Bundan böyle CTP’yi Mehmet Ali Talat’ın yöneteceğini defalarca yazmıştık. Özkan Yorgancıoğlu’nun Talat’a vefa borcunun olduğunu ve Talat’ı da kıramayacağını duyurmuştuk. Nitekim de Talat Yorgancıoğlu’na ilk emri verdi. Talat’ın son dizaynı Özdil Nami’nin partinin en yetkili organı olan, MYK’da Dış İlişkiler sekreterliğine getirilmesi.

Edindiğimiz bilgilere göre; Özdil Nami beş yıldan beridir partiye üye değildi, BG adayı olarak partiye katılmıştı. O yüzden; MYK’ya girmesi imkansızdı. Ancak Talat’ın ricası üzerine Özdil Nami aniden önceki akşam partiye üye oldu. Bundan bir süre önce Özdil Nami’nin parti genel başkanlığına kaday olacağını yazmıştık. Özdil Nami bizi aramıştı ve partiye üye olmadığını o yüzden aday olamayacağını bildirmişti. Şimdi bakıyoruz Talat’ın emri ile Nami önceki akşam aniden üye oldu. MYK’da Dış İlişkiler sekreterliğini garantilemiş oldu. Ne diyelim; Talat varsa bizde varız.

BACANAKLAR YARIŞIYOR

Pazartesi günü CTP genel başkanı Özkan Yorgancıoğlu partinin yetkili organlarını belirlemek için parti meclisini topluyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi; Yorgancıoğlu genel sekreterliği Mağusa’ya vermekte ısrarlı.; CTP Mağusa Milletvekili Tebberrüken Ulaçay ile bacağını olan Erkut Şahali arasında karar verecek. Tabi Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’in genel sekreterlik konusunda şartı var. Kayalp, Erkut Şahali’nin genel sekreter olmasını istiyor. Yorgancıoğlu’nun kazanmasında büyük rol oynayan Kayalp, Şahali konusunda ısrarlı. Hal böyle olunca da bacanaklar ister istemez yarışa girdiler. Şahali mi, Ulaçay mı Pazartesi günü göreceğiz.?

CTP’LİLER SORUYOR?

CTP’nin 23. Kurultayına gölge düşüren başkanlık seçimi CTP çevrelerinde sorgulanmaya devam ediyor. İki günden beridir CTP’lilerden aldığımız mektup ve telefonlar öyle anlaşılıyor ki; CTP’de arzu edilen toparlanma olmayacak ve partideki deprem devam edecek. 2009 Nisan seçimlerinde ağır bir yenilgi alan CTP 23. Kurultay ile parti revize edilip kamoyunun güvenini alması beklenirken başkanlık seçiminde Talat’ın dıştan müdahalesi ve adaylar üzerindeki etkisi seçimden sonra ortaya çıkınca CTP’de yeniden hesaplaşmalar başladı.

Dün bize gelen mektuplar arasında öyle bir mektup vardı ki; kurultayda aday olanları sorgulamamızı istediler.Mektup da  adayların adaylıkları delege ile dalga geçmekten başka birşey değildi  deniliyor. Ankara’nın maşası olan Talat’ın parti üzerinde kurmuş olduğu tezgah partiyi bitirme noktasına geldi. İşte bize gelen mektup ve sorulan sorular.

Sevgili Harun Denizkan CTP kurultayı ile ilgili yazdıklarının hepsine katılıyorum. Mehmet Ali Talat’ın çevirmiş olduğu dolaplar artık gün yüzüne çıkmıştır. Talat bu saaten sonra ağzı ile kuş tutsa CTP’den oy alamaz. Faturayı Ferdi Sabit Soyer’e kesip kendisi aklanamaz. Özkan Yorgancıoğlu’nu kandıra bilir ama biz CTP’lileri asla kandıramaz. Yarın Garga sayfasında bu mektubun yayınlanmasını istiyorum ayrıca aşağıdaki soruları da yayınlayın.

İşte sorulanlar

1.       Nazım Beratlı adaylığını ilk açıklayanlardan biri  olmasına rağmen Mehmet Ali Talat’la görüştükten sonra neden adaylığını çekti? Beratlı adaylıktan çekildikten sonra yapmış olduğu açıklamada tatmin edici bilgiler veremedi. Ne değişti ki; adaylıktan çekilmek zorunda kaldı?

2.       Ömer Kalyoncu önceden aday olmayacağını söyledi daha sonra adaylıkların sona ereceği günlerde neden aniden adaylığını açıkladı? Kendisini iyi hissetiğini ve delegeden baskı aldığını söylemesine rağmen seçimi kazanacağını bildiği halde neden ikinci turdan çekildi?

3.       İlk turdan kazanmazsam çekileceğim demesine ne gerek vardı? Sonradan iddialı bir şekilde aday olan Kalyoncu kendisine oy verenlere ihanet etmedi mi? Mehmet Ali Talat’ın adayı olan Özkan Yorgancıoğlu’na neden genel başkanlığı teslim etti?

4.       Sonradan CTP’li olan Mehmet Çağlar neden Ferdi Sabit Soyer’in adayı idi? Çağlar ikinci tura kalsaydı sonradan CTP’li olduğu için kazanamazdı Soyer neden Çağlar konusunda ısrar etti?

5.       Özkan Yorgancıoğlu neden Talat’ın adayı oldu? Delegenin üçte bir oyunu alan Yorgancıoğlu partiyi yönetebilecek mi? Başkanlık sistemine geçilirse Talat CTP’nin adayı mı olacak?

 

MEHMETCİK'TE ÇALIŞANLAR HALA TAM MAAŞ ALAMIYOR

Mehmetcik Belediyesi’nde çalışanların hala maaşlarını tam alamaması ve mağdur olması devam ediyor..Geçtiğimiz günlerde yapılan ve çiçeği burnunda Yerel Yönetimler Müdürü’nün de katıldığı toplantıda da sonuç alınmamasından sonra artık tüm gözler İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na döndü. Öte yandan bütçesiz sürdürülen belediye hizmetlerinin aksadığı ve halka hizmet sunulmasının durma noktasına geldiği de gözlemlenmekte. Belediyenin haşare ile mücadele için ilaçlama bile yapamıyacak durumda olması tüm bölge halkını huzursuz etmektedir.
Bu konuda halk İçişleri Bakanlığı’nın bir an önce devreye girip ne yapılacaksa yapılmasını istiyor. Köy muhtarlarının da yaptırım gücünün ortadan kalkması nedeniyle halkın çaresiz kalması işleri içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.

MESAJI OLAN ALSIN

Sn.İrsen KÜÇÜK; Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın size vermiş olduğu Lefkoşa’nın altın anahtarı acaba Surlariçi’nin anahtarı mı?

Sn.Sezai SEZEN;  AKP'nin mitingi için gittiğiniz İstanbul’da fena hastalanmışsınız. Evde yatak döşek yatıyormuşsunuz. 

 

Sn.Kemal ALTUNCUOĞLU;  Sizde dede olmuşsunuzz tebrikler, artık odaya daha az gideceksiniz demek ki...

 

Sn.Özel KADIOĞLU; Bu sefer görevi vekaleten aldığınızda Başbakan’a makamınızda sizde bir öğlen yemeği ısmarlarsınız herhalde.?

 

Sn.Osman UZUN; spor dairesinde önemli bir mevkiye atanıyormuşsunuz?

 

Sn.Fikret KELEŞ; Bel-Sen 12 belediyeli bir turnuva başlatıyormuş, birinci olan takım Antalya’ya gidecekmiş

 

Sn.Osman IŞISAL; Sizinle ilgili haber yapmayım diyorum ama yine de köylüler rahat durmuyor. Dün Değirmenlik’ten arayan bazı vatandaşlarımız; polis subayı olduğu söylenen Ahmet Aydoğdu isimli vatandaşın köy içerisinde mandrası varmış ve bu mandra son günlerde etrafı ciddi şekilde sağlık açısından tehdit ediyormuş. Ne olur bu konuya bir el atın, çünkü nasıl ki size rahat yok bana da rahat yok.

 

Sn.Ersin TATAR; Ali Çetin Amcaoğlu gittiği her yerde sizden söz ediyormuş ve benim en büyük destekçim diyormuş.

 

Sn.Özdil NAMİ; Partideki kavgalara alet olmak istemiyorsan Dış İlişkiler sekreterliğinden vazgeç. Talat istedi diye MYK’ya gireceksen bunun zararını ileride görürsün. Önceki akşam aniden üye olman partide hoş karşılanmadı bilgin olsun.

 

Sn.Olgun AMCAOĞULU: Son günlerde epey kilo almışsınız zayıflamak için spor salonundan çıkmıyormuşsunuz.

 

Sn.Kemal BAYUR; Önceki akşam Haspolat’ta Bakanlar Kurulu toplandı. Yeme içme yanında biraz da dedikodu yapıldı. Başbakanlıkta yapılan bakanlar kurulundan tek farkı yeme içme olmasıydı. Yani; bizde bakanlar kurulu toplantıları her an her yerde yapılabilir.

 

Sn.Güven ARIKLI; Başbakanın Karpaz gesizinde bir ara kaybolmuşsunuz. Hayırdır nereye uğradınız.?

 

Sn.Nazmi PINAR; Evinizin bahçesine ektiğiniz karpuzlar ne zaman olacak?

 

 

GARGA’YA MEKTUP VAR

Sevgili Harun,

10.06.2011 tarihli Garga’da, “Talât’ın bana adaylığımı geri çektirerek, Özkan Yorgancıoğlu’nun önünü açtığı” şeklinde bir duyum aldığından bahsediyorsun.

Bu çeşit dolapların içinde olsaydım, benim oğlum da PM’ne herhalde beşinci sırada girer, ortada gezen listelerin tümünde de kesilmezdi!

Sayın M.Ali Talât, uzun yıllardır arkadaşımdır ama hiçbir zaman “ekürisi”nde olmadım! Ne böyle bir telkin söz konusudur ne de Talât bana böyle bir telkinde bulunmaya cesaret eder.

Benim CTP-BG Genel Başkan adaylığımı geri çekerken söylediklerim, bir bir çıkıyor. %30 oyla parti genel başkanlığı, ne yazık ki polemik konusu yapılıp, daha başlarken, yeni Genel Başkan’ın meşruiyeti tartışma konusu yapılıyor. “Böyle olacak” deyip geri çekildiğimi, izan sahibi olan herkes, hatırlayacaktır.  Aradan geçen süre, beş-on gün… Sebep budur! Bana düşündüğümden farklı bir siyaset empoze edecek güç de yoktur!

Siyaseti entrikadan ibaret bir oyun sanmak gafletinde bulunup, komplo teorileri ile partiye birkaç sene daha kaybettirmeyi göze alanlar, tarih karşısında bu halkın yok olmasının asıl müsebbipleri olacaklarını ve hesap veremeyeceklerini, şimdiden işitince, iflah olmazlar! Utanmazlar da ama gene de bunu işitmeleri lâzım… Dedikoduyu siyaset zannedenler, partinin birliği ve bu toplumun esenliği