Zanlı mahkemeye çıkarıldı.
Mahkemede mesele ile ilgili olarak şahadet veren polis memuru Emin Günal, zanlının mesele kapsamında daha önce tutuklanarak, teminata bağlanan O.S, İ.E, C.P, Y.U, Ş.D, E.S.K, M.H, A:A ve aranan şahıslara birlikte kanunsuz topluluk oluşturarak, 22 Şubat 2024 tarihinde saat 22.30 raddelerinde kavga etmek için Zahra Sokağa gittiğini söyledi.
Polis, zanlı hakkında 23 Şubat 2024 tarihinde tutuklama emri çıkarıldığını, 4 Mart gecesi polise teslim olduğunu söyledi.
Polis, 13 gün süreyle zanlıya ulaşılamadığını, 24 Şubattan 4 Marta kadar telefonunun kapalı olduğunu belirtti.
Polis, soruşturmanın devam ettiğini ancak zanlının serbest kalması halinde tahkikata etki edemeyeceğini ifade etti.
Zanlının darp ve özel hayatının gizliliğini ihlal suçundan askıda davası olduğunu kaydeden polis, KKTC vatandaşı olan ve Sağlık Bakanlığında Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan zanlının uygun bir teminata bağlanmasını talep etti.
Polis, Savcı Senem Palabıyık’ın sorusu üzerine zanlıya 13 gün boyunca ulaşamadıklarını, bu süre içerisinde nerede olduğuna dair izahat istediklerini ancak izahat vermediğini söyledi. Polis, zanlının evine de gidildiğini ancak yine kendisine ulaşamadıklarını açıkladı. Zanlının avukatı ise olay günü polisi arayan ve durumu bildiren kişinin müvekkili olduğunu dile getirdi.
Yargıç Zehra Yalkut Bilgeç, aktarılan olguların ardından zanlıya 13 gün boyunca nerede olduğunu sordu.
Zanlı, 23 Şubat’ta işe gittiğini ancak 24 Şubattan sonra hasta olduğu için evde olduğunu ifade etti.
Yargıç, bu süre içerisinde neden kimsenin kendisine ulaşamadığını, hasta olduğuna dair rapor olup olmadığını sordu. Zanlı ise raporu olmadığını söyledi. Bilgeç, kanunsuz topluluk oluşturma suçunun her ne kadar ağır bir suç olarak yasalarda yer almasa da ailelerin, kadınların, çocuk ve gençlerin gittiği, vakit geçirdiği bir yerde yaşanan olayın oldukça vahim olduğunu söyledi.
Yargıç, insanların kafasında söz konusu yerine güvenli olmadığına dair en ufak bir soru işareti oluşması halinde bile bunun toplumun özgürlüğünü kısıtlayıcı bir etken olduğunu dile getirdi. Yargıç, zanlıya 13gün ulaşılamadığını, yargı aşamasında da isterse ulaşılmaz olabileceğinin göstergesi olduğunu dile getirdi. Yargıç, bu nedenle zanlıyı kavgayla ilgili teminata bağlanan diğer zanlılardan daha ağır koşullara bağlamayı uygun gördüğünü söyledi.
Bilgeç, zanlının haftada 4 gün ıspat-ı vücut yapmasına, yurt dışına çıkışının yasaklanmasına, 60 bin TL nakit teminat yatırmasına ve 4 kefilin 700’er bin TL tutarında kefalet senedi imzalamasına emir verdi.
Bilgeç, ayrıca zanlının 13 gün süreyle işe gitmediğini, raporu olmadığını, bunun kamu yararı gereği araştırılması gerektiğini belirterek, çalıştığı bakanlık bünyesinde soruşturma yapılmasına ve sonucun mahkemeye sunulmasına emir verdi.
Yargıç, son olarak zanlının mahkeme emrine riayetsizlik edip etmediğine dair de polisin bir soruşturma başlatmasına karar verdi.