Gündem Kıbrıs Web TV’de Çiğdem Aydın’la Günaydın programına katılarak, Kuzey’deki Rum mallarının satışı ve ardından gerçekleşen tutuklamalar hakkında değerlendirmelerde bulunan İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Temassızlık, 20 gemi ve 20 uçak getirerek bu iş çözülmüyor. Bunun için politika geliştirmek lazım. Karşılaştığınız veya karşılaşma ihtimaliniz olan bir olay için politika geliştirmeniz lazım. Bir sür önce Roma’da Akan Kürşat tutuklandı. Çocuğu Güney’de okumasına rağmen, sürekli gidip gelmesine rağmen Roma’da tutuklandı. AB hukukuna göre AB’de tutuklama emri çıkarıldığında ve karar aldığında Güney’deki bir mahkeme, Avrupa’da uygulanır. Orams’la ilgili karar aldı Güney Kıbrıs ve İngiltere’de uygulandı. Bunları yaşadık. Buna göre politika üretmeliydik. Taşınmaz Mal Komisyonu yeterli değil. Ne parasını ödüyor, ne zamanında karar üretiyor. Bu işlerin çözümü için yer TMK’dır ama daha fonksiyonel hale getirilmesi lazım” dedi.

Tulga: Hasadı hızlı başlayan harnubun teşvik fiyatı belirlenmeli Tulga: Hasadı hızlı başlayan harnubun teşvik fiyatı belirlenmeli

“Yabancı müteahhitlerin kazançlarına kazanç sağlamak doğru değil…”

Talat, “Bu iş ilk başladığında tazminat, takas ve iade gibi 3 seçenek olduğu için 3 seçeneğinde uygulanmasını sağladık görevde olduğumuz sürede ve ab insan hakları mahkemesine etkin bir iç hukuk olduğunu ispat ettik. Bunu devam ettirip geliştirmek zorundasınız. Mülkiyet politikası da önemli... Kat kat binalar yapıp kâğıt üstünde her tarafa satmak ve adayı betonlaştırmak ve müteahhitleri zengin etmek, yabancı müteahhitlerin kazançlarına kazanç sağlamak doğru değil. Ekonomik aktivitenin belli düzeyde yükselmesi için inşaat yapılacaktır ama bu işi bir kampanyaya dönüştürüp yağmalama yapmak Rumları harekete geçirdi. Kıbrıs politikasında ortaya konan yeni çıkmaz yol siyaseti hem Rum hem Avrupa hem dünyayı bizim aleyhimize etkiledi. Kıbrıslı Türklerin tecridi daha da artacak. Tecrit Türkiye’nin yarın yıldönümünü kutlayacağımız Barış Harekâtı ile başlamadı. Tecrit KKTC’nin ilanı ile Kıbrıs Türk tarafının adanın yeniden birleşmesini kabul etmediği inancının doğması ile BM’nin aldığı tecrit kararı ile başladı. 84’te BM güvenlik konseyi karar aldı bu yasadışı devleti tanımayın ve güçlenmesine de destek olmayın dedi. Tecrit Annan planı referandumu ile yumuşadı. Kıbrıslı Türkler çözüme karşı olmadığını ispat etti. Uluslararası kuruluşlarda dâhil olmak üzere dünya devletleri Kıbrıslı Türklere karşı ambargolar yumuşatmalı diye rapor yazıldı. Ondan sonra, yasal düzenlemelerde telkinlerin iletilmesi ve TMK’nın kurulması gibi süreçler geldi. Bu komisyonda yabancılar var. Çünkü AB İnsan Hakları komisyonu bize yabancıların da olmasını tavsiye etti. Bu komisyonun adil davranılacağı düşünülsün diye. Bu işler kolay olmadı” dedi.

“Avrupa Birliği Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kabul etti ama yağmala demedi…”

Talat, “Rumlar bu işi ilerletecekler. Yapılıp satılmayanlar elde kalacak. 2004’ten sonra bir furya yaşandı ve sonra durdu. Bir sürü bina yarım kaldı. O ekonomik kriz nedeniyle oldu. Şimdiki Rum tarafının bu faaliyetleri ile yine aynısı olacak. Beraberinde diğer sektörler de etkilenecek.  Türkiyeliler de bundan nasibini alacak. Türk bir müteahhit hakkında Rum tarafı işi mahkemeye taşıyarak tek taraflı bir hüküm alırsa, o Türkiyeli müteahhit Avrupa’ya da gidemeyecek. Türkiyelileri bile bu iş  etkileyecek. Bir kişi şuan Güneyde tutuklu. Tutuklu yargılanacak. Bu olay oldu bunun arkası gelmeyecek mi? Eğer bundan netice alacağını görürse Güney Kıbrıs yapmaya devam edecek. Avrupa Birliği Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kabul etti ama yağmala demedi. Meclisten geçen yasa yabancılara mal satışını kısıtladı. Biz bile bu işten nemalanan toplum olarak tedbir almak zorunda kaldık. Rum tarafı tedbir alamayacak mı? TMK’yı doğru dürüst çalıştıramıyorsun, çözüm işi bitti diyorsun... Yarın AB insan hakları mahkemesi çözüm sonrasına ertelemek sonsuza ertelemek olur diyerek davalara kendisi de bakabilir. O zaman ne olacak?” dedi.