ABD'li yetkililerin elde ettiği verilere göre genç kuşağın siber dolandırıcılığa kurban gitme olasılığı anneanne ve dedelerine kıyasla üç kat fazla. Bu durum, 1990'ların sonu ve 2010'ların başı arasında doğan "dijital neslin" sosyal medya ve çevrimiçi alışveriş sevgisinden kaynaklanıyor olabilir. Zira ilk kez MLive'ın haberleştirdiği veriler, gençlerin siber dolandırıcılar için kolay bir av olduğu yönünde. Michigan Başsavcılığı, genç kesimin, kimlik avı amaçlı sahte e-postalara çok fazla maruz kaldığını kaydetti. Bunun yanı sıra gençlerin sosyal medyadaki beğenilerini baz alan sahte internet sitelerinden de çok fazla reklam geliyor. Sahte iş teklifleri de bu dolandırıcılığın önemli bir ayağı. Verilere göre bu ilanlar, başvuru sahibinden zorunlu eğitim veya ekipmanlar gerekçesiyle para talep ediyor. Dijital dünyaya ayak uyduramayan yaşlı yetişkinler, çevrimiçi ortamda genellikle "boomer" diye nitelense de onlar siber suçlara karşı daha temkinli. Başsavcılık, Z kuşağı mensuplarının uygulamalarda iki faktörlü kimlik doğrulama özelliğine nadiren başvurduğunu belirterek, genç kullanıcıları çevrimiçi güvenliği ciddiye almaları için uyardı. İki faktörlü kimlik doğrulama, platformdaki hesabınızda başkaları tarafından oturum açılmasını zorlaştırarak hesabın korunmasına yardımcı oluyor. Bu sistem parolanın yanı sıra bir iletişim yönteminin (güvenlik bilgileri) girilmesini zorunlu kılıyor. Uzmanlar, Z kuşağının bu güvenlik yöntemlerini atlayarak dolandırıcılığa karşı daha savunmasız kaldığı görüşünde.