45 dakikalık gök gürültülü sağanak yağış KKTC başkentini yine sular altında bırakarak felç etti. Suyu bırakın hayatımın büyük bir bölününde dinlediğim “Lefkoşa’ya çağdaş kanalizasyon” martavalının sonucu olan kanalizasyon sistemi her yağmurda olduğu gibi yine işlemedi ve insanların evlerinin önüne kadar lağımla karışık yağmur suyu dolmasına neden oldu. Allah bilir kime yaptırmışlar bu çağdaş şaheseri? Acaba hatalı yapımdan sorumlular bulunup cezalandırılacaklar mı? Alın size çağdaş devlet ve yerel yönetim...
Peki Doktor Fazıl Küçük Bulvarı ve Sanayi Bölgesinin yollarının tamamen yanlış yapılmasına ve her yağmurda su altında kalmasına rağmen sanki de bırakın üçüncü, sanki de beşinci dünya ülkesiymişiz gibi umursamazlık altında hiçbir müdahale yapılmamasını kim araştırıp sorumluların görevlerini doğru yapmalarını ya da görevden gitmelerini sağlayacak? Alın size çağdaş devlet yönetimi...
Üç Rum Polis sınırımız takmayarak ülkemize geçti, vatandaşımızı evinin önünde dövdü, biz onları üç gün gözaltında ağırlayıp suçsuzmuşlar gibi güneye sunduk. Sonuç? Rumlar Yunan bayraklarıyla sınır kapışlarına dayandılar, güneye geçen Türk arabalarına tacizde bulunuyorlar ve hatta taş yağmuruna tutuyorlar. Alın size barış...
Yunanistan’da son iki seçimlerde meclisteki sandalyle sayısını devamlı artıran Hrisi Avgi (Altın Şafak) partisi Yunan meclisine Kıbıs’ın tümünün Yunanistana bağlanması yani enosis yapılmasını talep eden bir önerge sundu. 2012 yılının sonuna yaklaşırken Yunanistan’da enosis olması meclisilerine önerge olarak sunuluyor. Peki Kıbrıs’ta yaşayan, bu adanın kuzeyini vatan bilen bizler ne olacak? Önerge bunu kapsamıyor. Sadece Enosis olsun yeter. Alın size barış ve çağdaş, AB’li Yunan yaklaşımı...
Türkiye’nin Atina Büyüklelçisi “Kıbrıs konusunun doğal gaz ve su çözümün anahtarı. Biraz siyasi irade olsa sorun çok kolay çözülebilir” demiş. Yani ne B planı, ne C planı, “Rumları bekle bakalım” planı. Alın size TC’nin Kıbrıs sorununa yaklaşımı...
Cafer Gürcafer kendisine KKTC’de işletmesi için verilen otele sözleşme gereği yapması gerekenleri yapmadığı gerekçesi ile elinden alınıp açık artırma sonucu satılmasından dolayı sinirlenmiş. Adam gidip Rum tarafında Türkiye aleyhine (!) dava açmış, Rumlar da tabi ki seve seve buna alet olmuşlar. Ha bir de bu arkadaş Kıbrıs TÜRK Müteahhitler Birliği Başkanı imiş. Acaba birlik üyeleri ne yapıyorlar? Alın size devletini seven vatandaşlık örneği...
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun uzun yıllar müsteşarlığını yapmış Kamu Hizmetleri Komisyonu üyesi Mustafa Tokay ve Eroğlu ailesine çok yakın olduğu bilinen KHK sınav müdürü Emir Emirkanı’nın Başbakan Küçük’ün imzasının da taklit edildiği belge sahtelemek ve dağıtmaktan dolayı tutuklanmalarının ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu hala daha hiç bir detaylı açıklama yapmadı. Alın size şeffaf devlet yönetimi...
1970’li yıllarda ABD’de Başkan Nixon benzer bir konudan şaibe altında iken basın tarafından sorulan “Başkan ne biliyordu ve ne zaman bilgisine gelmişti?” soruları her gün ona sorulmakta idi. Çünkü bir devlet başkanının böylesine bir çirkef konuda bilgi sahibi olması olaya dahil olduğunu gösterdiğinden suç teşkil eder. Buna bir de zırhlı araç konusunu ekleyebiliriz. Bilindiği gibi bir süre önce Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun evine gece geç saatte zırhlı bir arabanın geldiği ve çok miktarda nakit paranın evden alınıp bir bankaya taşındığı basınımızda işlenmişti. Ardından da bir HSBC çalışanı Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun hesabının ekstresini sızdırmış ve hesapta 2.5 milyon TL civarlarında para bulunduğu ortaya çıkmıştı. Ne o zaman ne de şimdi basınımız Cumhurbaşkanı Eroğlunu sabahtan akşama kadar soru bombardımanına tutuyor. Nixon’un zor günlerinde Amerikan basını hiç bıkmadan Nixon’u sorguluyordu. Hatta istifasına da genelde bu baskı yol açmıştı. Bizde böyle sorular neden her gün Cumhurbaşkanı’na sorulmuyor? Alın size görevini bilen basın...
Haftaya başlarken alın size KKTC’de bir gün...