Yazmaktan, hatta dile getirmekten en çok usandığım, üzüldüğüm konu; Karpaz bölgesinin, eşek sorunudur. Her ne kadar bu konun halen daha konuşulmasından utanan olmasa da, yazmaya devam edeceğiz.
Bölgenin hayvancılıkta, turizmde, tarımda yaşadığı sorunlar yetmezmiş gibi eşek sorunu da üstüne dem vurmaya devam ediyor.
Bölgenin işsizlik sorununu, gelişim ve planlama ile ilgili sorunlarını konuşup çözüm bulmaya çalışmamız gerekirken, biz halen daha yaklaşık elli yıllık halka dayatılan eşek sorununu konuşuyoruz.
Aslında, sadece çözüm bulmayanlara değil sitemim. Bu sistemi destekleyen ve maalesef sorunları bu denli aşağıya çekenleredir sitemim. 21. yüz yılda bunları konuşmak, bir halka yapılacak en büyük kötülüktür.
Karpaz’ın geçim kaynağı, tarım-hayvancılık ve turizmdir. Bu gerçek değişmeyecek. Ve bu gerçeğin gerekliliği de devlet politikası ile belirlenmelidir.
Dünya alternatif tarım modellerini, araçlarını, teknolojiyi tartışırken biz halen daha eşek sorununu konuşuyoruz.
Hiç mi sormuyor bu halk kendine, neden bu haldeyiz diye?
Hiç mi zorunuza gitmiyor be Arkadaş! Bu zamanda, sadece eşek sorunu ile oyları toplayıp arkalarına dahi bakmamaları hiç mi sizi etkilemiyor?
Kızmamak, isyan etmemek, bu ayıbı yüzlerine vurmamak elde değil.
Her dönem aralıksız bir şekilde aynı yalanlar, masallar, hikayeler ve senaryolar yazılıp oynanıyor.
Bu işin bilimsel veriler, bilirkişiler ile halledilmesi çok mu zor yani? Yoksa bu iş biterse Karpaz halkı başınıza bela olacak diye mi korkuyorsunuz?
Tabii, bu sorun çözülürse Karpaz halkı iş, yatırım, gelişim isteyecek. Bu da sizin işinize gelmez tabi.
Kim ne yapar, ne eder bilmem ama ben bu rezilliği kabul etmem. Hem yazarım, hem de dile getiririm.
Ne Karpaz halkı, ne de dünyanın en güzel yerlerine sahip olan Karpaz bölgesi bu rezilliği hak etmiyor.
Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.