Bizde hükümet yönetmek için sadece memura ve Sosyal Sigorta emeklilerine maaşlarını ödemek kafi geliyor. Bütün mesele ay sonu maaşları ödemektir. Bu geçmişte de böyle idi, bugün de böyle.! Hiçbir zaman hükümetlerin kendi insanına ve geleceğe yönelik hiçbir projeleri olmamıştır. Varsa da yoksa da ay sonu maaşı ödemek.

Bugün Sosyal Sigorta emeklilerinin ödeme günü. Biliyorsunuz yeni Sosyal Sigortalar Yasası hazırlanıyor. Güya bu yasa ile batmış olan Sosyal Sigortaları kurtaracaklar. Dileriz öyle olur.! Batmış durumda olan Sosyal Sigortalar, sigorta emeklilerini bugün ödemek için bir bankamızdan 10 milyon TL borçlandı. Bugün sabahın erken saatlerinde Sosyal Sigorta emeklileri ödenebilmek için Sosyal Sigortalar Dairesi’ne akın edecek. Maaşlarını yine alacaklar ama devlet 10 milyon daha borçlanmış oldu. Ne diyelim; Allah Kerim öbür aya..!

 

SİYASETİMİZ İÇ AÇICI DEĞİL

Siyasetimizin iç açıcı olabilmesine imkân yok zaten. Madem ki; vatandaş artık kim gelirse gelsin aynıdır diyor, demek ki; siyasetimiz bu hali ile iç açıcı olamaz. Zaten bunu biliyorduk ama son günlerde bazı kamuoyu araştırma şirketlerinin yapmış olduğu anketler de bunu söylüyor. Aldığımız bilgiye göre; vatandaş tarihinde ilk kez ne iktidardan, ne de muhalefetten memnun. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal misali; vatandaş bir yerde çaresiz. Peki ama bunun düzelmesi mümkün mü? Bize göre hayır..!

Çünkü hiçbir siyasi partinin gücü buna yetmez. Rahmetli Özker Özgür’ün dediği gibi; davul bizim boynumuzda asılı, tokmak da başkasının elinde iken bu iş olmaz. Kıbrıs Türkü olarak bunu artık herkes gördü. İşte yapılan anketlerde de çıkan sonuç ortada. Hükümet edenler sadece maaş ödemekle yıllarını dolduruyor. Kaldı ki; seçtiğimiz siyasiler de hep aynı yüzler.! Milletvekilliğini de adeta bir meslek haline getirdiler. Karşımıza çıkan bu kara tablo, Kıbrıs Türkü’nün geleceğini karartıyor. Kamuoyu araştırmaları ile ilgili elimizde çok çarpıcı sonuçlar var. Birçok vatandaşımız alternatif olmadığı için bundan sonraki seçimlerde sandığa gitmeyi düşünmüyor. Her geçen gün vatandaşımıza güven vermiyor. Adeta karamsar bir tablo var.

Kısacası; siyasetimiz iç açıcı değil, bu iş nereye varacak bilemeyiz. Ancak bilinen bir gerçek var ki bu böyle devam edemez. Türkiye’de tek başına iktidara gelen AK parti örneğini yeni bir oluşumla ve AK parti gibi hedefi olan bir partiye iktiyaç var. Ama parti derken yeni bir anlayış demek bize göre daha doğru olur. Yakında kamuoyu araştırma şirketlerinin yapmış olduğu bu çarpıcı araştırmaları sizlerle paylaşacağız. Durumların hiç de iyi olmadığını sizler de göreceksiniz.

 

MESAJI OLAN ALSIN

Sn.Cemal BULUTOĞLULARI; Büyükşehir Belediye Başkanları ile Biyer Restaurant’ta yediğiniz yemek çok güzel geçmiş. Lefkoşa’yı da daha gelişmiş buldular. Umarım bu sözler sana doping olur. Gerçi Başbakan ile Maliye Bakanı da gece boyunca sizden hep övgü ile bahsettiler.

Sn. Turgay AVCI; Hiç merak etme geçen gün Kıbrıs işlerinden sorumlu olan bakan senin meseleyi de başbakanla konuştu. Turgay’ın durumu ne olacak? diye sordu. Başbakan da gülerek konuyu önce parti meclisine götüreceğini söyledi. Yani senin anlayacağın fazla dert etme onca işlerinin arasında sende konuşuldun.

Sn. Hasan ARTUNER; Hayırlı yaşlar dilerim sevgili dostum sevdiklerinle birlikte mutlu yıllar geçirmeni diliyorum. Bu arada geçen gün CTP ile ilgili ortaya koymuş olduğun teşhis tam yerinde idi. Mesajın çok anlamlıydı.

Sn.İrsen KÜÇÜK; Dünkü maçta adrenalin çok yüksekti. Bir sayı ile maç kaybetmek insanı üzüntüye sokar. Sizde çok heyecanlandınız. Ama bir de o takımın oyuncularını düşünün. Yine de bu Yenicami maçlarına benzemez.

Sn.Kansu AKSU; Aklında bulunsun Türkiye Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Kıbrıs işlerinden de sorumlu Beşir Atalay geldiğinde bir fırsatını bul ve benimle de tanıştır. Benim de ona söyleyeceklerim var. Geçen gün Cratos Otel’de samimi bir şekilde konuştuğunuzu görenler hayret ettiler. Ne bu samimiyet? diye merak edip kendilerini alamadılar.

Sn.Kemal DÜRÜST; Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi’ni Güzelyurt’taki işadamları ile görüştüreceksiniz diye davet ettiniz. Ama bana gelen telefonlar davet ettiğiniz kişilerin işadamı olmadığı UBP’nin kurultay delegeleri oldukları söylendi. Eğer böyle ise umarım Büyükelçi bunun farkına varmamıştır.

Sn.Ümit HANSEL; Büyük geçmiş olsun. Bir haftadan beridir bel ağrından dolayı yatıyorsun. Bel hiç şakaya gelmez, umarım iyi bir doktora göründün. Biran önce sağlığına kavuş da yatmak sana yakışmaz.

Sn. Bulut AKACAN; Öyle sanıyorum ki; faiz mağdurlarını dinleye dinleye senin de için karardı. Hafta sonunu Antalya’da geçirmen umarım sana iyi gelmiştir. İki günde enerji depolamak da pek kolay değil ama yine de iyi geldiği düşüncesindeyim.

Sn.Derviş EROĞLU; Hükümetin hazırlamış olduğu yeni kamu reformunda kamu hizmeti komisyon başkanlığı bundan böyle Cumhurbaşkanlığına değil, başbakanlığa bağlı olacak. Bu konudaki düşünceniz nedir veya böyle bir çalışma yapıldığını biliyor musunuz.?

Sn.Arif ÇOCUK; Bir haftadır sürekli olarak elma sirkesi içiyorum. Hazırlıklarınız ne merkezde? Bizi de herhalde diğer arkadaşlar gibi ağırlamayı düşünüyorsunuzdur. Gerçi bizim rütbemiz yok ama biz de bir yerde komando sayılırız.

Sn.Hüseyin AVKIRAN ALANLI; Daha seçim tarihi belli olmadan  ve normalde seçimlerin yapılmasına iki yılı aşkın bir süre olmasına rağmen, siz şimdiden İskele’de biribirinizi yemeye başladınız. Milletvekilliğini hepiniz de çantada keklik görüyorsunuz. Lâf aramızda seninle ilgili rakiplerin bir karalama kampanyası başlattılar. Sanki DP’ye katılmandan büyük pişmanlık duymuşlar gibi davranıyorlar. Şimdiden böyle ise seçim zamanı neler olabileceğini varsın sen düşün.

Sn.Önder ECESOY; Cuma akşamı iki lâf edemedik. Bizden önce konuşmak isteyenler yoğunlukta idiler. Neyse umarım bu sefer konuşma fırsatı da buluruz. Yine de herşey güzeldi.

Sn. Abbas SINAY; Askerlik yasası ile ilgili meclise sunmuş olduğun önergeyi çok merak ediyoruz. Bu konuda ivedilik kararı da alırsanız hayli memnun olacağız.

Sn.Coşkun BUNDAK; Geçen gün UBP’li bir arkadaş aradı ve neredeyse yarım saate yakın telefonda sana övgüler yağdırdı. Sorunu olan vatandaşların sorunlarını çözdüğünü söyledi. Maliye’de iyi çalıştığını ve senden çok memnun olduğunu dile getirdi. Diyeceksin kimdir bu arkadaş? İsmi lazım değil ama konuşurken mutlaka kimdir be bunlar? diyen birisi. Umarım kim olduğunu anladın.

Sn.Ali Çetin AMCAOĞLU; Su Dairesi Müdürü sürekli izin kullanıyor. O bakımdan bu mesajı size göndermeyi uygun buldum. Belki çözersiniz. Tirmen köyünde yaklaşık üç aydan beridir Mağusa’ya giden su borusu patlaktır. Günde en az 100 ton su boşa akıyor. Üç aydan beridir köylüler şikâyet etmelerine rağmen kimse patlak boruyu tamir etmiyor. Umarız bu konuda bugün bir çalışma yaparsınız da boşa giden su artık akmaz. Yazıktır, günahtır...

Sn.Ömer TORUN; Hergün bu sayfayı didik didik ediyorsunuz. Acaba bana da mesaj var mı? diye bakıyorsunuz. Bugün size mesaj yok ama yarın bir mesajım olacak. Onun için yarını beklemeniz gerekecek.

Sn.Mehmet ÖZÇELİK; Biliyorum çok yoğunsun. Yoğun işlerin arasında bir ara fırsat bulup da bana da bir telefon açarsan sevinirim.

Sn.Ahmet ÇALUDA; Beş on günden beridir seninle ilgili şikâyet almıyorum. Doğrusunu istersen ben bile merak ettim. Yoksa bölge duruldu mu?

Sn.Ejder ASLANBABA;Dış Türkler Birimi diye diye sonunda o da oluyor. O halde iktidar partisinin bir vekili olarak askerlik konusunda sana büyük bir görev düşüyor. Biliyorsun binlerce soydaşımız askerlik sorunu yüzünden ülkesine gelemiyor. Umarım bu konuda bir çalışma yaparsın.