Rumların çiçeği burnunda lideri Nikos Anastasiades’e övgüler yağmakta. Her zaman olduğu gibi de bu övgüler sadece dışarıdan değil bizim aramızdan da gazete sütunlarına ve televizyon ekranlarına yansıyor. Nedense dış güçler ne zaman Kıbrıs’ta kendi çıkarlarına hizmet edecek bir karıştırma operasyonuna gireceklerinde aniden koro halinde onların cümlelerini Türkçe ifade eden epey “gazeteci” veya “uzman” ortaya çıkar.

          Şimdi de basınımızı incelediğinizde her gün Anastasiades’in ne bulunmaz hint kumaşı olduğunu bize anlata anlata bitiremeyenler olduğunu gözlemlersiniz. Yok Annan Planını kabul eden tek Rum lider, yok Türkiye’yi ziyaret edip AKP yetkilileri ile görüşen tek lider. Bunlar da yetmezse ondan önce gelen Rum liderlerine de yapıldığı ghibi Anastasiades Kıbrıs’ta çözüm için bir umut olarak lanse ediliyor.

          Daha önce de birkaç kez yazıp uyardım ancak yine tekrarlamam gerektiğine inanıyorum. Nikos Anastasiades bazıları için çözüm umudu olabilir ama Kıbrıslı Türkler olarak buna inanmamız biraz zor. Başkan seçildiğinde ilk yaptığı konuşmada bize “Kıbrıslı Türk vatandaşlarım” diye hitap etmesi bile samimiyetten uzak olduğunu göstermiştir.

          İsterseniz değişik konularda söylediklerine bir defa daha göz atalım ve ne kadar çözüm umudu olabileceğine de beraber karar verelim:

 

1.      Önce Anastasiades geçmiş Rum liderlerden daha kötü bir yaklaşımla Cumhurbaşkanı olarak müzakereci olmayacağını, müzakereci atayıp onu masaya göndereceğini söyledi. Yani bizim Cumhurbaşkanımızı karşısına alıp görüşmeye bile tahammülü yok.

2.      “Kıbrıs Hellenizminin Annan planını reddetme kararına” saygılı olacağını ve Annan planı gibi yeni bir planı “kabul edilemez” ilan ediyor. Her gün sütunlarında Anastasiades’i Annan Planını kabul eden lider olarak defalarca öven yazarlarımız buna ne diyecekler?

3.      “Çözüm Türk işgal ordularının ve yerleşiklerin çekilmesidir” diyor ve daha da ileri giderek “kolonizasyon savaş suçudur ve buna bu şekilde yaklaşılmalıdır” diyerek makul bir lider değil tam bir saldırgan olacağını ilan ediyor.

4.      “Kıbrıs’ın BM’ye ve AB’ye üyelikleri yeterli garanti çerçevesidir” diyerek Türkiye’nin bırakın etkin, hiçbir garanti anlaşmasına dahil olmayacağını ifade ediyor.

5.      “Göçmenlerin evlerine ve mallarına geri dönmeleri çözüm için olmazsa olmazdır” diyerek zaten olası çözümü dinamitliyor.  

          Gördüğünüz gibi gerçek Anastasiades bazı yazarlarımız tarafından bize takdim edilen çözüm umudu değildir. Belki bundan sonra yapacakları ile beni yalancı çıkarır ama bu güne kadar söyledikleri ile ben pek de umutlanmamız gerekir diye düşünüyorum.

          Tabi bunun bir de Yunanistan boyutu vardır. Çökmüş bir ekonomileri olabilir ama Yunan Başbakanı Türkiye Başbakanı ile yan yana durdu ve Sayın Erdoğan’ın tüm iyi niyetli açıklamalarını dinledikten sonra Kıbrıs konusunda iki şey söyledi: “Kıbrıs konusunda BM kararları geçerlidir ve zemin olarak kabul edilmelidir” - yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından sahiplenilmesi devam edecektir-SK, ikinci olarak da “Türkiye’nin AB yolu Kıbrıs’tan geçer”. Alın size dost!

          Bu arada yeni bir planın da pişirildiği ve önümüze sunulacağının kokuları çıkıyor. Çok dikkatli olmamız gereken günler yaşayacağız. İnşallah görüşme ekibimiz de buna hazırdırlar…