Elektrik konusunda yaşanan fiyat artışları ve üretimdeki yetersizliğe ilişkin soruları yanıtlayan Taçoy, sabah açıklanan son zamda akşamüzeri indirime gidilmesini yorumladı. Konuyu bir vatandaş olarak değerlendirdiğinde “vatandaşın şu anda bir zamma ihtiyacı yok” diyen Taçoy, kendi bakanlığı sırasında pandemi döneminde elektrikte uyguladığı fiyat politikasını anımsattı. Taçoy, o dönemdeki gelirlerin düşmesiyle KIB-TEK bütçesinde meydana gelen eksiği vatandaşa değil de devlete yüklediklerini belirterek, “biz o dönemki eksiği devletten aldık, vatandaşa yansıtmadık” dedi. Elektriğe yapılan zammın başta akaryakıt olmak üzere, üretim maliyetlerindeki artış ile haklı gösterilmeye çalışıldığını ifade eden Taçoy, 700 milyon TL’lik tahsilatın 300 milyonunun AKSA şirketine, 200 milyonun akaryakıta 100 milyonun da diğer giderlere harcandığını, bunun da toplamda 600 milyon ettiğini söyledi. Taçoy, 700 milyon tahsilat gelirinden 600 milyonluk giderler çıkarıldığında her ay geriye 100 milyon TL’lik bir artı kaldığına işaret ederek, bunun yanı sıra uzun bir süredir AKSA’dan alınan elektriğin bedelinin de ödenmediğine dikkat çekti. AKSA’ya ödeme yapılabilecekken neden yapılmadığını ve 1 milyar TL’nin üzerinde bir borç oluşturulduğunu soran Taçoy, “semin eğer 700 milyon TL’lik tahsilatın varsa bunları ödersin” dedi. “Sabit ücret adıyla toplanan para nereye gidiyor?” Elektriğe yüzde 15 zam yapıldığına işaret eden Taçoy, “burada hiç kimsenin görmediği sabit ücret diye bir şey var. Maliyet yükseldi diyerek kilowatt başına elektriğe zam yapıyorsunuz. Minimum 25 TL’den 35 TL’ye yükseltilen ve tüketimle birlikte artan sabit ücretin ne kadar olduğunu çoğu kimse bilmez.Peki aldığınız bu sabit ücret ne içindir..? Toplanan bu para nerede..? Bunu hangi hesaba koyuyorsunuz..? Hangi maliyette düşüyorsunuz..?” ifadelerini kullandı. Hasan Taçoy, elektrik konusunda yapılması gereken çok iş olduğunu ifade ederek, en başta trafoların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Trafoların güçlendirilmesiyle, güneş enerjisine yatırımın güçlenmiş olacağının altını çizen Taçoy, bölgelerdeki trafoların ve şalt sahalarının güçlendirilmesinin bu açıdan çok önemli olduğunu söyledi. “Elektrikte dağıtıma yatırım yapılması şart” KIB-TEK’in en büyük yatırımının dağıtıma yönelik olması gerektiğini ifade eden Taçoy, “dağıtım olmazsa istediğin kadar üret. Dağıtımın olmazsa hiçbir şey olmaz. Dağıtım sorununu eğer çözersek, dağıtımı güçlendirirsek çok daha kaliteli ve çok daha uygun enerjiyi biz hem yenilenebilir enerjiden kullanacağız, hem de diğerlerini kullanacağız” dedi. “geldiğimiz dönem içerisinde elektriğe zam neyi getirecek..?” diye soran Taçoy, “siz elektriğe zam yaparak üretimde enerji maliyetlerine yüzde 15 eklemiş oldunuz. Böylelikle piyasaya bir pahalılık daha geliyor. Sosyal sigortalı, asgari ücretli ve diğer insanlar hepsi bundan etkilenecek” Böylelikle piyasaya bir pahalılık daha geliyor. Sosyal sigortalı, asgari ücretli ve diğer insanlar hepsi bundan etkilenecek” şeklinde konuştu. Hasan Taçoy, devletin özellikle tarımsal üretimde üreticinin kendi elektriğini üretecek off-grid sistemini kurmasını teşvik etmesinin kaçınılmazlığının altını çizerek, enerji maliyetinin sıfırlanması için bunun şart olduğunu vurguladı. Geçmişte sulama sistemlerinde yaşanan dönüşümün benzerinin enerjide de yapılmasının zamanının geldiğini ve geçmekte olduğunu ifade eden Taçoy, bunun için gereken yatırım maliyetlerinin bir şekilde temin edilebileceğini kaydetti. Taçoy, “elektriğe yapılan zam yılın bitmesine iki ay kala bir pahalılık getirecek ve Allah acısın, 2024 bütçesi daha yapılmadan açık verecek. Yapılan bir şey çok şeyi tetikler” dedi. Elektrikte proje üretmenin önemine dikkat çeken Taçoy, Ekonomi ve Enerji bakanlığı görevine geldiğinde KIB-TEK’in AKSA’ya 280 milyon TL’lik borcu bulunduğunu anımsattı. “Kalitesiz akaryakıt getirene verdiğimiz ceza basına yansımasın diye faaliyet gösterenler oldu” Taçoy, “göreve başladıktan 8-9 ay sonra pandemi vurdu. 17 aylık görem süremde bu borcu faizleriyle kapattık. Borcu sıfırladık ve kurumun peşin ödemelerinde yüzde 15 indirim yaptık. Sosyal yardım alanlara bir miktar katkı sağladık. Akaryakıtı ithal eden şirkete 444 bin 250 dolar ceza yazdık. Kalitesiz akaryakıt getirdiği için. Hiçbir gazete bunu yazmadı. Ceza verdik, iki yıl men cezası verdik. Merkezi İhale Komisyonu’nun yasal olarak yetkisinde ve yazı yazarak böyle bir şey talep ettik. Merkezi İhale Komisyonu Başkanı tenzil-i ceza yaptı. İki yılı bir yıla düşürdü. Ben Bakan olarak iki yıl talep ediyorum ama müdür bir yıla indirdi. Basından kimse bunu işlemedi. Basın burada çok önemli bir faktördür. Özellikle bazı kişiler devreye girdi ve basında çıkmasın diye faaliyette bulunup çaba gösterdiler. Ayrıca, Sayıştay’ı çağırdım ve Sayıştay birçok rapor düzenledi. Polise ve ağır cezaya gitti ama bundan birçoğunun haberi olmadı. Böyle şeylerle övünmek olmaz. Ancak bu ülkede gerçek anlamda ne yapıldığını vatandaşa göstermek lazımdır. Eğer siyaset kurumunun bir şeyler yaptığını göstermek istiyorsak bunları da göstermemiz gerekir” dedi.