Sosyal paylaşım sitelerine ve kamuoyunun gündemine bakacak olursak, yarın yapılacak olan sayımla ilgili vatandaşta çok büyük bir güvensizlik var. Zaten bu çağda insanı eve kapatmak ve adını da sayım nedeniyle sokağa çıkma yasağı koymak insanımıza ister istemez ön yargılı olma hakkı doğar.

Geçmişten beridir toplum olarak ön yargı müptelası olduk, şüpheciliğimiz tavan yapmış durumda. Son olarak 2006 yılında yapılan nüfus sayımında da böyle idi, bugün yine öyle.

Güvenmiyoruz... Ama neden? deyip de nedenini araştırma çabasına da girmiyoruz. Bütün bu güvensizliğin sorumlusu elbette bizi yönetenlerdir. 2006 yılındaki sayım öncesini ve sonrasını şöyle bir hatırlayın. Günlerce sayım ile ilgili yorumlar yapıldı. Hele hele çıkan sayım sonuçlarından sonra çıkan nüfus sonucuna inanmadık.

Günlerce CTP hükümeti ile alay ettik. Öyle anlaşılıyor ki; yarından sonra çıkacak olan sonuçlardan sonra yine alay etmeye devam edeceğiz. Gördüğünüz gibi ben de de peşinen bu ön yargı vardır. Çünkü ben insanımı çok iyi tanıyorum.

Eğer bir ülkede ciddi bir devlet anlayışı yoksa daha iyisini bekleyemeyiz. Siyasilerimize olan güvensizlik yapılacak olan icraatlara da yansıyor. KKTC devleti göstermelik bir devlet gibi.! Öz Kıbrıslı’ların %90’ından fazlası bu yapıya inanmıyor ve de güvenmiyor.

Özellikle son yıllarda Türkiye’den taşınan nüfus Kıbrıs Türkü’nü ciddi analamda rahatsız etmiştir ve Kıbrıs Türkü taşınan bu nüfusun gizli tutulduğunu düşünüyor. Ülkemizde kaçak olan binlerce Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı tam da af çıkmasını beklerken, nüfus sayımı kararı alındı.

Kaçak olan birçok Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı yarın yapılacak olan sayımda, sayım memurlarının karşısına çıkmak istemiyor. Kaçak olduğunu düşünen birisi nasıl kendini beyan edebilir ki? Ben kaçağım diyebilir mi? Her ne kadar da hükümet yetkilileri kimse korkmasın diyorsa da, kaçak olup da bu ülkeden gitmek istemeyen yarınki sayımda ortaya çıkmayacaktır.

Sizde kendinizi onların yerine koyun ve böyle bir durumda ben ne yapardım? Diye sorun. Zaten nüfus sayımı da beyan usulü ile yapılacaktır. Yani ben varım derseniz sayılacaksınız. Eğer bir odaya kapanırsanız ve sesinizi çıkartmazsanız kimse odaları gezip de sizi aramaz.

İşte bu bağlamda bütün bunları dikkate alırsak yapılacak olan nüfus sayımında çıkacak olan sonuçlar bize pek inandırıcı gelmeyecek.  Bu ülkeye limanlardan giriş yapanlar belli, hepsinin kontrolleri yapılıyor. Giren belli, ülkeden çıkan belli, o zaman eve hapsetmenin ne faydası var.?

Biz Güney’ e geçerken bile KKTC’den çıkış mühürü ile çıkıyoruz. Yani ülkeden çıktığımız görülüyor. O halde bütün bunlar boşuna mı yapılıyor? Madem ki sokağa çıkma yasağı konuluyor, insanın aklına ister istemez başka şeyler geliyor.

Hatırlayacaksınız 2006 yılında da bu son sokağa çıkma yasağıdır, bundan sonra sokağa çıkma yasağı olmayacak denmişti. Aradan beş yıl geçti yine aynı zihniyet.! Sosyal paylaşım sitelerinde sokağa çıkma yasağı ve nüfus sayımı ile ilgili yazılanları eminim birçoğunuz görümüşsünüzdür. Neredeyse nüfus sayımımızla ilgili şiirler yazılacak.

İnsanımızda büyük bir tepki var. Bu yapı sürdükçe bu tepkiler daha da artacak. Yarın çıkacak olan nüfus sayımu sonuçlarını açıkladıklarında seyredin siz dalga geçenleri. Bu anlayışla başka ülkelerden gözlemciler de gelse güvensizlik hep devam edecek.

 GARGA’DAN AL HABERİ

400 BİN’İ BULDUK

Öyle bir hale getirildik ki; artık kimse sayım sonuçlarına inanmıyor. Kıbrıslı Türkler olarak yabancı nüfusun bizden kat kat fazla olduğunu tahmin ettiğimiz için çıkan sayım sonuçlarına bir türlü inanmak istemiyoruz. 2006’da yapılan ve üstelik de CTP’nin hükümette olduğu bir dönemde vatandaş çıkan sonuçları kabullenmemişti. Yarın yine sayım var, evlere kapanıyoruz. Sayımdan çıkacak olan sonuçlara şimdiden ön yargılı davranarak sayım sonuçlarının gerçeği yansıtmayacağı inancındayız.

Neden diye sorarsanız? Çünkü ülkede yabancı sayısı çok, üstelik de yabancıların bir çoğu kaçak durumunda. Sayım yapıldığında ülke nüfusunun kaçta kaçı yabancıdır veya Kıbrıslı Türk’tür diye bir sonuç çıkacak mı? Çıkmayacak çünkü hepimizi KKTC yurttaşı veya yurttaş olmayanlar yabancı olarak görülmektedir. Devlet Plânlama örgütü yaklaşık iki ay önce İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’na bağlı kaymakamlıklarla KKTC genelinde bir konut sayımına gitti. Gelen bilgilere göre; konut sayımından çıkan sonuçlara göre; KKTC 400 bin civarında kişi bulunuyor. Bunların kaçı öz Kıbrıslı, kaçı KKTC’li ve kaçı yabancı diye ayırmak mümkün değil, çünkü yapılacak olan sayımda yurttaş olanlar ile olmayanlar tespit edilecek.

SOSYAL SİGORTALAR YASASI KOMİTEDEN GEÇMEDİ

Hükümet Sosyal Sigortalar, Sosyal Güvenlik ve İhtiyat Sandığı yasalarını dün komiteden geçirip Pazartesi mecliste görüşecekti. Ama Süpriz bir gelişme ile dün İdari ve Sosyal İşler Komitesinde bu yasalar geçmedi. Neden geçmedi? diye soracak olursanız; çünkü komite üyeleri hazırlanan yasada eksiklikler olduğunu tespit edip uzlaşı sağladılar.

Gelen bilgiler göre; eksik olan maddelerden biri de halk komisyonunun oluşturulmaması. İşte bu sebepten Başbakan’ın dört gözle beklediği Sosyal Sigortalar, Sosyal Güvenlik ve İhtiyat Sandığı değişiklik yasa tasarıları dünkü İdari ve Sosyal İşler Komitesi’nden geçmedi. Komite başkanı UBP Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu yasalar komiteden geçmedi diye suçlandı. Yasaların geçmediğini öğrenen Başbakan bugün için grup toplantısı istedi ancak İstanbul’a gideceğini sonradan hatırlayınca grup toplantısını Pazartesi günü sabaha kaldı. Uzun lâfın kısası; Sosyal Sigortalar yasası bir türlü meclise gelemiyor. Hatırlayacağınız gibi 5 Aralık tarihinde mecliste görüşülecek diye muhalefet partileri ile uzlaşı sağlanmıştı. Yani; 5 Aralık randevusu bu duruma göre; ertelenmiş oldu.

MESAJI OLAN ALSIN

Sn.Ali KORAHAN; Dün BM yetkilileri sizden nüfus sayımı ile ilgili tahmini olarak beklenen nüfus sayısını istedi. Yani; bir yerde onlar önceden çıkabilecek tahmini sonucu istedi. Sizde aldığınız talimatı yerine getirerek onlara tahmini bir sonuç vermediniz. Onlara vermediniz ama biz tahmini nüfus sayısının 400 bin civarında olacağını işittik. Ne dersiniz?

Sn.Ergün SERDAROĞLU; Dün Başbakan’ı bir görseniz gözlerinize inanamazdınız. Dört gözle İdari ve Sosyal İşler Komitesi’nden çıkacak olan sonucu bekliyordu. Sanki de içine doğmuş gibi sürekli arayıp duruyordu. Bir de komiteden geçmediğini öğrenince, lâf aramızda havaya sekerdi. Bu yasa geçmezse fatura size çıkacak haberiniz olsun.

Sn.Mehmet ÇAKICI; Pazartesi günü kimbilir mecliste kaç saat konuşacaktınız.? Neyseki Sosyal Sigortalar yasası komiteden geçmedi. Ama yine de Muhaceret yasası görüşülürken, rekoru egale edebilirsiniz.

Sn.Ersin TATAR; Yenicami’nin iki hafta üst üste Lefkoşa takımlarına mağlup olması en çok sizi üzmüştür. Dünkü maçta Çetinkaya taraftarlarına el kol hareketinde bulunduğunuzu söylüyorlar. Acaba birine selam mı veriyordunuz?

Sn.Nazım ÇAVUŞOĞLU; Nüfus sayım memurları yarın vatandaşa şöyle bir soru soracak; “doğduğunuzdan beri beri KKTC’de mi yaşıyorsunuz? (12 aydan kısa süreli ayrılmışlar için EVET seçeneğini işaretleyiniz.) Bu soru benim kafamı karıştırdı, acaba ne demek istiyor? Doğrusunu istersen ben bu sorudan başka mana çıkarıyorum. Ne dersiniz.?

Sn.Betül HASTAN; Galiba da en iyisini siz yaptınız. Yarın sizi eve hapsetmesinler diye İstanbul’a balık yemeye gidiyorsunuz. Gitmişken birkaç gün daha kalıp alış-veriş de yapabilirsiniz. En iyi stres atmanın yolu alış-veriştir.

Sn. Hocam; Son günlerde kayıp olmanız ister istemez beni düşündürüyor. Acaba bizim hoca birilerinden mi çekiniyor? diye kuşku duymaya başladım. Hocam inanın sesinizi duymazsam gece gözüme uyku girmez. Ne olur arayın beni ihmal etmeyin! Ararsınız değil mi?

Sn. Fırat İMAMZADE; Duyduğuma göre; Özdemir ile birlikte dün akşam İstanbul’un altını üstüne getirdiniz. Sanki de yıllardır görüşmüyor gibi bir haliniz vardı. Bugün de balık yemeye gidiyorsunuz. afiyet bal şeker olsun köylüne iyi bak!

Sn. Ümit HANSEL; Bu gece kimseye randevu verme çünkü gecemiz uzun olacak!

Sn. Aydoğan TÜRAY; Bu memlekette iş yapmak gerçekten zor. Gördüğünüz gibi siyasiler popülist davranıyorlar. Bunlarla tavla bile oynamayacaksın, her türlü Ali Cengiz oyununu biliyorlar. Bula bula sizin mesleği malzeme yaptılar. Duygu sömürüsü ve demagoji yapmakta üstlerine yoktur. 34 yıldır hala kendi kendilerini kandırıyorlar ama ne yazık ki; bunun farkında olan yok!

Sn. Ali ÇINAR; T izni için uğraştığınızı bilmeyen yok, dün gelen telefonlara bakacak olursak herkes bu durumdan haberdar!

Sn. Yalçın KOÇYİĞİT; Hikmet Karcı ile bir türlü buluşamıyorum. Organize et de taze balık alalım!