Aslında bugün yaşadıklarımız geçmişte yapamadıklarımızdandır!.. Ne ektiysek onu biçiyoruz!.. Dün sevgili Hasan Esendağlı, “Bu yaşananlar kırılma noktası oldu” dedi!.. Haklısın Hasan ama bu ilk kırılma noktası değildi!.. Geçmişten günümüze çok kırılma anları yaşadık!.. Ve ne yazık ki bu kırılmalar karşısında hep pasif kaldık!.. -Nüfus aktarımı... -1981’de hükümet kurulmasına yapılan müdahale... -KKTC’nin ilanı ve onu takip eden BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararları!.. -ABAD kararları... -İTEM Yasası... -Kutlu Adalı’nın katledilişi!.. -Bu Memleket Bizim Platform’un ilanı... -Muz bahçelerinde kaçırılan referandum fırsatı ve bu sayede Rumlar’ın Annan Planı Referandumu öncesi AB üyeliği için tarih alması!.. -2003 seçimleriyle CTP’nin birinci parti çıkması!.. -BDH’nın ilk seçimde dağılması!.. -2010 yılında Talat yerine Eroğlu’nun seçimi kazanması -28 Ocak ve 2 Mart 2011 yılında gerçekleşen mitingler, Erdoğan’ın bizlere besleme demesi ve başarısızlıkla sonuçlanan üçüncü miting kararı... -22 Ocak 2018’de Afrika Gazetesi’ne gerçekleştirilen linç girişimi!.. -22 Ocak davasına bakan Yargıç Tacan Reynar’ın istifası!.. -11-18 Ekim 2020 tarihlerinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine yapılan müdahale ve Akıncı’nın devrilmesi!.. Son olarak ise; -Yargının Kuran Kursları ile ilgili verdiği karar sonrası Ankara’dan yükselen sesler!.. Bir çırpıda aklıma gelen tarihimizin önemli kırılma anlarına baktığımızda tümünde de gerekli kavgayı veremediğimizi görebiliriz!.. Bize bunları yaşatanlar hiç değişmedi!.. Şu anda da bu toplumun en üst makamlarını işgal etmekteler!.. Fakat ben onlardan daha çok kendimize kızıyorum!.. Özellikle son sürece baktığımızda 22 Ocak 2018 tarihinde mecliste yemin eden vekiller, o gün Afrika Gazetesi önünde yaşanılanlara “Dur” demek ve bu toplumun iradesini ortaya koymak için dışarı çıkacaktınız!.. Bunu yapmadınız!.. Meclisin damında yabancı bayraklarla faşistler sekerken, siz içeride KKTC’ye bağlılık yemini etmeyi tercih ettiniz!.. İşte o gün gerekli ses çıkarılmadığı, yani korkulduğu için bugün Ankara’dan, yargımıza doğru gelen tsunamiyi yarattık!.. Evet, son üç gün ve özellikle dün mahkemeler önünde verilen tepki çok önemlidir!.. Esendağlı’nın da dediği gibi bu bir kırılma noktasıdır!.. Tıpkı diğer saydıklarım ve fazlası gibi!.. Yine tepkimiz ve mücadelemiz bu kadarla sınırlı kalırsa biliniz ki bir sonraki tsunaminin şiddeti çok daha fazla olacaktır!.. Hem de kaldıramayacağımız ölçüde!.. O nedenle geçmişten ders çıkartarak geleceğe umutla bakmak için kırılma anlarında yalpalamadan durmak zorundayız!.. Her ne olursa olsun bunu yapmalıyız!..