Türkiye'de 50 yıldır devam eden formalite, bizde “icraata” dönüşüverdi haftasonu birden bire...



Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereği seçime 90 gün kala görevlerinden ayrılmak zorunda olan üç bakan, İçişleri, Ulaştırma ve Adalet bakanlarının yerlerine atamalar yapılmıştı ya... İşte bu atamaların birinde, Bayındırlık Bakanlığı'nın müsteşarlık koltuğundan bakanlık koltuğuna oturan Habib Soluk, yeni hükümet kurulmadan bir solukta KKTC'ye gelmeyi ihmal etmedi.



Soluk'un bakan olarak yaptığı ilk ve de son yurtdışı ziyaretiydi KKTC... Zamanla yarışıyordu adeta... Tüm resmi programı bir gün içerisine sığdırdı...



Hiç "yabancı bir ülkenin" bakanları tarafından karşılanmamış, "uluslararası" bir protokole de bakan olarak imza koymamıştı...Hızla bir protokol hazırlandı...



Elde hazırda ne varsa kondu içine... "10 bin ton asfalt yapımında kullanılacak katran, 3 kamyon, 1 paletli 40 ton eksavatör ile 1 kazıcı yükleyicinin hibe edilmesine ve 50 adet 7 metre yüksekliğinde baş üstü levha taşıyıcı sisteminin kurulmasına" diye eklendi metne...



Sonra teftiş başladı… Hava da çok sıcaktı... Önce Girne bölgesinde Kuzey Sahil Yolu incelendi... Tam Büyükkonuk aşılmak üzereyken uzaktan "Kaya Artemis" göründü... Önce Ezel, ardından da Survivor'ın orada çekildiğinden haberdardı Bakan Soluk... Artemis'e gidildi ve Bakan Saner Bakan Soluk'a bizzat rehberlik yaptı... Kenan şuradan yürüdü, Cansu buraya oturdu, Acun buradan gol attı vs. vs derken bir anda konu çok dağıldı... Otelde bir köşede oturuldu ve Bakan Soluk, Lefkoşa-Girne ile Gazimağusa-Lefke arasında otoban yapımı için etüd çalışması başlatma kararı aldıklarını duyurdu...



Bakan Soluk'un aslında aylardır aklında tek bir hayali vardır kimselere söyleyemediği...

Yeni yapılacak düzenlemeyle "Bakan Yardımcısı" oluvermek... Dalıp gitmiştir masanın başında... Ancak salonda patlayan alkış sesisye bir anda silkinir ve "Değerli arkadaşlar, herşey bir hayalle başlar, Türkiye'de de durum böyle... Anavatan'da ne varsa KKTC'de de olacak... Anavatan'da tünel varsa, KKTC'de de açılacak" deyiverir...



Bakan Saner kulaklarına inanamaz... Bir ilk bu ve üstelik kendi bakanlığı döneminde... Havayolları mevzusu olmasa neredeyse “kanatlanıp uçacak” sevincinden...



Ancak bir anda sessizlik basar ortamı... Tünel açılacak ancak nereye… Delinecek neremiz vardır ki, "Bakanın tünel projesininin yeri burasıdır" denilebilsin... Haritalar açılır ve bir yer bulunur... Lefkoşa'dan çıkın, Boğaz'a varın...Radarı geçtikten sonra tam şağa kıvrılan o keskin viraj var ya... İşte artık ona gerek kalmayacak. Çünkü

Şirin’in "Ferhat"ı gibi önünüze çıkan dağı delerek artık içinde, yani tünelden geçeceksiniz... Kaça mal olacağının da hiç önemi yok... Türkiye'de var ya, işte o zaman bizde de olacak... Söz ağızdan çıkmıştır bir kere... Hem günün birinde yoğun kar yağar ve 5 dakikalık Girne yolunu kaparsa tünel işimizi çok kolaylaştıracak... Ayrıca tünelin sahil çıkışındaki araziler de tavan yapacak... Şimdiden sahiplerine duyurulur...



Lefkoşa Büyükelçisi Akça, Bakan Soluk'un zamanla yarıştığının, koltuğunda sayılı günlerinin  olduğunun farkındadır... Hükümet kurulur kurulmaz bu "rüya" biteceğinden, başka söylenecek söz de kalmaz ve Büyükelçi Akça: "Benim görevim iki bakanı daha sık bir araya getirmek" der...



Ancak herşey konuşulmuş ve kararlaştırılmıştır zaten... Altgeçitler, köprüler, otoyollar, yüksek standartlı yollar...



Protokolün uygulamasını görmeye ömrümüz yeter mi bilinmez ancak, sadece 3-4 ay miletvekili olmadan atama ile bakanlık yapan Soluk, ömür boyu emekli bakan maaşı alacak...



 



Bu arada sakın unutmayın!... “Hayal etmek” her işin başıdır, ancak siz yine de aracınıza hele de hamile veya ameliyatlı bindiriyorsanız, yollarda “olan” ya da “olmayan” herşeye çok ama çok dikkat edin…