Savaş yıllarını andıran gelişmeler

  Yunanistan’da ‘lüks yaşam’ bir anda balon gibi patladı...

   Artık sabahlara kadar tavernalarda vakit geçiren, gündüzleri de yan gelip yatan insan bulamazsınız...

   Neden mi?..

   Deniz bitti de ondan...

   Deniz bitince, on binlerce insan işsiz kaldı...

   İşsizler, evlerine yiyecek götürmede dahi zorlanıyor...

   Aylarca devam eden protesto gösterilerinde başarılı olamayan Yunan vatandaşları, zor yaşam koşullarına ayak uydurmaya başladı...

   Yani daha ucuza ve daha az harcamaya yöneldi...

   Bazı tüketim maddelerinin satışında aracıları devreden çıkaran kampanyalar başladı... 

   Bunlardan bir tanesi patatestir...

   Ajansların dün Atina’dan servis yaptıkları fotoğraflar, adeta savaş günlerini andırıyordu...

   Aç kalmış insanların, ucuz fiyattan patates alabilmek için kamyonlara saldırması, gerçekten olağanüstü dönemlerden farksızdı...

   Ne yapacaksınız...

   Marketlerde kilosu 75 sente satılan patatesi, üreticiden 30 sente alabilmek için, sıkıntısına da katlanmak gerekiyor!..

   Yunan halkının ekonomik durumu iki yıl öncesine kadar böyle değildi...

   Ucuz mal alabilmek için insan kuyrukları oluşmazdı...

   Ne var ki; şartlar artık eskisi gibi değil...

   Yunan halkı, sırtını Avrupa Birliği’ne dayamakla, saltanat sürülemeyeceğini anlamış oldu...

   Hiç kimse; çalışmadan tüketen insanlara karşılıksız yardımda bulunmaz...

   Hiç kimse; kazanılmayan paralarla yaşama alışkanlığını sürdüremez...

   Yunanistan’da devlet tahvillerinin büyük oranda değer kaybetmesi ve bankaların çok büyük zararlara uğraması, Güney Kıbrıs’ı da olumsuz yönde etkiledi...

   İlk hesaplamalara göre; Rum bankaları 4 milyar Euro’nun üzerinde zarara uğradı...

   Kıbrıslı Rumlardan toplanan mevduatları, Yunan devlet tahvillerine yatıran bankalar ağır darbe yedi...

   Kuşkusuz bankaların zayıflaması, Rum ekonomisini olumsuz yönde etkiledi...

   Kayıtlı işsizlerin sayısı 37 binin üzerine çıktı...

   İşsizlik nedeniyle fakirlerin sayısında da artış oldu...

   Evine yiyecek götüremeyecek durumda olan insanlara gıda yardımı başlatıldı...

   Hatta ‘bedava gıda dağıtan’ bakkaliyeler oluşturuldu...

   “Bunlardan bize ne” mi diyeceğiz?..

   Yoksa, onların üzüntüsü üzerine bayram mı yapacağız?..

   Elbette, her ikisi de değil...

   Tam tersi, Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs’ta yaşananlardan ders çıkartacağız...

   İlk ders de piyasadaki pahalılık olmalı...

   Yunanistan’da, kilosu 30 sente, yani 75-80 kuruşa satılan patatesin fiyatı KKTC’de 1.2 ile 1.5 TL arasında değişiyor...

   Çok sayıda sebzenin fiyatı güneydeki fiyatların da üzerindedir...

   Et fiyatları deseniz, yanına yaklaşılmıyor...

   Bazı yerlerde kuzu etinin kilosu 30 TL’nin de üzerindedir...

   Birilerinin artık bu konularda ‘çare üretmesi’ gerekir...

   Her konuda pahalılığı ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır...

   Ayrıca, tüm yatırımlarda ‘yerli istihdam’ şartı koşulmalıdır...

   Atıl vaziyetteki 10 binden fazla konutu ekonomiye kazandıracak projeler geliştirilmelidir...

   Bir de maaş alamayan çalışanların sorunlarına el atılmalıdır...

   Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışan bin kadar insan, ayın 13’ü olduğu halde henüz maaş alamadı...

   Bu insanların ev kiraları, araba taksitleri, okul paraları, kredi kartı borçları vardır...

   Evlerine yiyecek götüremez durumda olanları da düşünmemiz gerekiyor...

   Öyleyse; su, aydınlatma, çöp borcu olanlar veya emlak vergisini ödemeyenler, daha fazla gecikmeye fırsat vermeden faturalarıyla birlikte belediye veznesine başvursunlar...

   “Zaten battı” diyerek, belediye çalışanlarını açlığa terk edemeyiz...

   Bizler de vatandaşlık görevimizi yerine getirmeliyiz...

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }