Turizmde aşılamayan 'krizler…'

Turizm konusunda uzun zamandır bir yazı yazmak istiyordum ama yeni fırsat bulabildim.

EMITT Fuarı’yla ilgili tartışmaları izledim.

Turizm Bakanlığı’nın açıklamaları, turizmcilerin tepkileri, yazarların eleştirileri. Gördüm ki, turizm konusunda sadece ‘günü’ kurtarıyoruz.

Uzun vadede projelere imza atamıyoruz.

Bunun yanında; görevdeki ‘yetkililerin’ aşırı ‘egoları’ nedeniyle sıkıntılar yaşıyoruz.

Turizm Bakanı Sayın Ünal Üstel, ‘turizmi geliştirme çabası’ içinde olsa bile Turizm Bakanlığı’nın alışagelmiş ‘yapısının’ dışına çıkılmıyor.

Her yıl aynı uygulamalar, her yıl aynı turizm politikası sürüp gidiyor.

Politika derken, turizm politikası var anlamında söylemiyorum, ‘işyelişle’ ilgili tespitim.

CD bastır, broşür hazırla, Ercan’a hoş geldin yazısı yaz, plazma koy ve bu iş bitsin!

Birçok kez fuarlara gittim.

Kuzey Kıbrıs’ın standantlarını gezme imkanım oldu.

Her yıl aynı ‘fotoğrafı’ gördük.

Yani fuara gitmeden fuarla ilgili haber yazabilirsiniz.

Alın bundan 10 yıl önceki fuar resmini koyun gazeteye kimse ‘fark etmez…’

Önde biri sandalye yapar, arkada bir iki oda!

İçkiler ikram edilir.

CD ve broşür dağıtılır!

Sonra bir yetkili TAK ve BRT’ye çıkar, “Fuarda temsil edildik” der!

Bu iş biter!

Bunun son örneğini de EMITT Fuarı’nda yaşadık.

Fuara katılanlara nasıl hareket edeceğini bile ‘öğretmeye çalıştık…’

Bakın YDÜ’den Ahmet Savaşan bu konuda neler diyor!

“Turizm tanıtma ve pazarlamada sınıfta kaldık…”

Turizm fuarında KKTC tarafının ‘gayriciddi’ zihniyetine atıf yapan Savaşan, “Bize kravat takın deniliyor ama Müsteşar kravatsız dolaşıyor” açıklaması yapıyor!

Bunun yanında, yukarıda belirttiğim CD ve plazma olayına atıflar yapıyor.

EMITT’de 5-6 plazma TV konuluyor standa.

Ancak ‘görüntü yok…’
Hava yollarına yer ayrılıyor, bölümler boş!

Savaşan’ın Turizm Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu’na yönelik eleştirileri ise yenilir yutulur gibi değil!

Savaşan, “bakanlık kimsenin malı değil, o bakanlığın kendi malları olduğunu düşünmesinler” diye Aşıkoğlu’na yükleniyor!

Sonra da “Turizm Bakanlığı’nın yönetici kadroları hasta. Biz onların maskarası değiliz” diye eleştirilerinin dozunu yükseltiyor.

Bu eleştirilerden sonra Hasan Hastürer de köşesinde konuya değindi.

Kısaca şunları yazdı, “(…) Her konuda olduğu gibi turizmde de kısa, orta ve uzun vadeli hedefler olur. Turizmin gerçek anlamda bir master planı olur. En yalın tanımlamasıyla turizmin politikası olur. Politikacıların attığı nutukları boş verin, KKTC’nin bugüne kadar doğru dürüst bir turizm politikası olmadı. Politikasız turizm, rotasız gemiye benzer. Dahası bizim turizm gemisinin pusulası da bozuk. Kaptan köşkünde oturanların da kaptan olup olmadığı hiç önemli değil. Beyaz bir kaptan elbisesi giydirilip, başına da bir şapka konduruldu mu alın size kaptan(…)

Sayın Aşıkoğlu’nun eleştiriler karşısında, “KKTC turizminin ihtiyacı olan işbirliği ve güç birliğine zarar verilmemesi” yönünde yaptığı açıklamayı da okudum.

Sonra ise ‘çabasında şüphe duymadığım’ Bakan Sayın Üstel’in eleştirilere verdiği sert yanıtı.

Bakan Üstel, “Birkaç günden beri Dünya turizminin en büyük 5'inci fuarı olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT ile ilgili, olumsuz yönde, amaçlı haber ve açıklamalar yapılmaktadır” diye başladığı açıklamasında, “Turizmi siyasete alet ederek, siyasi rant elde etmek isteyenlerin yaptığı ve yaptırdığı bu açıklamalarla, ülkemizin lokomotif sektörü turizme, cahilce saldırılmakta olup, Rum tarafının engellemelerinin bile zarar veremediği KKTC turizmi, yıpratılmaktadır" diye sürdürüyor.

Sonra ise Savaşan’a sert sözlerle yükleniyor!

Siyasi çıkardan bahsediyor!

Ancak yaşanan tartışmalar turizm konusunda daha çok yol almamız gerektiğini gösteriyor.

Bu yolda ‘egolarından’ kurtulan ekiplerin çabası şart!

‘Egolar’la bir yere varılamayacağı da görülmelidir.

Turizm Bakanı Sayın Üstel’in, eleştiriler karşısında mutlaka ‘gelecek’ için adımlar atacağını düşünüyorum.

Üstel, Turizm Bakanlığı’ndaki ‘kırılmaz’ yapıya da ‘müdahale etmeli…’

Sonuçta; her yıl ‘tekrardan başka’ bir adım atılmıyorsa, bu düzeltilmelidir.

Eleştirilerimiz ‘Rum’a hizmet değil’ ülke turizmine katkıdır.

 

Kıbrıs Genç TV üzerine!

Kıbrıs Genç TV bir ailedir.

Bunu neden mi yazıyorum?

Ada’ya geldiğimde, bir ev içinde yayınını sürdüren Kıbrıs Genç TV şimdi dev bir komplekste yayın hayatına devam edecek.

Kıbrıs Türk halkına yakışan bir modern binada izleyicileriyle buluşacak.

Kıbrıs’ta ‘KKTC’ medyası anlamında ilk görev aldığım Kıbrıs Genç TV’nin bu yükselişini görmek beni inanın çok gururlandırıyor.

Ülkede özel kanallar arasında en çok izlenen Genç TV’nin yetiştirdiği birçok insan şuanda önemli mevkilerde.

Orada çalışırken, ‘bazı’ kanallardan farklı olarak, ‘kendinizi ifade’ etme imkanı buluyorsunuz!

Eleştiri alsanız bile, ‘yolunuza’ devam ediyorsunuz!

Belki yeniden Kıbrıs Genç TV ekranlarında sizlerle buluşacağız belki de başka adreste.

Ama Kıbrıs Genç TV her zaman bizim ailemiz olarak kalacak.

Kanalın Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Ağabeyim Ertan Birinci’yi kutluyorum.

Genç TV ailesine de yeni yerlerinde başarılı bir dönem diliyorum.

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }