UBP hükümetinin göreve geldiği günden beri bu güne kadar yapmış olduğu yanlışları saymakla bitmez! Hata üstüne hata yapıyor. Ama ne yazık ki; bu yanlışları UBP’nin hanesine eksi olarak yazıldığını gösterecek bir parti de yok. Bu ülkenin iki önemli büyük sorunu var. Bu ülkeyi yönetecek ne bir hükümet var, ne de hükümeti eleştirecek bir muhalefet var. İşte o bakımdan UBP hükümeti ne kadar yanlış yaparsa yapsın tepki görmüyor.
Dün Bakanlar Kurulu toplantısında çok önemli bir gelişme oldu. Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun Bakanlar Kurulu toplantısında çok önemli bir sorunu gündeme getirme gereği duydu. Atun’a göre elektriğe zam yapılmazsa Elektrik Kurumu batacak. Atun’un demesine göre; Elektrik Kurumu’nun 300 milyon liralık açığı bulunuyor. Dün Bakanlar Kurulu toplantısında tartışma konusu bu idi. Üç saatlik toplantının iki saati elektrik konusu oluşturdu. Açığın kapatılmasına yönelik zam düşünülürse sanırım o zaman UBP, karşısında muhalefeti değil de, doğrudan vatandaşı bulur. Büyük şirketlerin ve otellerin aylık elektrik tüketimleri 50 bin liranın üzerindedir. 50 bin liralık elektrik tüketimi artışla 100 bin liraya çıkacak. Yani elektriğe zam demek her şeye zam demektir.
Ha bu borç nasıl mı kapanır? Nufüsumuzu 200 bin diye hesaplayacak olursak, her kişiden bin 500 TL alırlarsa işte o zaman Elektrik Kurumu’nun 300 milyonluk açığı kapanır. Varsın bir ayda herkesten böyle bir para alsınlar da Elektrik Kurumu da kurtulsun. Bu arada unutmadan söyleyeyim; 3 aylık hamile olanlardan da doğacak olan çocukları için para ödesinler. Nasıl olmasa üç aydan sonra anne karnındaki bebeğin kız veya oğlan olduğu belli olur. Tabi bu işin espirisi ama bizde hükümetçilik gördüğünüz gibi bu boyutlara ulaştı. Nerede açık var ise kapatmak için çareler aranıyor. İşte size bir çare de Elektrik Kurumu’na...
GARGA’DAN AL HABERİ
TV TARTIŞMASI KIBRIS'IN GERÇEKLERİNİ ORTAYA KOYDU
Geçtiğimiz günlerde yerel bir yayın organında Çayırova köyünde vatandaşlarla Mehmetçik Belediyesi hakkında çıkan bir haber, geceleyin de bir TV programında Kıbrsı’ın gerçeklerini gözler önüne sermeye yetti.
Tartışmanın düzeyi ne Kıbrıs insanına yakışan, ne de tartışmaya benzer bir yanı olmadan deyim yerinde ise kavgaya dönüşmeye ramak kalan bir ortamda geçti. Program süresince bir tarafta muhtar, diğer tarafta belediye başkanının ses desibeli çok yüksek, konuşma üslup ve tarzı uygun olmayan bir şekilde geçti. Nerdeyse belediye başkanı kimseyi konuşturmadı, konuşma fırsatı ve hakkı tanımadı. Muhtar köy halkının dilekleri ve sesi olmaya, köyüne hizmet getirilmesini savunmaya çalışırken belediye başkanı hep konuyu idare amirine, meclis üyelerine, muhasebecisine odakladı. Birbirlerini suçlayan ve töhmet altında bırakan konuşmalar yapıldı. Kısaca bu program ülkenin çekilmiş bir resmi olarak ne durumlara geldiğini göstermeye yetti.
Kısaca özetlersek ülke bir çatışma sürecinde devam ediyor.Uzlaşı hoşgörü iyi niyet ve paylaşımı unutan bir toplum haline geldik. Yukarıda kavga, aşağıda kavga. Halk otorite arıyor, halk hizmeti arıyor. Halk huzurlu bir yaşamı özledi. Böyle giderse ruh sağlığı bozuk bir halk olarak çok daha büyük bir kaosa sürükleneceğiz. Garga servisi olarak huzur için, güven için, mutlu ve sağlıklı bir toplum olmak için, çatışma yerine uzlaşının geleceği günler için biraz daha fazla hoşgörü diyoruz.
SAVCILIK, BEYAZİT ADALIER'İN SÖYLEDİKLERİNİ İHBAR KABUL ETMELİ
Geçtiğimiz gece bir tv programında Mehmetcik Belediye Başkanı Beyazıt Adalıer’in söyledikleri hayret verici ve çok düşündürücüydü. Halkın oyları ile, halkın iradesi ile seçilmiş bir insanı bırakın, sade bir vatandaş Beyazıt Adalıer’in söylediklerini söylese ve başka bir ülkede olsa savcılık ve polis hemen olaya el koyardı.
Program içerisinde Başkan beyazıt Adalıer altını çizerek tehdit edildiğini, Rüşvet teklif edildiğini, kendisine tabancalar çekildiğini ve başına dayandığını söyledi. Şimdi adama sormazlar mı? Bu ülke tanzanya mı? Halk iradesi ile seçilmiş bir kişiye rüşvet teklif eden kim veya kimler? Başkanı tehdit eden kim? ve en önemlisi tabanca çeken kim ve kimler? Ortada ciddi ve üzerinde bir o kadar önemle durulması gereken bir konu. Eğer bu ülkede bunları yapanlar varsa adaletin onların yakasına sarılması, hukuk devleti olmanın gerekleri yerine getirilmesi gerekir.
Bu bir ihbar kabul edilmeli. Bu bir belediye başkanının ağzından canlı yayında söyleniyorsa, araştırılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmeli. Eğer bu bir senaryo ise de belediye Başkanının ağzından çıkanları duyması gerekmektedir. Halk artık güzel, olumlu şeyler duymayı özledi.
MESAJI OLAN ALSIN
Sn.Erhan BAŞAY; Geçen gün bakanı konuk edince eski günlerdeki gibi bayağı muhabbet etmişsiniz diyorlar. Zaten konu ya siyaset ya Galatasaray'mış. Allah muhabbetinizi artırsın.
Sn.Fırat CANOVA; Şu Cihangir geçen seneden daha mı kötü? Transfer istersen erken söyle ki tren kaçmasın.
Sn.Okan DİLİK; Doğa koleji müdürü olarak okulu boyatan işçilere biran önce paralarını ödeyin yoksa kolejin adı çıkacak. Duyduğuma göre sağda solda defalarca paralarını almak için yanınıza geldiklerini ve bir türlü alacaklarını ödemediğinizi söylüyorlar. Yoksa sizde mi hükümetten huy kaptınız?
Sn. Bulut AKACAN; Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir. Gerçi sen Salı’dan beridir Ali Kaptan’ın derdiyle uğraşıyorsun ama unutma bu akşam Fatmagül’e gidemeyeceğiz haber sal da bilsinler. Ebe ninen merak eder sonra!
Sn.Hasan GÜRDALLI; Anlaşılan Ortaköy kulübüne yürüyerek giden. İyi de yapan da biraz spor amaçlı tempolu da yürürsen yürüyüş amacına ulaşacak. Faik muhtar da zaten kulüpte seni beklerdi. Gargalar haberi uçurdu.
Sn.Şükran Korahan; Maşallah yazda bu kadar kilo aldıysanız kış aylarında napacaksınız. Sizi zor tanıyanlar şaşkınlıklarını gizleyememişler. En erken zamanda diyet sizi bekliyor.
Sn.Mehmet Ali TALAT; Bakıyorum hafta sonunu Girne’de birkaç kahvede vatandaşlarla sohbet ederek geçirtmişsiniz. Başkan olduğunuzda bunları yapsaydınız seçimi emin olun zor kaybederdiniz.
Sn.Ramadan MAHSUCU; Ne kadar da partine sitemli olsan bile suçlu parti değil size söz verenlerde. Gidip onlara hesap sorun en iyisi.
Sn.Ahmet BAĞZIBAĞLI; Demek öyle ha? Geçen gece o arkadaşın ağzını bıçaklar açmazdı.! Saltanat sürdürsün diye bütün gerçek dostlarını kaybetti. Daha dur bakalım; bundan sonrasını seyret. Bu saltanat daha ne kadar sürecek.? Birilerine şirin görünmek için kendi kendini yaktı. Yarın o birileri de olmayınca o zaman ne yapacak ya.? Bugün inşallah karşıma dikilmez bu ben miyim diye?
Sn.Lemi GALİP; İlk torun heyecanınını üzerinizden atamadan ikinci torun heyecanı sardı demişken bir de ikizlerin geleceğini öğrenince ağzınız kulaklarınıza varmış. İlk torunda isim Lemi olunca şimdi de ikizlere isim arayışları başlamış diyorlar. Hayırlı olsun.
Sn.Devrim CELAL; Yurt içindemisin yoksa yurt dışında mı? Arada bir action yap ki sana mesaj çıksın. Tamam piyasa eskisi gibi değil ama olsun ille de herşey iyi olacak diye birşey yok.
Sn.İsmail ÖZYİĞİT; Arada bir şu karaciğerini kontrol ettir. Hergece demlenirim diyorsun ama iş demlenmenin ötesinde diyor sevdiklerin. Biraz kendine dikkat et sevenlerini üzme.
Sn.Münevver ATAKAN; Geri sayıma girdiğinizi biliyoruz da biraz arada nefes alın. İşimi seviyorum diyorsan o başka ama olsun dikkat etmek iyi olacak.
Sn. Kubilay ÖZKIRAÇ; Geçen gece Ali başkanın eşinin doğum gününde yine sahne aldın. Repertuvarını yenilemeye bak çünkü odanın kireç tutmadığını duymayan kalmadı. Dışarda deli dalgalar gelip duvarları yalar...
Sn.Ali ÇETİN AMCAOĞLU; Şu denetimlerin Tarım Dairesi tarafından üstünkörü yapıldığı yönünde iddialar var. Bir araştırın bakalım altından ne çıkacak. Bizce her eve kanser giriyorsa inancımız denetimlerin hiç de iyi yapılmadığıdır.
Sn.Mahmut ANAYASA; Geçen gün dostların çalıştığın iş yerine uğramışlar ama sen işten ayrıldığın için seni bulamadılar. İnsan en azından yakın çevresine ben ayrıldım demez mi? Nerde olduğun konusunda yakın çevrenin pek haberi yok. Onlara bir haber uçurt ki nerde seni bulacaklarını bilsinler.