Yeşil Barış Hareketi, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla mesaj yayınladı. Bu yılın temasının; “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı!...” olduğuna dikkat çeken Yeşil Barış Hareketi, gıdaya ulaşmanın, dünya nüfusun hızla artışına paralel olarak her gün biraz daha zorlaştığını belirtti.
Kıbrıs’ın gıda israfında dünyada birinci sırada yer aldığının altı çizilen açıklamada, “Gıda israfının azaltılması, mevcut gıda kaynaklarının, dolayısıyla; suyun, enerjinin, emeğin ve ulaşım harcamalarının daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır” denildi.
Yeşil Barış Hareketi’nden yapılan açıklamada, organik ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının hem çevresel hem de gıda güvenliği açısından çok önemli olduğu hatırlatıldı ve “Gıda yetiştirilmesi, taşınması ve hazırlanması sistemlerinin iyileştirilmesi için araştırmalar yapmak ve yenilikçi çözümler geliştirmeli” ifadelerine yer verildi.
“ÜLKEMİZİN ÖDEVLERİ VAR”
Açıklamanın devamında şunlara dikkat çekildi:
“Ülkemizde de artık ne yazık ki, yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamayan insanlar vardır.
Siyasilerin, bu alanda yasal düzenlemeler yapmak, önlemler almak, israfa yönelik politikalar üretmek ve sosyal yardımların artırılması ile sürdürülebilir tarım politikalarının desteklenmesini içeren, ödevleri vardır.
16 Ekim Dünya Gıda Günü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün 1945'te kuruluş tarihini anmak için ilan edilen ve her yıl bütün dünyada gıda ile ilgili sorunların gündeme taşındığı önemli uluslararası bir gündür. Gün, Dünya Gıda Programı, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu da dahil olmak üzere açlık ve gıda güvenliğiyle ilgilenen birçok başka kuruluş tarafından yaygın olarak benimsenmiş ve mücadele alanlarının temelini oluşturmuştur. 16 Ekim Dünya Gıda Günü 2024 teması “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı! Dünyada yaşayabilmeyi sürdürmek adına fark edilen ilk sorunların başında yer alan gıdaya ulaşmak, dünya nüfusun hızla artışına paralel olarak her gün biraz daha zorlaşmaktadır.
ATILABİLECEK ADIMLAR…
Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir geleceğe yönelik gıda hakkı için etkili bir mücadele vermek, birçok yönü bir araya getiren çok boyutlu bir yaklaşım gerektirir. “Yeşil Barış Hareketi” olarak bu bağlamda atılabilecek adımları şöyle özetleyebiliriz:
Farkındalık Yaratma: Toplumda gıda hakkının önemi hakkında farkındalık oluşturmak için kampanyalar düzenlemek, seminerler ve eğitim programları aracılığıyla bilgi yaymak önemlidir. Bu konuda oluşturulması gereken politikalar doğrultusunda medya ve sosyal medyanın gücü kullanılarak bu doğrultudaki bilinç artırılmalıdır.
Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları: Yerel çiftçileri destekleyerek ve organik, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ederek sağlıklı gıda üretimini artırılmalı. Bu, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de gıda güvenliği açısından önemli bir adım olacaktır.
Gıda Adaleti Hareketleri: Gıda adaleti için mücadele eden yerel ve ulusal organizasyonlarla iş birliği yapmak çok önemlidir. Yetersiz beslenen topluluklara destek sağlayan projelere katılarak bu grupların seslerinin duyurulması ve çareler üretilmesi sağlanmalı. Ülkemizde de artık ne yazık ki, yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamayan insanlar vardır.
Topluluk Destekli Tarım (TDT): Tüketicilerin yerel çiftçilere doğrudan destek vermesini sağlayan TDT projeleri oluşturularak, hem gıda güvenliğinin artırılması hem de yerel ekonominin canlandırılmasının önü açılmalı.
Gıda İsrafının Azaltılması: Gıda israfını azaltma konusunda toplumda bilinç oluşturularak, eğitim ve denetim programları geliştirilmelidir. İsrafın aşırı derecede gerçekleştiği yanlış turizm modelleri ile toplu yemek üretilen yerlerdeki uygulamalar yeniden değerlendirilerek önlemler üretilmelidir. Gıda israfının azaltılması, mevcut gıda kaynaklarının, dolayısıyla; suyun, enerjinin, emeğin ve ulaşım harcamalarının daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Unutmayalım ki “Gıda israfında Kıbrıs dünyada birinci sırada yer almaktadır.”
Araştırma ve Yenilik: Gıda yetiştirilmesi, taşınması ve hazırlanması sistemlerinin iyileştirilmesi için araştırmalar yapmak ve yenilikçi çözümler geliştirmek için, bu alanda çalışmalar yapılması gerekir. Bu alanlarda faaliyet gösteren üniversitelerin araştırmalar yapması çok önemli katkılar sağlayacaktır. Sürdürülebilir beslenme modelleri ve teknolojik yenilikler bu alanda önemli rol üstlenecektir.
Uluslararası İş Birliği: Gıda hakkı ile ilgili uluslararası sözleşmeleri desteklemek ve bu konudaki küresel inisiyatiflere katılarak bilgi paylaşımı ve dayanışmak önemli kazançlar sağlayacaktır. Küresel sorunlara karşı toplu eylem önemlidir.
Politikaları İzleme ve Değerlendirme: Mevcut sosyal politikaları ve gıda sistemlerini izlemek, eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmenin de ötesinde, önerilerle gerektiğinde radikal değişimler de talep edilmelidir.
Siyasi Destek Şart: Hükümetlere ve yerel yönetimlere gıda hakkının korunması ve geliştirilmesi için talepkâr olmak ve gerekirse bu doğrultuda baskı yapmak zorundayız. Siyasilerin, bu alanda saydığımız yasal düzenlemelerin yapılması, önlemlerin alınması, israfa yönelik politikalar üretmek, sosyal yardımların artırılması ve sürdürülebilir tarım politikalarının desteklenmesini içeren, olmazsa olmaz yapılması gereken ödevleri vardır.
Gıda hakkı mücadelesi, bireylerden topluluklara, yerel düzeyden uluslararası boyutlara kadar birçok katmanda yapılmalıdır. Herkesin temel gıda ihtiyaçlarına erişimini sağlamak, toplumların sağlıklı ve sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmalarını destekleyecektir.
Bulunduğumuz noktada, kamuoyunun da etkin biçimde aktif hareket ederek, hükümetin bu doğrultudaki yükümlülüklerini hatırlatarak, gerekenlerin ve talep edilenlerin dikkate alması zorlanmalıdır. Bu bağlamda, gerek ülkemizde, gerekse dünyada, hem kendi yaşamımızı hem de gelecek nesillerin yaşama hakkını sürdürebilmeleri için tek tek her birey bu sorumluluğu paylaşıp, yönetimler üzerinde de baskı oluşturarak, daha iyi gıda, daha iyi bir gelecek ve yaşam hakkımız için gerekenlerin yapılmasını el birliği ile sağlamalıyız”