Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, Kıbrıslı Türklerin ekonomik geleceğinin ve var oluş mücadelesinin, birilerinin ego savaşlarına yem edilemeyeceğini belirterek, mülkiyet konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin attığı adımların çözüme değil ayrılıkçı bir duruma hizmet ettiğini vurguladı

Çeler: Kıbrıs Türk toplumu bir kez daha iki tarafın da katkısıyla hak etmediği bir muameleyle karşı karşıya bırakıldı 

Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis’in, kuzeyde kalan Kıbrıslı Rum mallarıyla ilgili attığı adımları ve bu adımlara sebep olan UBP-DP-YDP hükümeti ve atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın politikasını da sert bir dille eleştirdi.

Bir gecede 7 kaçak... Bir gecede 7 kaçak...

Yönetimler, devletler, siyasiler arasında olan sorunların, bölünmenin, tartışma ya da çekişmelerin, o toplumun bireylerine mal edilemeyeceğini vurgulayan Çeler, “çözümsüzlük çözümdür” siyaseti güdenlerin, Kıbrıs Rum tarafına istediği her hamleyi yapabilme özgürlüğünü altın tepside sunduğunu vurguladı.

Çeler, “Diyalogdan kaçmanın ve ülke sorunlarına kendi kişisel meselesiymişçesine ‘ben bilirim’ mantığıyla yaklaşmanın sonuçlarını yaşıyoruz. Kıbrıs Türk toplumu bir kez daha hak etmediği bir muameleyle karşı karşıya bırakıldı ve bu tek taraflı yapılmadı” dedi.

“Ekonomik krizlerle boğuşan Kıbrıs Türk toplumunu daha da büyük bir kriz içine sokacaktır”

Kıbrıs Cumhuriyeti yönetiminin ve Hristodulidis’in, kuzeydeki Kıbrıs Rum mallarıyla ilgili ilgili yürüttüğü politikanın; insan haklarına aykırı olduğu gibi barış ve çözüme de asla hizmet etmediğini belirten Çeler, yapılmaya çalışılan şeyin iki toplum arasındaki uçurumu daha da genişletmekten başka bir işe yaramayacağını belirtti.

Çeler, “Ayrıca bu hamleler çözüme de hizmet etmeyecektir. Ekonomik krizlerle boğuşan Kıbrıs Türk toplumunu daha da büyük bir kriz içine sokacaktır” dedi.

“Siyasilerin ve yönetimlerin çatışma içinde olmasının sorumlusu yurttaş mıdır ki, faturası da yurttaşa kesilsin?”

Yapılan hamlelerin sonucunun sadece ekonomik kriz değil yok oluşa sürüklenen bir süreci de hızlandıracağını kaydeden Çeler, bu durumdan sadece müteahhitler, yatırımcılar, oteller ve iş yeri sahiplerinin değil birebir yurttaşın etkileneceğini anlattı.

Çeler, “Örneğin; 1974 önceki Rum malı olan bir arsa üzerine mandırasını kuran bir Kıbrıslı Türk de suçlu durumuna düşecek. Yani ömür boyu çalışıp kenara iki kuruş koyarak kendisine veya çocuklarına bir ev alabilen Kıbrıslı Türkler bir çözüm olana kadar ne yapmalıydı? Siyasilerin ve yönetimlerin anlaşamamasının, çatışma içinde olmasının sorumlusu yurttaş mıdır ki, bu durumun faturası da yurttaşa kesilsin? Bu mudur çözüme giden yolda atılacak adımlar?” diye sordu.

“Yetkili ve ilgili tüm makamlar; bir an önce gerekli girişimleri yapmalı ve diyalog yolunu açmalıdır”

Her iki yönetimin yaptıklarının sonuçlarının da Kıbrıslı Türklerin aleyhine olduğunu vurgulayan Çeler, hükümeti bu konuda derhal bir adım atmaya çağırdı.

Çeler, “Yetkili ve ilgili tüm makamlar; bir an önce gerekli girişimleri yapmalı ve diyalog yolunu açmalıdır. Kıbrıslı Türklerin ekonomik geleceği ve var oluş mücadelesi, birilerinin ego savaşlarına yem edilemez” ifadelerini kullandı.