Meclis Genel Kurulu, milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuşmaları ile devam ediyor.

313 milyon 16 bin 800 TL’lik Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine söz alan CTP Milletvekili Asım Akansoy, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a eleştirilerde bulundu.

Akansoy

Cumhurbaşkanının siyaseten ne yaptığını sorgulayan Akansoy, Tatar’ın insan hakları üzerine yaptığı açıklamada ambargoların ve federasyon tezinin dayatılmasının insan haklarına uygun olmadığı yönündeki açıklamaya işaret ederek, “Çözümsüzlük tezini Kıbrıslı Türklere dayatması, Kıbrıslı Türklerin uluslararası aktör olma beklentisini yok edilmeye çalışılması insan haklarına yaraşır mı?” diye sordu.

Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesinin bugün de canlı olduğunu belirten Akansoy,  Cumhurbaşkanlığı makamının Kıbrıslı Türkleri temsil etmediğini savundu.

“Şu anda sadece kendisinin (Tatar’ın) yüzü gülüyor” diyen Akansoy, Tatar’ın yurt dışında yaptığı bir konuşmada Doğu Akdeniz’deki istikrarın devamı için Türk-Yunan ilişkilerinin önemine, Kıbrıs’ta iki devletli bir çözüme ulaşılabileceğine de değindiğini kaydederek, “Federal çözümü reddediyormuş… Federal anlayışın hem federasyonu hem konfederasyonu kapsadığını bilmiyor” dedi. Akansoy, uluslararası ilişkilerin ciddiyet, sorumluluk ve kararlılık gerektirdiğini de vurguladı.

Tatar’ın “Kıbrıs Sorunu Dosyasını” bilmediğini ve bu yüzden hamasi nutuklar attığını ileri süren Akansoy, Kıbrıs sorununun Doğu Akdeniz’deki en büyük istikrarsızlık olduğunu kaydetti.

“Bu ateşkes alanının dışına çıkmak ve bu ülkede istikrar yaratmak istiyoruz” diyen Akansoy, Kıbrıs sorununun çözümünün bir “kazan-kazan” projesi olduğunu söyledi.

İslam İşbirliği teşkilatında neden KKTC’nin statüsünün ilerlemediğini ve TDT’de neden yol alınamadığını soran Akansoy, Tatar’ı “ayrılıkçı siyaset” yürüttüğü gerekçesiyle eleştirdi.

“İç siyasette uyguladığınız ‘ben yaparım olur’ mantığını dış siyasette yapamazsınız” diyen Akansoy, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs temsilcisinin atanmasının önemli olduğunu da belirtti ve yeni temsilci ile yapıcı bir ilişki kurulmasını beklediklerini söyledi. Akansoy, Kıbrıs sorununun BM zemininde ve adil karşılıklı kabul edilebilen bir vizyonla çözülmesi gerektiğini de vurguladı.

Cumhurbaşkanlığını ve hükümeti toplumsal farklı görüşleri yok saymakla suçlayan Akansoy, bu şekilde güven ve ortak akıla varılamayacağını ifade etti.

Hava gök gürültülü sağanak şeklinde devam edecek Hava gök gürültülü sağanak şeklinde devam edecek

Kıbrıs sorununun günümüzde beklentileri karşılayacak bir dinamiğe sahip olmadığını söyleyen Akansoy, bunun nedeninin “ayakları yere basmayan siyaset” olduğunu söyledi.

Akansoy, “Müzakereler sonuç odaklı olarak BM zemininde başlamasını istiyoruz, Kıbrıslı Türklerin mağdur edilmemesini istiyoruz. Bu gidişat değildir” dedi.

Erhürman

Ardından CTP Başkanı Tufan Erhürman söz aldı. Erhürman, Cumhurbaşkanlığı’nda Kıbrıs sorunu dışındaki meselelerde de tuhaf bir gidişat olduğunu savundu ve Cumhurbaşkanlığı makamının birleştirici yetki ve görevleri de olduğunu hatırlattı.

Cumhurbaşkanlığı’nı ciddiyetten uzak olmakla suçlayan Erhürman, “Nasıl olur da ayrı devlet tezinizle güneyde de hak iddiası tezinizi aynı masaya koyarsınız?” diye sordu.

BM Güvenlik Konseyi kararlarından uzaklaşıldığını söyleyerek tepki gösteren Erhürman, Türk tarafının şu anki tezinin “çözümsüzlük çözümdür” tezi olduğunu söyledi.

Dış politika hamlesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erhürman, “Egemenliğin paylaşılmadığı bir çözüme en önce CTP karşı çıkar. Siyasi eşitliğin olmadığı bir anlaşmaya en önce CTP karşı çıkar” dedi

CTP’nin gerekirse 50 sene daha görüşürüz gibi bir duruşu olmadığını söyleyen Erhürman, siyasi eşitlik kabul edilmeden, takvimsiz, sonuç odaklı olmadan ve referandumda “hayır” çıkması halinde Kıbrıs Türk toplumunun statüsünün ne olacağı ortaya konmadan masaya kendilerinin de oturmayacağını kaydetti.

Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dosyaya hakim olmadığını savundu.

“Kıbrıs sorunu zaman zaman derin dondurucuya kaldırıldığı dönemleri yaşar ama bu döner döner gelir” diyen Erhürman, “Önemli olan Kıbrıs Türk halkının haklarını ve çıkarlarını tutarlı noktada savunmanızdır. Beni ilgilendiren kendi halkımın hak ve çıkarlarıdır ve adada barış ortamı olmasıdır. Bizim düşüneceğimiz gençlerimizin geleceğidir” dedi.

Erhürman, “Kıbrıs Türk halkına bir pencere ‘gındırmak’ önemlidir. Ama o pencere rüzgardan kapanırsa anlamı yoktur. Bizim ihtiyacımız sürdürülebilir, kalıcı dış ilişkilerdir” diye konuştu.

Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu ise konuşmasına, Aşık Serdari’nin “Nesini söyleyim canım efendim, Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim, Arzuhal eylesem deftere sığmaz, Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim” dizeleri ile başladı ve Kıbrıs meselesinde yanlış yola girildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar için “en büyük ortak bölen” diyen Özuslu, Tatar’ı toplumu bölmekle suçladı. Tatar’ın kendinden olmayanların Türkiyeye girişinin engellenmesine ses çıkarmadığını savunan Özuslu, Ali Bizden’in Türkiye’deki aile cenazesine katılamadığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı’nda çok sayıda danışman olduğunu söyleyen Özuslu, “Bu kadar danışmana rağmen Sayın Tatar bu toplumun sesini hiç mi duymaz?” diye sordu.

Gazeteci Serhat İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan çıkarıldığını hatırlatan Özuslu, "Cumhurbaşkanlığı kimindir? Sen kimsin de sarı basın kartı sahibi, uluslararası bir gazeteciyi saraydan attırın?” dedi. Özuslu, Rasıh Reşat’ın ise Saray’ın talebiyle müdahale edilerek Dış Basın Birliği’nden çektirildiğini ileri sürdü.

Tatar’ın “UBP takkesini” de çıkarmadığını ifade eden Özuslu, “Onun döneminde bütün KKTC televizyonlarının susması gündeme geldi. Şu anda da radyoları susturma operasyonu başladı birileri kendine havuz medyası taktiğini söylemiş olacak ki medyayı hükümettekilerin de desteğiyle susturmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Özuslu, Cumhurbaşkanının sosyal medyada yazılanları da şikayet ettirdiğini söyledi.

Tatar’ın Türkiye’de “tanınma acil değil” yönünde açıklama yaptığını savunan Özuslu, “Yasaklandı kendisine iki devletli çözümü ya da tanınmayı talep etmek” dedi. Özuslu, Cumhurbaşkanı Tatar ile Meclis Başkanı Zorlu Töre’yi yurt dışı ziyaretleri nedeniyle de eleştirdi.

Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı görevine geldiği günden beridir ülkede liderlik olmadığını ileri süren Özuslu, “Üç yıldır toplum lideri yoktur. Lidersiz bir toplum vardır üç yıldır” dedi ve Tatar’ı siyasi parti başkanlarına bile bilgi vermeyen, parçalayıcı bir cumhurbaşkanı olduğunu savundu.

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi yapımına da değinen Özuslu, okul, hastane, yolların durumlarına değinerek, “Külliye projesi ya tamamen durdurulmalıdır, o kaynaklar Türkiye’deki depremzedelere geri gönderilmelidir ya da okul veya hastaneye döndürülmelidir” dedi.

Tatar’a “sıfır” notu veren Özuslu, Tatar’ın başkalarının talimatlarını yerine getirmeyi kendine şiar edindiğini iiddia etti.

Tatar’ın Türkiye’ye giremeyen yurttaşlar, karma evliliklerden doğan çocukların yurttaşlık sorunu, sınır kapılarındaki sorunlar gibi birçok konuda “tavırsız” kaldığını söyleyen Özuslu, Tatar’ı toplumundan ve gerçeklerden kopuk olmakla suçladı.

“Tatar benim cumhurbaşkanım değil, çünkü atanmıştır seçilmemiştir” ifadelerini kullanan Özuslu, Tatar’ın 15 Kasım resepsiyonu davetine icabet etmediğini belirterek, gerekçe olarak medyada görev yaparken kendisini hiçbir yere davet etmemesini gösterdi.

Özuslu, “Bu ada bölünemeyecek kadar küçük ama iş birliği yapılabilecek kadar büyük bir adadır. Birlikte yaşamak zorundayız. Vizyonumuz bu bakış açısıyla olmalıdır” dedi.