Kıbrıslı Türkler kandırılmaya ne müsait bir toplummuş da bilmezdik.
Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca, bilmeceleri ile kandırılıyoruz.
***
Ne demiş Dışişleri Bakanımız “Rumlar özellikle gençlerimizi, Kıbrıslı Türkleri pasaportla kandırıyor.”
Pasaportla kandırmaca!
Artık Kıbrıs Türk siyasal literatüründe yeni bir terim var, “Pasaportla Kandırmaca”.
***
Nerede yapmış Dışişleri Bakanımız bu açıklamayı?
Dışişleri Bakanı, “Rum pasaportlu” Kıbrıslı Türklerin sayısını TBMM’de açıklamış.
Üstünden de Rumlar “özellikle gençlerimizi, Kıbrıslı Türkleri pasaportla kandırıyor!” Demiş.
***
Bakana göre, 100 Bin kandırılmış insanımız var yani!
Vay halimize vay!
***
Daha önce de ne demişti Sayın Bakan,
Başbakan İrsen Küçük’ün Lefkoşa Merit Otel'de tüm bakanları da yanına alarak düzenlediği ve icraatlarını anlattığı basın toplantısında,
Gazeteci Aytuğ Türkkan'ın ülkedeki ‘hırsızlık, taciz, cinayet’ gibi adli olaylara yönelik sorusu üzerine
Dışişleri Bakanı, yanında oturan Başbakan Küçük'e dönerek "Kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür. Öyle gerizekalılar…" demişti.
***
Şimdi ise 100 Bin kandırılırmış Kıbrıslı Türk var diyor.
***
Bir süre önce K.K.T.C. Bakanlar kurulu üyelerinin de “ Rum Pasaportu” taşıdığı medyaya yansımıştı. (1)
Geçende de Sayın Hristofyas Sayın Eroğlu’nun kızının Londra’larda kaybolan “Rum Pasaportunu” iade etmemişimiydi?
***
Hade! sıradan 100 Bin vatandaş kandırıldı diyelim?
Ya bakanlar kurulu üyeleri diye sormazlar mı adama?
***
Bu yazımızı da siyasi bir fıkra ile bitirelim.
Seçim kampanyaları sırasında, ekranlara yansıyacak türden ziyaretlere önem veriliyor ya...
Bir parti lideri de, bir akıl hastanesini ziyarete gitmiş.
* * *
Lideri görünce, alkıştan kırıp geçirmişler ortalığı akıl hastaları...
Sadece biri, bir köşede kollarını bağlamış; sessiz sedasız, hareketsiz duruyormuş.
* * *
Liderin dikkatini çekmiş o hareketsiz duran kişi ve yanına gitmiş kendisinin:
-Neden bu kadar sesiz sedasız duruyorsun sen, demiş; bak arkadaşların nasıl coşkulu, sevinçli.
Sen de katılsana onlara...
* * *
Bir kıyıda, sessiz sedasız duran kişi:
-Başkanım, demiş; ben hasta bakıcıyım, deli değil.