Bu gün 2 Temmuz 2012. İşte şu aylardır tantanası yapılan 1 Temmuz geldi ve geçti. Dün itibariyle Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Avrupa Birliği Başkanlığını altı ay süre için devraldı. Sabah kalktığımda güneşin yine doğudan yükseldiğini farkettim ve herkes normal bir Pazar günü yaşadı gibi görünüyor. Şu ana kadar aylardır süren “1 Temmuz geldikten sonra Türk tarafı olarak artık alternatif bir planı yürürlüğe koyarız” gibi söylemler de unutulmuş gibi.

Rum yönetimi lideri Hristofyas dün törenlerle “AB liderliğini” aldığını ilan etti. Törenlerin de Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti egemenliğinin dışında olan İngiliz üslerindeki bir antik amfitiyatro’da yapılması da aslında Rumların (ve Yunanlıarın) devamlı kendi egemenliklerini yaymaya ve her zaman başkasının topraklarında gözleri olduğunun bir kanıtı aslında...

Peki Hristofyas bu törene katılıp dünyaya “AB Lideri” olarak seslenirken KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ne yapıyordu? Ben şahsen önce gizli meclis oturumundan geçirilen bir karar olacağını ve dün de yüksek düzeyde TC katılımıyla  gerçekleşecek büyük organizeli bir basın toplantısıyla “B Planı”nın yürürlüğe konduğunu ve bunun detaylarının açıklanmasını bekledim. Bunu da hayal ettiğim için değil hem KKTC hem de TC hükümetlerinin en yüksek makamındakilerin yaptıkları açıklamalara ve verdikleri sözlere dayanarak bekledim.

Halbuki KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu bir gün önce Rum tarafının AB Başkalığını devralmasını Türkiye’den gelen bir televizyon kanalına değerlendirmiş ve herhalde tarihin 6-7 ay daha önce olduğunu sanmış olacak ki “En nihayetinde devletimiz var. Devletimizi daha iyi noktalara taşımak için elimizden geleni de yapacağız. Ancak şu an ilk hedefimiz müzakerelerde bir anlaşma sağlamaktır” demiş.

Müzakereler sanki de devam eder gibi göründüğü son birkaç yılda bu cümleleri çok duyduk ancak Cumhurbaşkanı Eroğlu defalarca 1 Temmuz’a anlaşma olmadan geldiğimiz takdirde görüşmelerin tamamen duracağını ve Kıbrıs Türk tarafının Anavatan’ın da yardımıyla alternatif bir planı hayata geçireceğini söylemişti. Şimdi verdiği beyanatta ise alt seviyeli komitelerin görüşmeye devam edeceğini belirtti ve “Bizim Türk ve Rumlardan oluşan 7 komitemiz var. Komitelerin güven artırıcı önemleri görüşmesini söyledik. Komiteler şu an görüşme yapıyor” diye konuştu.

Şimdi buraya kadar okuduklarım zaten daha önceki söylemlerle ters düşüyor ancak Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun şok açıklaması bu kadarla da bitmedi. Eroğlu,” B planı” konusuna da değinerek, müzakereler devam ederken “B planından” söz etmenin doğru olmadığını ifade etti ve anlaşma olmaması halinde Türkiye ile birlikte hareket edileceğini söyledi.

Yani hayali görüşmeler sanki de devam ediyormuş gibi bu halkın yine sabredip de o görüşmelerin tıkanacağı günü bekleyin diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Yani halk tabiriyle ölme eşeğim ölme...

Sayın Eroğlu’nun Kıbrıs Türk halkına detaylı bir açıklama borcu vardır. Çıkıp Kıbrıs Türk Halkına görüşmelerin tıkandığını ve de yeni bir planın hayata geçirildiğini ya da bu kadar beyanatın taktik gereği yapıldığını ve bir nevi “Nisan bir” şakası olduğunu açıklamalıdır. Eroğlu aylardır verdiği sözden dönecek mi yoksa sözünü tutup Kıbrıs konusunda yeni bir sayfanın açıldığını açıklayacak mı?