Duygu Zengin'in köşe yazısı...
Turizm ülkelerin ekonomisi ve bireylerin gelir düzeyleri üzerinde son derece önemli bir etkiye sahiptir.
Kültürel ve doğal miras, sadece bir milletin değil, aynı zamanda bir bütün olarak insanlığın paha biçilemez ve yeri doldurulamaz varlıkları arasındadır. Bu en değerli varlıklardan herhangi birinin bozulma veya yok olması dünyadaki mirasının yoksullaşmasına neden olmaktadır. Tarihi ve mimari yapılar ülkelerin veya bölgelerin somut kültürel mirasının önemli bir bölümünü oluşturan ve arka planlarını yansıtan en önemli kaynaklardandır.
Bir toplumun geçmişten gelen değerlerini günümüze taşıyan miras, kültürel geleneğin bir parçası olarak görülmektedir. Eğer turizm doğru bir şekilde yönetilemezse yerel halkın mekân duygusu ve yaşam alanıyla ilgili algısı zedelenir. Turizmin sürdürülebilir olabilmesine imkan veren değerlerin bilinmesi ve korunması, geliştirilmesi ve çekiciliklerinin gelecekte de devam ettirilmesinin sağlanması önemlidir. Gelişmiş bir sektör olarak dünya üzerinde önemli bir ekolojik, ülkemiz koşulları gereği sosyal ve kültürel bir fenomen haline gelmesi gerekmektedir.
Benim için alternatif turizmin yakından ilişkili olduğu bir diğer turizm türü ise kültürel miras turizmidir. Kültürel miraslar, iyi bir planlanma ve uygulama ile turizmin gelişimine ekonomik ve sosyal yönden önemli katkılar sağlayabilmektedir. Turizmin geleceğe yönelik devamlılığı sürdürülebilir bir turizm anlayışıyla mümkündür. Turizmin sürdürülebilir olabilmesine imkan veren değerlerin bilinmesi ve korunması, geliştirilmesi ve çekiciliklerinin gelecekte de devam ettirilmesinin sağlanması önemlidir.
Turistlerin farklı kültürlere sahip olan toplumların kültürel miras ve varlıklarını tanıma arzuları, kültür turizminin gelişmesinde rol oynamaktadır. Ayrıca ülkemize gelen ziyaretçilerin bu alanları tanıması, kabullenmesi ve gelecek kuşaklara aktarma niyetlerinin oluşması sürdürülebilir turizm açısından ve ülkemizin tanıtılmasında fayda sağlayacaktır.
Ülkemizde bulunan önemli değere sahip farklı doku ve kalıntılar özellikle (St.Barnabas-Girne Kalesi- Apostolos Andreas Manastırı) eşsiz bir değere sahip olduğu dünya çapında görülmektedir. Bu yerin sadece bölge turizmine katkı sağlamasının yanı sıra çevresel alt ve üst yapıya, şehir imajına, ulaşım ağlarının gelişmesine ve turistik diğer destinasyonların daha fazla tanıtılmasına imkan sağlamaktadır.
Ülkemiz de binlerce yıllık tarihi olan ve gün yüzüne çıkarak bilim dünyasında ki gerçekleri değiştiren insanlık tarihinde 2 farklı dini ibadetin yapıldığına dair varlık barındırmaktadır. Sadece ulusal turizm açısından değil aynı zamanda uluslar arası turizm açısından da çok önemli bir yer oluşturmaktadır . Bu nedenle ülkemiz için güçlü yönlerinin belirlenerek desteklenmesi, fırsatlarının geliştirilerek fayda sağlanılması amaçlanmalıdır. Kültürel mirasın bu analiz sonucunda daha çekici hale getirileceği ve turistlerin algılamalarında meydana gelecek herhangi bir olumsuzluğa karşı tedbir sağlayacağına inanılmaktadır.