Uluçam, tarım arazileri, tarımdaki politikasızlığa kurban gitmeden, tarım topraklarının korunabileceği bir yasal düzenlemenin en kısa zamanda ortaya konması gerektiğini kaydetti.
Erkut Uluçam, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bu yılın temasının, “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” olduğunu belirtti.
Temanın, gıdanın yaşam için ne kadar elzem olduğunu ve yaşamın temeli olan gıdanın kritik rolünü vurgulamayı hedeflediğini kaydeden Uluçam, hızlı nüfus artışı, ekonomik gelişme, kentleşme ve iklim değişikliğinin gıda mevcudiyetini tehdit etmesi nedeniyle gıda güvencesini akıllıca yönetmenin önemi konusunda küresel farkındalığı artırmanın amaçlandığını ifade etti.
Uluçam, “Bu amaçla ülkemizde üretilen tarımsal ürünlerde, yerel üretimin korunması amaçlanarak tüketiciye uygun fiyatlı gıdaların sunulabileceği sabit bir tarım politikası oluşturulması şarttır” dedi.
“Azalan su kaynakları gıda güvencesinin sağlanabilmesine karşı büyük bir risk faktörü”
Erkut Uluçam, tarımsal üretime artan talebe karşılık, gittikçe azalan su kaynaklarının gıda güvencesinin sağlanabilmesine karşı büyük bir risk faktörü oluşturduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’nün (IFPRI) araştırması, dünyada kişi başı gıda tüketiminin iklim krizi etkisiyle yüzde 4.6 oranında gerileyebileceğini belirtmektedir. Yani daha az gıda arzıyla daha çok insanı doyurmak zorunda kalacağımız günler yakındır. Dolayısıyla, tarımsal üretime artan talebe karşılık, gittikçe azalan su kaynakları gıda güvencesinin sağlanabilmesine karşı büyük bir risk faktörü oluşturmaktadır. Dünya genelinde toplam arazinin yüzde 37’si tarım için kullanılırken, gezegenimizde yer alan toprağın yüzde 33’ü çölleşme sonucu yok olmuş durumdadır. Toprak varlığındaki kayıplar, gıda üretiminin sürdürülebilir yöntemlerle gerçekleştirilmesinin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.”
Uluçam, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde sofradaki gıdaların besleyici içeriği ve zengin çeşitliliğinin kutlandığını bir yandan da gıda güvencesi üzerinde kuvvetlenen iklim ve biyoçeşitlilik krizi kaynaklı etkiler ve bu etkilerle mücadele için çözüm yolları üzerinde düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
Erkut Uluçam, Ziraat Mühendisleri Odası’nın beklentisinin “Güzelim ülkemiz beton yığınına dönmeden, en büyük doğal kaynağımız olan tarım arazilerimiz, tarımdaki politikasızlığa kurban gitmeden, tarım topraklarının korunabileceği bir yasal düzenlemenin en kısa zamanda ortaya konulması” olduğunu belirtti.