Memleket 'alev alev'

   Kuzey Kıbrıs günlerdir Lefkoşa’daki belediye çalışanlarının eylemine odaklandı...

   Özellikle son iki günde yaşanan gerilim, gündemin ilk sırasına yerleşti...

   Uzun süre maaş alamayan belediye çalışanlarının eyleminden ‘çıkar sağlamayı’ amaçlayan siyasiler olabilir...

   Ne var ki; bazı mazaretlerin arkasına saklanarak gerçekleri örtbas edemeyiz...

   Sorunun ana nedeni bellidir...

   Belediye çalışanları uzun süre maaşlarını gününde alamadılar...

   Bir yıldan fazla bir süredir maaşlar 10 ile 15 gün gecikmeyle ödendi...

   Buna karşın çalışanlar sabretti...

   Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımları yıllardır yapılmadı...

   Yani suç işlendi...

   Tabelasında iktidar partisinin rozeti bulunmayan özel bir şirket benzeri bir suç işlemiş olsaydı mahkemeye verilir ve yargılanırdı...

   Ağır cezalar ödemek zorunda kalırdı...

   Ama Lefkoşa Türk Belediyesi ve daha birçok belediye yıllardır ödenmeyen sosyal yatırımlar konusunda cezasız kaldı...

   Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yaşanan sorunlar ciddiyetle ele alınmadığı ve zamanında sağlıklı kararlar alınamadığı için bugünkü noktaya gelindi...

   Hükümet başını kaldırıp köyün minarelerini görmüş olsaydı, aylar öncesinden bir çare üretebilir, ülke bu hallere düşmezdi...

   Fakat çare üreten olmadı...

   Hatta bazı bakanlar “bırakın Cemal’ı, başına geleni çeksin” dedi...

   Cemal’ın başına gelenlerin, hükümeti, hatta devleti de sarsacağını hesaplayamadılar...

   Halkın sabrının taşabileceğini düşünmediler...

   Baş kaldıranı polis copuyla sindireceklerinden emin olarak hareket ettiler...

   Halbuki yapmaları gereken bu değildi...

   Ekmek parası için zor koşullar altında çalışan insanların üzerinden siyaset yapılmamalıydı...

   Basit hesaplar veya anlamsız inatlaşmalar yüzünden bir başka kriz de akaryakıt bayilerinde yaşandı...

   Adamlar hükümete uyarı üstüne uyarı yaptılar...

   Taksicilerde ve berberlerde olduğu gibi benzinci sayısında patlama yaşandığını belirterek “daha fazla izin vermeyin” dediler...

   Avrupa’da 8 bin kişiye bir isyasyon düşerken, KKTC’de 2 bin kişiye bir istasyon düştüğünü anımsatıp, önlem alınmasını istediler...

   Ülke genelinde 42 petrol istasyonu olması gerekirken, 137 istasyon bulunduğuna dikkat çekerek, sayının daha da artmasına yol açacak hareketlerden kaçınılması uyarısında bulundular...

   Hükümet bu uyarıları dikkate almadı...

   “Boşver canım CTP döneminde 12 tane istasyon izni verdiler, biz henüz 3 tane verdik” diyerek, ciddiyetten uzak bir tavır sergiledi...

   Bunun anlamı nedir bilir misiniz?..

   CTP 12 izin verdiyse, biz 24 tane vereceğiz...

   Verin bakalım bu işin sonu nereye varacak?..

   Rum malları bittiğine göre; siyasi yatırım olarak taksi, kiralık araba, benzin istasyonu gibi izinler dağıtacaksınız...

   Berberlerde olduğu gibi kaçaklara göz yumacaksınız...

   Ve bu küçük ülkeyi öyle bir hale getireceksiniz ki; herkes sonunda iflas edecek...

   Tekrar etmekte fayda vardır...

   İnsanların iflası, devletin iflasını da beraberinde getirir...

   Üstelik bu devletçiğin ne altın rezervleri vardır, ne de petrol...

   Ne parası vardır, ne de tanıyanı...

   Bilmem anlatabildim mi?..

{ "vars": { "account": "G-2P5695J8JB" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }