Ülkemizde yığınla sorun yaşanırken Lefkoşa Türk belediyesinde kötüden de öteye giden durum önce UBP dışındaki partilerin belediye meclis üyelerinin istifasını, ve sonunda da UBP’nin belediye başkanının istifasını getirdi. Bu da hızla yaklaşan ara seçimleri zorunlu kıldı. Gerçi istifa etmeyen UBP’li 7 belediye meclis üyesinin hala daha orada kalmaları ne kadar etik tartışmaları dinmiyorsa da seçimler yeni bir belediye başkanını ve 15 belediye meclis üyesini olan 7 üyeye ekleyerek Lefkoşa Türk Belediyesi’nin önümüzdeki 14 ay içim yönetim kadrosunu oluşturacak.
İlginçtir, önceleri hemen herkes seçime gidilse bile bu zor yükü yüklenecek kimse bulunmaz diyordu ama Demokrat Parti Mustafa Arabacıoğlu’nu belediye başkanlığına aday gösterince tüm partiler ayni kalitede aday bulmaya çalıştılar ve bu günkü kaliteli aday kadrosu ortaya çıktı. Bu, aslında ülkemizde çok gerekli olan “siyasi değişimin” başladığına bir işarettir ve halkımızın benimsemesi gereken bir olaydır. Ne mutlu Lefkoşa’ya ki başta Mustafa Arabacıoğlu olmak üzere gayet kaliteli bir adaylar gurubu Lefkoşa belediyesini içinde bulunduğu krizden kurtarmaya talip oldu. Kıbrıs Türk halkı bir yıl sonra yapılacak genel seçimlerde de siyasi partilerden çıtayı yüksek tutmalarını zorunlu kılmalıdır. Artık ülkemizde en nitelikli insanları hak ettikleri makamlara getirmeliyiz. Sadece getirmeli değil, onları da performanslarından dolayı sorumlu tutmalıyız. Başarılı olanı tekrar seçmeli, başarısız olanı da evine göndermeliyiz. En iyi yönetimden taviz vermeyeceğimizi haykırmalıyız ki siyasi partiler de bunu bilerek aday belirlesinler.
Şu ana kadar seçimler genelde seviyeli bir şekilde gitmektedir. Bu güzel bir gelişme. Sadece bir-iki siyasi partinin kendi yapacakları yerine gerçekleri saptırtma ve önde giden adayı karalamaya çalışmaları vardır ama benim gözlemlediğim kadarıyla aslında bu kendilerine yarar yerine zarar getirmektedir. Halk tertemiz bir adaya partisinin adını kullanmak yoluyla bile çamur atılmasını benimsememiştir. Bence bu da güzel bir gelişmedir ve bana ilerisi için umut vermektedir.
Ben siyasi arenaya dalarken insanımın dürüst, nitelikli ve verdiği sözü tutacak kişileri benimseyeceği inancı ile bu adımı attım. Hala daha da her geçen gün halkımızın artan bir sayıyla bu prensibi benimsemelerini umuyorum. Artık eskisi gibi “bize oy ver da senin gıccazı hemen işe alalım” siyaseti bitmelidir. Artık fikirler ve karakterler yarışmalı, halkımız ülkemiz geleceğini düşünerek oy vermelidir. Kızını hiç hak etmediği ve ilgisi alakası olmadığı bir işe aldıracağına, halkımız doğru yönetimle ülkemiz ekonomisinde gelişme yaratarak kızının da yararlanabileceği istihdam alanlarının özel sektör tarafından açılmasını başaracak kadrolara oy vermeli.
Belediye seçimleri yaklaşırken bence gözlemlediğim en üzücü olay basınımızın tutumudur. Aslında herkesi töhmet altında bırakmam doğru olmaz onun için bazı basın kuruluşlarının ve bazı gazetecilerimizin tutumları desem daha doğru olur. Seçimlerle ilgili yapılan televizyon programlarının bazılarında maalesef sunucular ne kadar taraf olduklarını gösterircesine güdümlü sorular sormaktadırlar. Tabi ki bu da gayet açık bir şekilde gözlemlenmektedir. Ancak en düşündürücü olay bazı gazetelerin bilimsellikle uzaktan yakından ilgisi olmayan anketler yayınlanmalarıdır. Kamuoyu araştırmasının güvenilir olması için bilimsel yaklaşımlarla ve tarafsız şekilde yapılması önceliktir. Bazı gazetelerse sms mesajı atanların mesajlarına göre “anket” yayınlayıp aslında seçimin sonucunu etkilemeye çalışıyorlar. Gerçek araştırma sonuçları defalarca Mustafa Arabacıoğlunu önde göstermesine rağmen bu gazetelerin yayınladıkları anketler nedense başka adayları öne çıkarmışlardır. Yani tamamen gerçekten uzak sonuçlar yayınlanmış, bu da halkı etkilemek için yapılmıştır diye düşünüyorum.
Önümüzdeki esas sınav ise 8 Nisan’da başlayacak. O da Lefkoşa Türk Belediyesi’nin yeniden yapılanmasının başlaması ve Kıbrıs Türk halkının böylesine büyük bir sorunu çözebileceğinin gösterilmesidir. Bunun gerçekleşmesi içinse hepimizin el ele vermesi gerekecek.