Duygu Zengin'in köşe yazısı...
Geçenlerde ‘Apostolos Andreas Manastırına Mescit Yapımı’ yazıma güzel yorumlar aldığım kadar, eleştirilerde aldım. Bir toplumu meydana getiren belli başlı değerler vardır. Bu değerlerin başında dini inançlar ve kutsal değerler gelir. Her toplumun inandığı, kabul ettiği dini bir inanç bütünlüğü vardır.İşte Dipkarpaz’ da tam da böyle bir yer.
Benim için Dipkarpaz demek; İki ayrı din,iki ayrı kültür ve huzur içinde yaşayan insanlar demek. Bir köyde iki ayrı medeniyet bir arada yaşayabilirler, hemde bölünmeden.
Ama görüyorum ki, Kıbrıs adasının en değerli en kutsal yerlerine provakasyon devam ediyor.
Papaz Zaharias 25 yıldır komşumdur,aynı masa da yemek yer,gerekirse aynı bardaktan suyumuzu içeriz. Ben bugün rumca konuşuyorsam onlara borçluyumdur. Konuşacak ve yazacak çok şey varken, gündemi bunlarla tutmak çok çirkin. Fakat ne yazık ki, bu hassasiyeti en acı şekilde zedeleyen girişimleri şaşkınlıkla izliyoruz.
Dipkarpaz’da Türkler ve Rumların birlikte yaşamalarını engellemeye ve birbirlerine düşürmeye meraklı insan ne çokmuş böyle. Bu gün Avrupa’da dahi insanlar kendi din ve mabetlerine karşı saygı ve hürmetlerini göstermektedir.
Kürdüm dedim.
Hadi lan bölücü dediler.
Laz’ım dedim.
Hadi lan devşirme rum dediler.
Çerkez’im dedim.
Hain Ethem’in torunları dediler.
Aleviyim dedim.
Dinsiz kızılbaş dediler.
Ezidiyim dedim.
Yezidin pis soyu dediler.
Arabım dedim .
Pir yobazlar dediler.
Ben dedikçe onlar da bir şey dediler.
İnsanım diyecektim ama insanlığa ait her şeyi yok ettiler.
Bu çirkin provokasyonu şiddetle kınıyorum.