Yunanistan her gün daha da dibe doğru sürükleniyor. Endişe ve korkularına her gün bir yenisini ekliyor.
AB ile ipler iyice gergin. Yunan tarihinin en büyük başarısı olarak gösterilen “Euro Zone”dan atılmak üzere. İçeride tansiyonsa ölüm sınırında…
Yunanistan ancak bir “ulusal direniş” hareketi başlatarak, bir genel seferberlik motivasyonu yakalayarak bu felaketten kurtulabilecek.
Bunu başlatabilmenin tek yolu ise bir ortak düşman yaratıp, o düşmana karşı seferber olabilmek…
Ve bence düşmanın adı yeniden kondu: TÜRKLER…
Yunan kamuoyu yeniden Türkiye’ye karşı dolduruluyor. “Doğu’dan gelecek felaket” senaryosu yeniden pişirilip empoze ediliyor ve “Türkiye, bu zorluklarımızı fırsat bilip bizi yutacak” deniyor.
İnanamıyorsunuz değil mi! Bakın Yunanistan Başbakanı Papandreu’ya emekli 7 generalin gönderdiği mektup aynen şu ifadeleri içeriyor: “Doğudan gelen tehdit (Türkiye kastedilerek) ekonomik kriz yüzünden silahlı kuvvetlerimizin gücünden tereddüt ederse o zaman çarpışma kaçınılmaz olacaktır. Böyle bir durumda ödeyeceğimiz bedel, bugün silahlı kuvvetlerimizin caydırıcı güç olması için ödememiz gereken bedelden çok daha fazla olacaktır.”
Bu meseleye, “Emekli 7 General” olarak bence bakmak tam anlamıyla safça olur. Ve benim tanıdığım ve içinde yıllarca yaşadığım Yunanistan, zaten bir arpa boyu yol alınamayan Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir “kriz” siyaseti yaratacaktır. Bu siyasi anlayış, içeride isyan noktasında olan Yunan halkının biraraya getirilmesinin belki de son şansı olacaktır.
Bu siyasetin şu an devreye konmamasının tek sebebi 12 Haziran seçimleri... Seçimin ardından kurulacak yeni hükümetle birlikte bence en sıkıntılı konulardan biri de yine Yunanistan ile ilgili konular olacak. Bir yanda PKK, bir yanda doğu komşularındaki sıkıntılar Yunanistan’ın sesini yükseltmesi için de fırsat olabilecek. Kıbrıs konusunda ve Türkiye’ye sıkıntı yaratabilmek adına Güney Kıbrıs’ın yardımlarını esirgemeyeceği de aşikar…
Özetle önümüzdeki kısa dönem, hem Kıbrıs, hem de Türk- Yunan ilişkileri açısından bir hayli gergin ve hareketli geçebilecek. Önemli olansa önceden önlemlerini alın, zaten uluslararası destekten hiç mahrum kalmayan Rum-Yunan ittifakının senaryosunu ayyuka çıkarabilmek…
Ayrıca yine bu çerçeveden bakıldığında, Kıbrıs konusunda özellikle masada yaşanabilecek “tatsızlıklara” da hazırlıklı olabilmek…