Ağzı ile içenleri tenzih ediyorum.
Son öngörülen alkollü araç kullanma cezalarının üzerine , haberlerde gördüğümüz manzara ortada. En az bayram boyunca 5 kişi alkollü araç kullanarak kazaya sebebiyet vermiş. Cezaların alkol tüketimini durdurmak konusunda etkisiz olduğunu görüyoruz. Daha ne yapmak lazım diyenlere de, şunu söyleyebilirim ki 413 bin TL para cezaları ile veya 3 yıl hapis ile bu toplumsal sağlık sorununa çare olamazsınız. Bu cezaları gördüğünüz üzere kimseyi durdurmuyor.
Her gün aynı manzaralara şahit oluyoruz. Alkolü alan direksiyon başında. Her ne hal hikmetse de içenin araba kullanası geliyor. İçtikleri yerde kalmak, taksi çağırmak, alkolsüz birilerini çağrıma vizyonuna da sahip değiller. Sonra bu tür sorumsuz ve düşüncesiz insanlar yüzünden başkaları hayatlarını kaybediyor. Maddi hasarlar oluyor, toplum olarak hem travmalar hemde kayıplar yaşıyoruz.
Ülkemizin alkol ile başı dertte. Alkolün ülkemizin sosyal yapısı üzerinde etkisi çok büyük.
Aşırı bilinçsiz bir alkol tüketimi var. Alkol tüketiminin bu kadar fazla olması, ayrıca ülkenin genel güvenliğini de tehdit ediyor. Sarhoşken yapılan hatalı kararlar, şiddet olayları ve hiç durmak bilmeyen trafik kazaları gibi durumlar hem polis kaynaklarını zorluyor, hem acil servislerin kapasitesini aşıyor. Toplumda genel bir duyguyla da güvensizlik yaratıyor. Cezaların tek başına yeterli olmadığı ve alkol tüketiminin azaltılması için daha kapsamlı önlemlerin alınması gerektiği ayan beyan meydanda .
Bu önlemler arasında eğitim, bilinçlendirme, erken müdahale programları ve sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi olmalıdır diğer modern ülkelerde olduğu gibi. Bakamayın yine ben hayallere doğru yol aldım. Olmayacak şeyler istemek de , bende adet oldu artık.
Benim bu konuda bir fikrim yok. Çünkü bu ülkede yasak olan her şey, son sürat yapılmaya ve yaşanmaya devam ediyor. Balığın başı kokmuş gerisi ile ilgilenen asla olmaz. İşte bu kadar serbestlik ve umursuzluk alkolü de kanayan yara haline getirdi.
Ekonomik açıdan bakıldığında, alkol tüketimi ekonomimize de zarar veriyor. Alkol bağlantılı sağlık sorunları, sağlık hizmetlerine büyük bir yük getirirken, alkol nedeniyle iş kaybı ve üretkenlik kaybı da cabası. Ayrıca, alkol bağımlılığına sahip bireylerin sosyal hizmetlere olan ihtiyaçları da ekonomik yükünü artırıyor.
Alkolün toplum üzerindeki etkileri de göz ardı edilemez. Alkol, trafik kazaları, şiddet olayları, aile içi sorunlar gibi birçok sosyal soruna yol açıyor. Ülkemizde aşırı alkol tüketimi, suç oranlarını artırmaya devam ediyor. Ayrıca, alkol bağımlılığı olan bireylerin maddi sorunlar ve sosyal dışlanma gibi sorunlarla karşılaşması yaygınlaşmış durumda. Kısacası toplumun genel refahı olumsuz yönde etkileniyor.
Sağlam ve de devamlılığı olan yasa ve yaptırımlar ile , bu olayların önüne geçilmelidir. Özellikle gençleri ve risk altındaki grupları hedefleyen önleyici önlemler ve toplumda farkındalık yaratma çabaları bir an önce yapılmalı. Ayrıca, alkolün sosyal ve kültürel bağlamı da göz önünde bulundurularak, kapsayıcı ve çok yönlü bir yaklaşım benimsenerek hareket edilmelidir. Alkol tüketiminin neden olduğu sürüş bozukluklarını önlemek için sıkı kanunlar, alkol testleri ve sürücülerin eğitimi gibi önlemler alınabilir. Tabi bunun için görevlerini yerine getirmek için , sağlam merciler gerekiyor.
Tüm bu stratejilerin bir araya getirilmesi, hükümetlerin alkol tüketiminin zararlarını azaltma ve halk sağlığını koruma konusundaki taahhütlerini gösterir. Ancak, etkili sonuçlar elde etmek için sürekli izleme, değerlendirme ve politika geliştirmeye devam etmek önemlidir. Eğer ki şahsi çıkarlardan, illegal işlerden, kendi menfaatlerinden zaman bulabiliyorlarsa ÜLKENİN KANAYAN YARASI HALİNE GELEN ALKOLÜ AZALTABİLİRLER İNŞALLAH.
SÜRAT, DİKKATSİZ SÜRÜŞ , EĞİTİMSİZ SÜRÜCÜLER VE ALKOL BU ÜLKENİN KADERİ OLMAMALI…
KAZALAR KADER DEĞİL
İHMALDİR…
KARAKUŞ