Sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yapan Salman, Öğretmenler sendikasının aldığı grev kararına katılmadığını belirterek, sendikanın hak aramasına karşı olmadığını ancak hak aranırken de hak alınamayacağını kaydetti.
"Bizler herşeyden önce öğretmeniz" vurgusu yapan Salman, şöyle devam etti:
" Egitimciyiz ve en masum olan çocuklarımızın en doğal hakkı olan eğitim haklarını ellerinden almamalıyız. Çocuklar tam son sınavlara girecek ve karne alıp tatile gireceklerken bizlerin onlara bunu yapmasını doğru bulmuyorum. Pekcok çocuk canla başla bütün bir yıl TMK sınavlarına hazırlandı. Aynı şekilde 20 TFL ve Beal sınavları için de yüzlerce çocuk bütün yıl sınav ve başarı stresi ile çalıştı. Liseyi bitiren öğrencilerimiz için en özel yil olan mezuniyet töreni, bunun verdiği gururu yaşayamayacaklar. Çocuklara bunu yapma hakkımız olmadığına inanıyorum. Bu benim fikrim. Başka türlü eylem yapılabilir demokrasisinin gereği gibi yine hak aranabilirdi. Benim inanışıma göre hak almak için haksızlık yapılmaz. Kendimce bu doğrularım nedeniyle de greve katılmadım."
"Greve katılan meslektaşlarım tarafından mobinge maruz kalıyorum"
Sendikanın öğretmen çoğunluğa göre aldığı karara saygı duyduğunu belirten Salman, herkesin doğrusuna saygı gösterirken, bazı meslektaşları ve , okul arkadaşları tarafından mobinge uğramaya başladığını kaydetti.
Salman açıklamasına şöyle devam etti:
" Önce seslenmediler, konusmadılar, sonra greve katılmayan arkadaşlara güçlünün yanında olan güçsüz kisiliklermişiz diye konuşuluyor. Aynı okulda yıllarca birlikte görev yaptığım eğitimci arkadaşlarıma bunu yakıştıramadım.
Bakanlık tarafından mobinge uğradık diye şikayet ederken öğretmen olarak bizler, kendi fikirlerinde olmayan arkadaşlarına nasıl mibing uygulama yolunu seçiyor?
Doğru sadece bizim gördüğümüz degildir. Herkes kendi penceresinden doğruyu farklı görebilir. Ve herkes kendince doğruyu görür. Bizler eğitimci insanlar olarak, farklı fikirlere saygı duymazsak, öğrencilerimize farklılığa saygıyı nasıl öğretebiliriz?"