhalefetle değil kendi içinde kavga veriyor.

Düşünebiliyor musunuz? Bir parti iktidarda olacak, yanlışlar yapacak ama muhalefetin gücü UBP’ye yetmiyecek. UBP kendi içinde kavga verir ve basında da gündem olur. Aylardır hep bu şekilde gidiyor. Kimi zaman Cumhurbaşkanı, Başbakan kavgası, kimi zaman da UBP içinde çıkan sesler UBP’yi hep gündemde tutmuştur. Demek ki bu düzenin savunucusu ve koruyucusu olan UBP siyasete yön vermeye devam edecek. Ama UBP bunu nasıl isterse.?

2009 yılından beridir ilk kez muhalefetin etkisi olmadan sadece kendi içindeki kavgası ile gündemde oluyor. Bu da demektir ki UBP’siz siyaset olmuyor. Eğer UBP’de hareket varsa siyasette de hareket var demektir. Bunu biz gözlemliyoruz, eminiz sizler de gözlemliyorsunuz.

 

SENDİKALAR NEREDE?

Sahi ama sendikalar nerede? Okullar açıldı, okullarda grev yok. Yılın sonuna geldik, maaşlarla ilgili sendikalardan tıs yok. Türk-Sen genel başkanı Aslan Bıçaklı nerede? Ya Şenel Elcil.? Hiçbiri ortada yok. Her taraf güllük gülistanlık.! Yeni yasalar hem de sendikacıların istemediği yasalar neredeyse meclisin kapısından içeri giriyor ama sendikacılar ortada yoklar. O büyük mitingler nerede? Unutuldu mu? Yani; geçen yıl ne vardı ki sendikalar yollara dökülmüştü.? Peki ama şimdi ne var ki onlar ortada yok.?Yoksa sendikacıların da mı artık umudu kalmadı.? Doğrusunu isterseniz biz merak ediyoruz.? Okullar her yıl açıldığında bu aylarda öğretmenler greve giderdi. Biz greve gitsin demiyoruz ama şunu soruyoruz; öğretmenlerin istedikleri oldu mu ki şu sıralar greve gitmiyorlar? Sadece merak ettik. Sendikalar bir dönem siyasi partilerin önünde idi. Ama bugün siyasi partiler gibi onlar da ortada yok. Peki ama neden?

 

TUGAY’A YOL GÖRÜNDÜ

Faiz yasası ile ilgili yazdıklarımız kamuoyunda büyük bir ses getiriyor. Vatandaş yıllardır ezildiği faizler altından biran önce kurtulmak istiyor. Bu konuda aldığımız telefonların haddi hesabı yok. Biran önce yeni faiz yasasının geçmesini bekleyen çok. Dün yeni faiz yasasının Ankara’ya havale edildiğini yazmıştık. Dün aldığımız bilgilere göre; Merkez Bankası Başkanı Ahmet Tugay’ın bu yasadan hoşnut olmadığı ve Bankalar Birliği ile uyum içinde olduğu bildirildi. Tugay’ın Ocak ayında görev süresi doluyor, yanılmıyorsak dört yıldan beridir Merkez Bankası Başkanlığı yapıyor. Gelen haberlere göre; Tugay Ocak ayından önce görevden alınıp yerine başka biri atanacak. Tabi bu meyanda Türkiye Cumhuriyeti Lefkoaşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’nın yeni faiz yasasına destek verdiği de söyleniyor. Her ne kadar da Merkez Bankası Başkanı yeni yasayı istemiyorsa da Akça bunu istiyor.