Fırat Borak'ın köşe yazısı...
Ülke genelinin dışına çıkarak, sadece Karpaz özelinde değerlendirme yaptığım zaman görüyorum ki bu kadar ayrımcılık, dışlama, unutulmuşluk, yatırım eksikliği, sosyal alandan kopmuş bir topluluk gerçekten yok.
Ve bu dışlanmaya rağmen, bu denli susan bir toplum da bulamazsınız.
Bir diğer özelliğimiz de, oturup sadece eleştiri yapmak. Bunu da küçük ortamlarda, kısık sesle yapıyoruz. Ama asıl ilginç olan bu sistemi değil de, konuşanları eleştirmek.
Böyle bir düzen başka bir yerde bulunmaz. Hem susacaksın, hem de konuşanı eleştireceksin. Bölgemizin genel yapısı buna izin vermese de, küçük bir zümre bundan beslendiği için daha fazla bağırıyor.
Sözüm bu bir avuç topluluğadır; Siz bağırdıkça, biz bu sisteme başkaldıracağız. Sadece ‘’ Ben’’ zihniyeti güden herkesi eleştireceğiz.
Arkadaş! Bu sistem toplumu yok ediyor, eritiyor, bitiriyor görmüyorsunuz. Daha doğrusu görmek istemiyorsunuz. Ama bu rezilliği dile getireni de eleştirmekten geri durmuyorsunuz. Karpaz sizden ibaret değildir, bilesiniz.
Argo dil kullanmayı sevmem ama bu döneme ait, içinde bulunduğumuz düzeni en iyi açıklayan bu sözü de paylaşmak isterim.
‘’ Ya av olacaksın, ya da avcı! Ama asla avı, avcıya götüren köpek olmayacaksın.’’
Biz bu bölgenin, köylerimizin aşığıyız. Tüm yaptıklarımızı da menfaat gütmeden yapıyoruz. Aksini iddia edecek kim varsa çıksın karşımıza.
Karpaz halkı, geleceğimiz olan gençlerimiz bu sistemde yok olacak. Ve bu politika, sistematik bir şekilde devam ediyor. Açık ve net! Karpaz halkı bu yaptıklarınızı hak etmiyor.
Bir avuç kişisel menfaatini düşünenleri beslemek, diğer büyük zümreyi dışlamak, açıkta bırakmak kabul edilemez. Bunu asla kabul etmeyiz.
Bölge zenginliklerimizin, bölgesel çıkarları öne alarak kullanılması ve eşit dağıtılması için mücadeleye devam.
Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.