Erhürman'ın açıklaması şöyle:
1. Parlamenter demokraside hükumetin Meclis’te çoğunluğun desteğine sahip olması kuraldır (azınlık hükumetleri istisnadır).
2. Bunun en açık göstergesi hükumetin güvenoyu alabilmesi için salt çoğunluğun desteğine ihtiyaç duymasıdır.
3. Bu arada ilgili ülkenin anayasasında açıkça yazmasa da, mesela bütçesi salt çoğunluğun oylarıyla kabul edilmeyen bir hükumetin istifa etmesi teamül olarak kabul edilir.
4. Şu anda önümüzde üç siyasi parti tarafından kurulmuş ve 29 milletvekilinin desteğine sahip olduğu iddia edilen bir “hükumet” vardır.
5. Böyle bir “hükumet” Meclis başkanlığı için aday gösterdiği bir kişiyi Meclis’in salt çoğunluğu olan 26 oyla seçtiremeyip ikinci bir kişiyi seçtirebilse, sorunun aday gösterilip seçilemeyen kişinin şahsıyla ilgili olduğu iddia edilebilir.
6. Ancak üç ayrı kişiyi (birini iki kez) aday gösterip, 15 oylamanın hiçbirinde salt çoğunluğa ulaşamayan bir hükumet varsa karşımızda, bu, söz konusu hükumetin Meclis’te çoğunluk desteğini kaybettiği anlamına gelir.
7. Oylamalarda yaşanan onca rezaletten sonra son oylamada üç çift mühürlü pusulayla verilen “mesaj” da dikkate alındığında bu daha da net biçimde görülecektir.
8. Açık olan bir şey vardır: Bu şartlar altında yasa tasarıları ve bütçe de Meclis’te gizli oyla oylansa bu “hükumet” yasa tasarılarını ve bütçeyi de geçiremeyecektir.
9. İşte bu nedenlerledir ki bu “hükumet” bitmiştir, halkın ve ülkenin zamanını çalacak şekilde gereksiz uzatmalar oynanmaktadır ve erken seçimden başka herhangi bir çare yoktur!
Not: Aşağıdaki fotoğraf, “hükumet”e mensup milletvekillerinin muhalefete “bizim çoğunluğumuz hazır. Meclis’i açın, seçelim” çağrısını yapmak için Genel Kurul’a girip foto-şov yaptığı gecedendir.
Bilindiği gibi bu geceden sonra, “açın seçelim” diyenler, Meclis’i açtılar ve seçmediler. “Açın seçelim” çağrısının ardından 10 defa açtılar, 10 defa seçmediler…
