Güney Kıbrıs ağır bir ekonomik kriz yaşıyor...
   Milyoner olanlar bile; banka hesabından en fazla 300 Euro çekebiliyor...
   Günlerdir, Rumların içine düştüğü bu durumdan üzüntü duyduğumuzu yazıyoruz...
   Fakat; bir gerçeği de sürekli anımsatıyoruz:
   Kıbrıslı Türkleri ‘küçümsemekten’ ve onlara düşmanlık duygularıyla yaklaşmaktan vazgeçin...
   Asil Nadir’den ve 20 binden fazla Polly Peck hissedarından özür dileyin...
   Asil Nadir’i çökertmek için hazırladığınız komploların kurbanı olan on binlerce Kıbrıslı Türk’ten de özür dileyin...
   Bundan böyle bu güzel adayı birlikte yöneteceğimizi, birlikte çalışıp, birlikte kazanacağımızı ve zenginliklerini birlikte paylaşacağımızı açıklayın...
   Tek yanlı egemenlik inadı yüzünden çözümsüzlüğün devam edeceğini ve bunun hiçbir fayda getirmeyeceğini kabul edin...
   Ediyorsanız, bu kez OHİ yerine NAİ deyiniz...
   “Hayır” gitsin “Evet” gelsin...
   Bunun için de fazla bir zaman kalmadı...
   Son 10 yıldan bu yana Kıbrıs’ta çözümü destekleyen ve Kıbrıslı Türklerin, Annan Planı’na “Evet” demesini sağlayan Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün bu konuda açık ve net mesajlar verdi.
   Davutoğlu; Kıbrıs için 1960’lardaki mitinglerin “Ya taksim, ya ölüm” sloganı altında gerçekleştiğini anımsatarak, 2013’teki sloganın  “Ya taksim, ya çözüm” olacağını söyledi...
   Yani Kıbrıslı Rumlara ve Yunanistan’a bu konuda açık mesaj verdi...
   Çözüm isterseniz biz varız...
   Eğer siz çözüm istemiyorsanız o zaman Taksim olacak...
   Türkiye ‘Taksim’ politikasını ilk defa resmi bir ağızdan bu kadar açık bir şekilde ortaya koymuş oldu...
   Peki Rumlar?..
   Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis, bilinen Rum siyasetini yeniden ortaya koydu...
   “Ekonomik sıkıntılardan dolayı Kıbrıs konusunda ‘herhangi bir çözümü’ kabul etmeyeceğiz” dedi...
   ‘Herhangi bir çözümden’ söz eden var mı?..
   Bizim istediğimiz, her iki toplumu da mutlu edecek, kalıcı ve güvenli bir anlaşmadır...
   Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlara karşı üstünlük elde etme veya tek başına yönetimi ele geçirme isteği yoktur...
   Kıbrıslı Türklerin en büyük kaygısı güvenliktir...
   EOKA B’nin sinmesi sonrasında ELAM’ın ortaya çıkması ve Larnaka’da kanlı eylemler gerçekleştirmesi, Kıbrıslı Türkler açısından kaygı vericidir...
   Kilisenin izlediği siyaset de kaygı vericidir...
   Öyleyse; Kıbrıslı Rumlar bir karar vermelidirler...
   Ya kendi aralarındaki ırkçıları dışlayarak ve etkisiz hale getirerek, Kıbrıslı Türklerle yeni bir ortaklık kuracaklar...
   Ya da Davutoğlu’nun söylediği gibi bu ülkede Taksim’in kalıcılaştırılmasına boyun eğecekler...
   Kritik bir süreçten geçiyoruz...
   Ve bu yıl içinde çok ciddi gelişmelerin yaşanacağını net bir şekilde görebiliyoruz...