Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı kreş, anaokul, ilkokul ve kolej Türkiye’de faaliyet gösteren Doğa Koleji’ne satılmak üzere.
Doğa Koleji’nin Türkiye’de 20 kampusu var. Bunların yarısı İstanbul’da. Okulun 2010 yılı cirosu 100 milyon lira olarak açıklanmıştı.
Okul yönetiminin amacı önümüzdeki 3-4 yıl içinde kampus sayısını dörde katlamak. Böylece halen 15 bin civarında olan toplam öğrenci sayısının 100 bine çıkarılması hedefleniyor.
Yurt dışındaki ilk kampusun İngiltere’de açılması planlanıyordu. Fakat belli ki KKTC’de doğan cazip imkân bu planın revize edilmesine yol açmış...
Doğa Koleji’nin kime ait olduğu pek belli değil. Elbette görünürde bazı sahipleri var ama asıl sahibinin perde gerisinde olduğu iddia ediliyor.
Doğa Koleji, Türkiye’de sahibi hakkında en çok tartışma yürütülen okullar arasında yer alıyor. Yaygın kanaate göre Doğa, Fetullah Gülen cemaatine bağlı.
Kolejin sahiplik yapısındaki muamma Türkiye medyasında sık sık gündeme geliyor. Okul yönetimine zaman zaman “şeffaf olun” çağrısı yapan eğitim yazarları var.
Sanal alemde de Doğa Koleji ile ilgili yoğun bir yorum trafiği var. Çok sayıda veli, internet forumlarında “arkasında yeşil sermaye varmış, doğru mu?” diye sorular soruyor.
Okul yönetiminin öğretmen alımında “Kişi her gün ibadet etmeli midir?” türü sorular yönelttiği iddiası yaygın bir şekilde dile getiriliyor.
Doğa’nın Gülen’le bağlantısı olmadığını düşünenlerin esas dayanağı ise bazı diziler. Doğa Koleji Türkiye televizyonlarında yayınlanan çeşitli gençlik dizileriyle gizli sponsorluk ilişkisi içinde. Bu dizilerin okul mekanları için Doğa Koleji binaları kullanılıyor. Dizilerin konularıyla oyuncuların kılık kıyafetlerinde, muhafazakâr bir hassasiyet sezmeyenlere göre Doğa, dini sermayeye ait olamaz.
Görüldüğü gibi okulun sahipliğine ilişkin ciddi bir belirsizlik var. Bizim DAÜ yönetimiyle hükümet, bütün tereddütleri ortadan kaldıracak bilgilere mi sahip onu bilemem. Ama Türkiye kamuoyunun bu konuda kafasının karışık olduğu kesin.
Doğa okullarıyla ilgili olarak aydınlatılması gereken önemli bir husus daha var. Bazı forumlarda öğretmenlerin çalışma koşullarıyla ilgili ciddi iddialar gündeme getiriliyor. Yazılanlara bakılırsa “Doğa’nın kanunu” çok çalışmak...
İddia sahiplerine göre tanıtım etkinliklerinde görevlendirilen öğretmenler hafta sonları ya da gece geç saatlere kadar çalıştırılıyorlar.
Ayrıca öğretmenlerin çoğunun “stajyer” statüsünde tutulduğu belirtiliyor. Öğretmenlere yeni öğrenci bulmaları konusunda baskı yapıldığı da iddialar arasında.
Doğa’yla ilgili bir başka ilginç suçlama, okul çağında çocuğu olan anne babaların kayıt için telefonla rahatsız edilmesi.
Bundan rahatsız olan bir gazeteci “çocuğum olduğunu nereden biliyorlar, telefonumu nasıl buldular” diye hayretle sorduktan sonra yazısını “gizlimiz saklımız kalmadı, bunlardan korkulur” türü bir yorumla bitirmişti.
Okulları Doğa’ya devretme kararı alan DAÜ Vakfı acaba konuya ne kadar “vakıf”?