2021 yazında Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, o zamandan bu yana kadınların üstüne kara bir bulut gibi çökmeye devam ediyor.

Yeni bir yasak daha geçtiğimiz hafta Taliban yönetimince hayata geçirildi.

"AHLÂK VE ERDEM" YASALARI

Afganistan’da kadınlar artık kamusal alanda konuşamayacak. Yani kadın sesi, "potansiyel ahlâksızlık" kapsamına alındı.

Bir diğer yasa da şu: Kadınlar evlerinin dışında yüzlerini açamayacak.

Bu yeni yasaklar, Taliban’ın “ahlâk ve erdem” yasalarının devamı olarak duyuruldu.

BİR VAROLUŞ MESELESİ

Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra Ahlak ve Erdem Bakanlığı kurmuş, bakanlığın yayınladığı emirlerle kadınlar ve kız çocukları sosyal hayattan izole edilmişti.

Bu izolasyon kadınlar için bir varoluş meselesi olarak devam ediyor.

Afgan kadınlar, 20 yıllık mücadeleleri ile kazandıkları hakların birer birer ellerinden alınmasının travması ile baş etmeye çalışıyor.

20 YILLIK MÜCADELE

Taliban, Afganistan'da ilk kez 1996'da yönetimi ele geçirmiş, 2001'de Amerika öncülüğündeki koalisyonun ülkeyi işgaliyle iktidardaki kontrolü kaybetmişti.

Takip eden 20 yılda Afgan kadınlar, temel haklarına, mücadele ederek kavuştu. Ta ki yeni rejim silah zoruyla bir kez daha ellerinden alana kadar.

EĞİTİM YASAKLARI BARDAĞI TAŞIRDI

İkinci Taliban rejimi, ilk olarak 2021 Eylül ayında kız çocuklarına 6’ıncı sınıftan itibaren eğitimi yasakladı.

Yanlarında erkek olmayan kadınların dışarı çıkmasına kısıtlama getirildi, kadınlar sektörlerin büyük çoğunluğunda iş hayatından men edildi.

ABD'de 2 yolcu uçağı pistte çarpıştı ABD'de 2 yolcu uçağı pistte çarpıştı

Afgan kadınlar tüm bu yasaklara protestolarla karşılık verdi. Ancak en büyük tepki Aralık 2022’de kadınların üniversiteye gitmesinin yasaklanmasına karşı ortaya çıktı.

HAKLARINDAN VAZGEÇMEDİLER

Başta başkent Kabil olmak üzere ülkenin şehirlerinde kadınlar, silahlı Taliban üyelerinin karşısına çıkıp eğitim haklarını geri istedi.

Çünkü artık kaybedecekleri çok az şey kalmıştı ve gözlerini karartmaktan geri durmadılar.

ERKEKLERE BAKAMAYACAKLAR

Yeni yasalara göre, yetişkin bir kadın “zorunlu olarak” evinden ayrıldığında sesini, yüzünü ve vücudunu gizlemekle yükümlü.

“Kadınlar ayrıca evlerinin içinden bile yüksek sesle şarkı söylerken ya da kitap okurken duyulmamalı.”

Bundan böyle Afgan kadınların kan veya evlilik bağıyla bağlı olmadıkları erkeklere doğrudan bakmalarına da izin verilmeyecek.

TAKSİCİLERE DE CEZA

Öte yandan taksi şoförleri yanlarında uygun bir erkek refakatçi olmadan bir kadını götürmeyi kabul ederlerse cezalandırılacak.

Buna uymayan kadınlar ya da kız çocukları gözaltına alınabilecek ve Taliban yetkilileri tarafından “uygun görülen bir şekilde” cezalandırılabilecek.

"İNSAN HAKLARINA AYKIRI"

Rukhshana Media'ya konuşan Afgan Avukatlar Derneği Başkanı Mir Abdul Wahid Sadat, yeni yasaların Afganistan'ın iç ve uluslararası yasal yükümlülükleriyle çeliştiğini söylüyor.

Sadat, durumu şöyle anlatıyor:

“Hukuki açıdan bakıldığında bu belge ciddi sorunlarla karşı karşıya. İslam'ın temel prensipleriyle çelişiyor ki erdemin geliştirilmesi hiçbir zaman güç, baskı ya da zorbalıkla tanımlanmamıştır. Bu belge sadece Afganistan'ın iç hukukunu ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 30 maddesine de aykırı.”

"TÜM DÜNYA NORMALMİŞ GİBİ DAVRANIYOR"

Afgan parlamentosunun ilk kadın başkan yardımcısı olan Afgan insan hakları aktivisti Fawzia Koofi ise yasakların duyurulmasının ardından Taliban hükümetinin kadını daha da silmek ve bastırmak için tasarlanan bu yeni fermanların, kadınlara karşı duydukları nefretin bir göstergesi olduğunu söylüyor.

Koofi, şunları ekliyor:

“Tüm dünya bu normalmiş gibi davranıyor. Yaşananlara çok az tepki gösterildi ve Taliban bu kayıtsızlıktan cesaret alıyor. Hedef aldıkları sadece kadınlar değil, tüm insanlardır. Sorumlu tutulmaları gerekiyor.”

ULUSLARARASI TOPLUMUN ROLÜ

Afganistan'ın Norveç Büyükelçisi olan eski Afgan parlamenter Shukria Barakzai de Taliban'ın Afganistan'daki 14 milyon kadın ve kız çocuğuna uyguladığı baskı karşısında ülkeleri suçluyor.

Barakzai’ye göre uluslararası toplum, bu baskı karşısında sessiz kalarak kadınların bedenlerinin ve seslerinin kriminalize edilmesinde rol oynuyor.