“Biz dünkü tiyatro gibi ağız birliği yapmadık, gerçekleri anlattık” diyen Topukçuoğlu, oğlunu 4. gece bulduğunu belirtti. Topukçuoğlu, buraya bir karanlıkla geldiklerini, bir karanlıkla da gittiklerini söyledi.
Gittikleri geceden çocuklarını kurtarma çalışmalarına başladıklarını anlatan Topukçuoğlu, çok kısa sürede korkunç şeyler gördüklerini belirtti. “Biz yaşarken cehennemi gördük” diyen Topukçuoğlu , şöyle devam etti:
“Sınırlı sayıda ekipmanla çalıştık. Boşluklar yoktu. Bizim binamız İsis değil de yan bina olsaydı yaşam üçgenleri vardı. Yan binanın yıkım şekli belliydi. Bir kaç darbeyle 2-3 balyoz darbesiyle kırdım. Aralarında çok ince demirler vardı. Altlarda hiç boşluk yoktu. Perdeler bile çekildiğinde gelmiyordu”
Üçüncü günün sabahında madencilerin geldiğini ve kalasları kestiğini kaydeden Topukçuoğlu, “Bizim binada tünel açabilecek bir yer yoktu. Aileler evlatlarını çadırlarda tespit etti” dedi.
Topukçuoğlu şöyle devam etti:
“Ben çocuğumu ayaklarından teşhis ettim. Eşime ‘oğlumuzu buldum, tek parça ve tanınabilir haldedir’ dedim. 11 aydır eşimi toparlamaya çalışıyorum. Herkes hayatıma devam ederken biz çocuklarımızı mezarlıkta ziyaret ediyoruz. Beklentimiz en doğu adil ve ağır şekilde tüm sorumluların ceza almasıdır”
Sanıklarla ilgili eleştirilerde bulunan Topukçuoğlu, “Bozkurt’un ailesiyle birlikte oturması bizi ayrı incitti. Onların ayrı ayrı cezaevlerinde tutuklu olmalarını ve bu kadar konforlu olmasını istemiyoruz. Biz nasıl ki evlatlarımızdan koparıldık onlar da ayrı ayrı olsunlar” dedi.
Bundak
Mert Niyazi Topukçuoğlu’nun dayısı Serhan Ahmet Bundak da söz alarak oraya ilk gidenlerden olduğunu söyledi.
“Biz çalışmalara başladığımızda bir keşif yapıldı. Otelde tek sağlam kalan şey para kasalarıydı.. Oda numaraları yazıyordu. Otelin tamamen öne, yola doğru yıkıldığını tespit ettik” diyen Bundak, canlı çıkan 4 kişinin de otelin arkasında kalanlar olduğunu kaydetti.
Yandan çalışma başlattıklarında 18 saat sonra cenazelere ulaşmaya başladıklarını söyleyen Bundak, sismik dinleme yapıldığını ve hiç ses olmadığını söyledi.
Serhan Ahmet Bundak da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Tülek
İsias’ta hayatını kaybeden Asya Tülek’in babası Mehmet Tülek de, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.
Deprem sırasında Gaziantep’de bir otelde olduğunu ancak otelin İsias gibi yıkılmadığını kaydeden Tülek, “Demek ki benim kaldığım otel konut olarak değil, otel olarak inşa edilmişti” dedi.
Otelin sahibi Ahmet Bozkut’un neden yardıma gelmediğini soran Tülek, “Kaçak kat yapıldığında şirketin hissedarları olan diğer sanıklar neden tutuklu değil?” dedi. Arama çalışmaları sırasında enkazda gördüklerini de paylaşan Tülek, kaynak yapılmış demirleri gördüüğünü belirtti.
“Ben hayatımdaki en değerli şeyi kaybettim. O teşhis çadırına girdiğimde onunla yalnız kalmak istedim. Ona da en değerli şeyim sensin dedim” diyen Tülek, “Bu enkazda en ufak kusurum olduğunu düşünsem o enkazın önünde hayatımı sonlandırırdım dedi. Yapmak için neyi bekliyorsun” sorusun sordu.