Bir çoğumuz bu benzetmeyi son zamanlarda çok yapıyor. Benzetme şöyle; bir otobüsün içinde gidiyoruz. Direksiyonun başında biri var ama otobüsün frenleri tutmuyor. İniş aşağıya gittiğimiz için akıntıya göre; zaman zaman otobüs duracak gibi olur, zaman zaman da çok süratli gidiyor. Otobüsün durma şansı yok çünkü frenler tutmuyor.
KKTC’deki halimiz aynen böyle. Sokaktaki vatandaş artık bu benzetmeyi yapıyor ve otobüsün ne zaman duvara toslayacağını merak ediyor.? Bu benzetme hepimize belirsizliği çağrıştırıyor. Direksiyonun başında bizden birileri oturuyorsa da otobüsün kendiliğinden gittiği işaret ediliyor. Peki ama neden otobüs iyi bir otobüs olmasın. Arada bir durup yolcu alıp indirmesin ve hep gitsin. Demek ki; o benzetmeyi yapmak için memleketin de iyi olması gerekiyor. O halde otobüsün ne zaman duvara toslayacağını merak etmeye devam edelim, çünkü günün sonunda durabilmesi için bir yere toslaması gerekiyor.
Bu benzetmeyi neden yazma gereği duydum diye soracak olursanız; hergün aldığım onlarca telefon içerisinde mutlaka birileri konuşma arasında bu meşhur otobüsten söz etmeden edemezler. Geçen Cumartesi gecesi Gak Tv programında da ekonomist Mehmet Saydam da bu benzetmeyi yapmıştı.
BEYAZ KİMLİK ŞEREFİNE YEDİLER
Kim ne derse desin; Türkiye cumhuriyeti KKTC’deki nüfus konusunda kararlı. Kararlı derken TC kökenlilerin Kıbrıs kökenlilerden daha fazla olmasını istiyor. O yüzden; formüller aranıyor doğrudan vatandaşlık verme yerine beyaz kimlik adı altında yine bu ülkede ömür boyu ikamet etme hakkı veriliyor.
İşte o yüzden TC ve KKTC heyetleri bu konuda çalışmalar yapıyorlar. Yakından tanıdığınız eski TC Lefkoşa büyükelçisi Şakir Fakıllı TC Dışışleri heyetine başkanlık yapıyor. Heyetler beyaz kimlik konusunda anlaşmış olacaklar ki; dün Lefkoşa Miraj Restaurant’ta beyaz kimlik kutlaması yaptılar. İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı nazım çavuşoğlu ile TC Dışişleri heyetine başkanlık eden Şakir Fakıllı’nın mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Kısacası; yakında beyaz kimlik devreye girecek ve KKTC’nin gerçek nüfusu ortaya çıkacak. Yukarıda da belirttiğimiz gibi amaç Türk nüfusunun KKTC’de çoğalmış olmasıdır. Ne diyelim; Türkiye Cumhuriyeti ne isterse o olur.!
ELÇİLİK TC KÖKENLİ ÖĞRENCİLERE SAHİP ÇIKTI
Yakında af çıkıyor, kaçak işçi diye birşey kalmayacak. O bakımdan kaçak durumuna düşen işçilerin çocukları da okullarımıza kaydedilebilecekler. Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarımızda Yabancılardan anne ve babanın çalıştığına dair çalışma belgesi isteniyor. Çalışma belgeleri olmazsa çocukları okullarımıza kaydedilemiyor. Gelen bilgilere göre; okullarımızda okuyan ve babaları veya anneleri kaçak duruma düşen öğrencilerin kayıtları yapılamıyordu ancak Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyük Elçiliği devreye girerek öğrencilerden çalışma izni belgesi istenmemesi istendi. Nasıl olmasa yakında af çıkacağı için.
UBP LEFKOŞA İLÇESİ İŞADAMLARI İLE BULUŞTU
Bundan böyle her Pazartesi günü Lefkoşa Tulip Otel’de Lefkoşa UBP ilçesi ile işadamları bir araya gelecekler. Önceki akşam UBP Lefkoşa ilçesinde 20’ye yakın işadamı davetli idi. UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Dr. Faiz Sucuoğlu’nun başkanlık ettiği toplantıda amaç işadamlarımızın hükümete proje desteği sunmasıdır. O bakımdan; ilk toplantıya katılan işadamları toplantının çok yararlı geçtiğini ve bundan böyle her Pazartesi günü toplantıların Lefkoşa Tulip Otel’de devam etmesi kararı aldılar.
MESAJI OLAN ALSIN
Sn.Serap DESTEGÜL; Sen sordun ben soyleyim, işine sadık ve bağlı olduğunu biliyoruz da eskiden dereboyuna, diğer aktivitelere sık sık giderdin artık gitmez olmuşsun. Yakın dostların sana mesaj atalım dedi biz da attık.
Sn.Ulaş KIVILCIM; Garga birşey duyar teyitini alır yazar. Zaman zaman iyi, zaman zaman da eleştiri varsa yazmak görevimiz. Senin özünde iyi insan olduğunu duyduk ama biraz da personele karşı daha duyarlı olursan emin ol ki düzelecek, o zaman da Garga düzeldiğini de yazacak. Bol şans.
Sn.Faik BURÇAKLI; Hayırdır geçen gün Başbakanlık’tan çıkarken telaş içinde olduğunu söylediler. Sıcaklardan dolayı mı telaşlıydın yoksa acil işin mi vardı?
Sn. Ali KANSU; Arkadaşın Celal'a söyle yine kayıplardadır. Sen söylersen gelir.
Sn. Mehmet Ali TALAT; E artık 20 Temmuz törenlerine katılırsınız her halde. Başbakan Erdoğan’ı çok özlediğinizi duyduk da ondan. Hatta şafak nöbetine de katılsanız fena olmaz..
Sn. Ahmet BAĞZIBAĞLI; Madem ki; tesisler yavaş yavaş bitiyor KOP’a da müracaatı yapabilirsiniz. İnceldiği yerden KOP’sun artık..
Sn. Özay ANDIÇ; Duyduğuma göre sende Tahsin Ertuğruloğlu’nun partisine katılıyormuşsun. Hayırlısı olsun, düşmanımın düşmanı dostumdur misali UBP’den kaçanlar ayni çatı altında buluşacaklar.
Sn. Turgay AVCI; Cep telefonu aracılığı ile benim de miraç kandilimi kutladığın için size sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Cep telefonları da olmasa her halde bir kart gönderirdiniz!
Sn. Hüseyin KONURALP; Zannedersem en doğru işi Asım Karaderi yaptı. KIB-TEK derken kendini Kooperatif Merkez Bankası’nda buldu. Yetkisiz yönetim kurulu başkanı olmak ne zor değil mi? AİK’e atansaydınız sanırım daha yetkili olurdunuz.
Sn.Meltem ONUR; Sabreden Derviş muradına ermiş. Birşey bekliyorsun yakında olacak. Merak etme. Garga söylemedi deme...
Sn.Hasan BOZER; Ne olursa olsun ama iç tüzük ihlali TV'de hoş görünmüyor. İnşallah Genel Kurulda vekillerimiz daha sakin olur da halka örnek olurlar.
Sn.Süleyman GÜRCAFER; Kolejlere sınavla öğrenci alındığını bilmiyormuydunuz. Yoksa biliyorsunuz da birileri mi sizi yönlendiriyor?
Sn. Caner ASPAVA; Seni Mustafa’yı ve Osman’ı kutlarım. Çok başarılı bir yarış çıkardınız sizinle bir kez daha gurur duydum. Meis adasına bende gitmiştim ama ben yüzmek için değil gezmek için gitmiştim. Yüzerek Kaş’la göz arasında Meis’e gitmeniz iki buçuk saatinizi aldı. Ben az kalsın oralarda Kaş yapayım derken göz çıkartıyordum. İşte aramızdaki fark bu!
Sn.Teberrüken ULUÇAY; 40 derece sıcakta uzun gömlekle nasıl dayanın diye insanların gözüne takıldın haberin olsun. Gördüğün gibi insanlarımız herşeye rağmen dikkatli.
Sn. Kemal DÜRÜST; Ahmet Bilgili’nin bilgisayarı ile ilgili her hangi bir gelişme var mı? Çocuk sabırsızlanıyor biran önce bilgisayarına kavuşmak istiyor.
Sn.Esra BAŞAY; Pegouet marka arabanla geçen gün Merit Otel yanından hiç sağa bakmadan çıkış yapmışsınız. Gargalar haber uçurdu, biraz daha dikkatli kullanın. Canınız herşeyden önemli.
Sn.Cemal BULUTOĞLULARI; 20 Temmuz kutlama alanında hazırlıkların son sürat devam ettiği söyleniyor. Tribünü de en yakın zamanda tamamlayıp 20 Temmuz’a yetiştireceğiniz duyumları geliyor. TC Başbakanı’nın da adaya gelecek olması da ayrı bir önem arzediyor değil mi.? Keşke tribün değil de alt veya üst geçit yapılsa da trafik rahatlasa. Tanklı tüfekli törenler bize fayda sağlamaz. Devir artık değişti, ekonomik savaşlar var artık! Ülkesini çağdaş bir ülke haline getirmeyenler kaybetmeye mahkumdurlar. Ne yollarımızda hayır var nede çevremizde.
Sn.Ahmet SÖNMEZ; Sıcaklar basınca dükkanının önünde görünmez olmuşsun. Bence dükkanın önüne tente koydur ki oturabilesin. Seni sevenler görmeyince meraklanmışlar.
Sn.Soley İNCE; Sana gelenler dükkanda seni bulamıyorlar. Yoksa tatile mi gittin da onların haberi yok.
Sn. Hocam; Kaç gündür sizden telefon bekliyorum resmen ağaç oldum. Birilerini arayıp bana cevap verecektiniz ne oldu? Kaldı ki; ben sizi aradım ve cevap vermediniz. Yapmayın gözünüzü seveyim biliyorsunuz bu konularda çok hassasım.
Sn. Kubilay ÖZKIRAÇ; Duyduğuma göre; 20 Temmuz’da sende şafak nöbetine katılıyormuşsun. Şimdiden sana da iyi nöbetler diliyorum.