Alkollü mama skandalıyla ilgili konuşan Sibel Siber, Yeni doğan yoğun bakım ünitesinin çalışma sistemine değinerek, kendisinin de pandemi döneminde yenidoğan yoğun bakımında 3 ay torununu yatırmak zorunda kaldığını anlatarak o dönem yaşadıklarını anlattı, ‘o yoğun bakım bizim başarı öykümüzdü’ dedi.
Siber, şunları kaydetti:
“Sadece bu tabloya bakarak ‘suçlu budur’ demek doğru değildir. Yenidoğan ünitesini 3 ay gözlemledim, asla bunu söylemek kolay değildir. Bir prematüre bebek anne annesiyim 3 ay orada zaman geçirdim. Hemşirelerin oradaki çalışma şartları, yoğunluk ve mevcut sistem içinde en iyi şekilde o bebecikleri hayata tutunmak için verdikleri özveri, günde 16 saat kordon çalışma saatleri olduğunu gördüm. Kendi çocuklarına zaman ayıramayan, ağır şartları olan insanlar var orada. Prematüre olan 300 gram doğan bir avuç bebekler var. Bir hemşireye bazen 4 bebek düşüyor. Bu bebekleri sadece beslemiyorlar. Tedavileri de hemşireler yapıyor ve 24 saat gözlemlenmesi gerekiyor. Doktorların da gecesi gündüzü yok. Doktorlar da çoğu zamanlarını orada geçiriyor. Bebeklerin çoğu entübe ve burundan besleniyorlar. Ben o dönem çok etkilenmiştim. Burası bizim gurur kaynağımız ve başarı öykümüz. Güzel şeyleri de hatırlatmalı ve paylaşmalıyız. Bu inanılmaz bir tradeji etkisi yarattı. O hata evet yapıldı. ‘Suçlu sensin ayağa kalk’ demek çok kolay ama sürece sisteme bakmak lazım. Tıpta hata olmaz tıp asla hata kabul etmez. Hatanın minimuma indirilmesi için devlet üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli.”
“DEVLET, SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALIP GEREKENİ YAPMALI”
Sağlığa ayrılan bütçenin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Sibel Siber, “Alkolü alkol şişesine koymaktan tasarruf yapılıyor ve alkol pet şişelerine dolduruluyor” diyerek hatalar zincirinin buradan başladığını söyledi. Siber, “Yıllarca can kurtarmış hemşireler ne yazık ki hatalı duruma düşüyor. Devlet bacağı gereken sorumluluğu üzerine alıp gerekeni yapmalı” diye konuştu.
“SAĞLIĞA AYRILAN BÜTÇE ARTIRILMALI”
Ventilatörün bozuk olduğu iddiaları ile ilgili de konuşan Sibel Siber, bunların uzman raporları ile ortaya çıkacağını belirterek, ‘sistem’ vurgusu yaptı. En iyi hemşirelerin, en iyi doktorların sistemsizlik içine sokulduğu takdirde hata yapılma oranının artacağına değinen Siber, ‘bu nedenle neredeyse her bütçe görüşmesinde sağlığa ayrılan bütçenin az olduğu vurgulanır ama bir şey yapılmaz. Sağlık çalışanı memur diye tabir edilir ancak öyle değil. Sorumluluk çok yüksek. En küçük hata hayata mal oluyor” diye konuştu.
“BEN OLSAM İSTİFA EDERDİM”
Üst mevkide her kimse istifa etmesinin gerektiğinin altını çizen Siber, ‘ben olsam istifa ederdim’ diye konuştu. KKTC’de ‘istifa’ kültürünün olmadığını kaydeden Meclis Eski Başkanı Siber, “bu büyük bir farkındalıktır” diye konuştu.
MECLİS BAŞKANLIĞI KRİZİ… “BEN BAŞBAKAN OLSAM İSTİFA EDERDİM”
Meclis Başkanlığı kriziyle ilgili de konuşan Siber, şunları kaydetti:
“Ben Başbakan olsaydım ve aday gösterdiğimiz kişi seçilmeseydi, üstelik defalarca seçilmeseydi kesinlikle istifa ederdim. Kurultayı kazandım, parti başkanıyım ama grubumdaki milletvekillerine hâkim olamıyorum. Sizin aday olarak gösterdiğiniz kişi seçilmiyor, istifa ediyorum deyin ve Cumhurbaşkanı bir vekile hükümeti kurma görevini versin. Ben istifa ediyorum, kendi grubuma hâkim olamıyorum, bir başkasını görevlendirin deyin, ya da erken seçime gidin. UBP’de Parti ruhu kalmadı.”
“BU OYLARIN KABUL EDİLEBİLİR OLMASI MÜMKÜN DEĞİL”
“Bu çift mühürlü ya da dışarı taşmış oy pusulaları milletvekilliği seçiminde olsa kabul edilir miydi? Cumhurbaşkanlığı ya da Yerel seçimlerde? Kabul edilmezdi ve seçemezdiniz. Ama siz diyorsunuz ki Cumhurbaşkanlığına vekalet edecek kişiyi bu oylarla seçebilirsiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Herşey açık ve nettir. Keza Meclis Başkanı Ziya Öztürkler de istifa etmeli. Bu kadar tepkiye rağmen orada olmamalıydı.”