Tamamen iflas eden ve yıllrdır Avrupa Birliğini dolandırdıkları ortaya çıkan Yunanistan’ın çiçeği burnunda Başbakanı Papadimos Rum tarafını ziyaret etti ve Rum Meclisinde bir konuşma yaparak Türkiye’ye çattı. Klasik Rum-Yunan ırkçılığına devamla Kıbrıs Türklerini yok sayarak Kıbrıs konusunda sadece Türkiye’ye seslendi. 4’lü veya 5’li konferans gibi yöntemleri reddettiklerini söyleyen Papadimos Kıbrıs sorununun çözümünün temel meselesinin Kıbrıs’ın egemenliğinin ve bağımsızlığının olduğunu belirtti ve Türkiye’ye seslenerek müzakerelerde istenilenin “Kıbrıs Devletinin lağvı değil devamının, egemenlik haklarının, Avrupa’ya ve uluslararası topluma yönelik yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetiyle ve işleyebilirliğiyle ve merkezi federal hükümetin özlü yetkileriyle (federasyona) dönüşmesi olduğunu anlamalıdır” dedi.

Tercüme edersek Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti devam edecek, muhatap olarak sadece Türkiye’yi alacak, bizler de arkadaşlar lütfettikleri için bu oluşuma kendi egemenlik ve self determinasyon haklarımızdan feragat ederek bir azınlık olarak yama olacağız. Yani iki devletin kuracağı yeni federal devlet falan yok, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti devam edecek. Papadimos efendiye Yunanistan’ın bile artık bağımsız olmadığını ve bir Alman “vali” tarafından yönetildiğini hatırlatmakta yarar görüyorum. Boyu kadar konuşsun...

Bu arada CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy Cumhurbaşkanı’nı “konfederal model üzerine kurulmuş bir düşünce sistemiyle” müzakerelerde bulunmakla suçlamış. Bu da ilginç... Müzakerelerin amacı Kıbrıs’ta olan iki devletten yeni bir birleşime geçilip geçilmeyeceğini ortaya çıkarmak. Özüne bakarsanız en kolay ve en barışa etken yapı konfederal bir yapı olur ama ilginç bulduğum Sayın Akansoy’un konfederal bir yaklaşımı suçlamak istemesi. Yani müzakereler böyle bir çözüm üretirse CTP kabul etmeyecek midir? Mutlaka Hristofyas gibi üniter devlete federal isim koyarak Kıbrıs Türk halkının kandırılması mı gerekmektedir? Rum tarafı müzakerelerde üniter bir yapıdan taviz vermemektedir.  Bunun da halkımız tarafından bilinmesi gerekmektedir.

Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi Kudret Özersay Bayrak Haber’de yayınlanan bir programda müzakere süreciyle ilgili açıklamalarda bulunurken “Bu tür bir müzakerenin devamı, sırf müzakere etmiş olmak için müzakere eder konumuna sokar sizi ve bu Kıbrıs Türkünün aleyhinedir. Herkeste bir bıkkınlık var. Ama umudu oturup bekleyemezsiniz. Umudu Siz yaratacaksınız. Ama ben oturup sizi bekleyecek değilim. Ben çözümsüzlük durumunda da yapılabilecek şeyleri yapıp statükonun verdiği rahatsızlığı olabildiğince ortadan kaldırmaya çalışacağım. Her şeyi kapsamlı çözüme endekslersem, toplumun geleceğini Rum toplumunun rızasına endekslersem o zaman topluma verecek bir vizyonum yok demektir.”

Türk tarafının 4’lü veya 5’li konferans yapaılmasını ısrarla istediğini bilmeyen yok. Rumlar ise buna yanaşmıyorlar. Yani görüşmeler tamamen tıkanmışa benziyor.  Özersay’da sırf görüşmek için görüşemeyiz diyerek sert bir mesaj gönderiyor.

Bu arada Suudi Arabistan’a giden Cumhurbaşkanı Eroğlu İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile İİT Genel Merkezi’nde yaklaşık bir saat görüştü. İİT’den davetle gerçekleşen bu önemli toplantı sonrasında basına da konuşan Eroğlu KKTC’nin tanınmasıyla ilgili bir soru üzerine, “Müzakereler başarısızlıkla sonuçlanacak olur ve genel sekreter bunu ilan ederse, tanınmaya çıkmaktan başka şansımız kalmayacağı da ortada. İşte o noktada İİT’den destek bekliyoruz” dedi

End Game’e yaklaşırken belli ki geçenlerde Ankara’da gerçekleşen TC-KKTC zirvesinde ele alınan birçok yeni yaklaşım olmuştur. Öyle ki, KKTC Cumhurbaşkanı Suudi Arabistan’da basın mensupları karşısında alışılmış “müzakereler devam ederken bir şey söylemem doğru olmaz” çizgisini terkederek müzakererin sonuç getirmemesi halinde KKTC’nin tanınmasından başka seçeneği kalmayacağını açıkça telafuz ediyor. Bence bu yeni, ve çok gerekli bir yaklaşım.

Önümüzdeki birkaç hafta Kıbrıs Türkü için yaşamsal öneme sahip şeylere sahne olabilir. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz...

NOT: Yurtdışına gerçekleştireceğim bir iş gezisinden dolayı yazılarıma bir haftalığına ara vermek zorundayım. Biz hafta sonra sizlerle tekrar beraber olacağız.